İsmail Kartal ve oyuncuları rotasyonlu kadroyla gruptaki ilk maçını çok rahat geçti. Belli ki Kartal elindeki iki 11'ini doğru kullanıp konferans liginde finale gidebileceğinin sinyallerini verdi. Fenerbahçe üretkenlikten uzak ama temaslı oyun oynayabilen 2. kadrosuyla kazanmayı bildi. Rakibin gol ve 5 dakikalık rahatsız etmesi dışında sarı-lacivertliler oyuna hakimdi. Öne geçmesi önemliydi ve galibiyet de ilk golle gelmiş oldu. Taraftar da alkışı hak etti. Kupada final hayal değil. Tebrikler Fenerbahçe.
Kaybetmekten iyi
Galatasaray şampiyonlar ligindeki ilk maçını Kopenhag ile kendi sahasında oynadı. İlk yarı çok pozisyon harcadı, Muslera'nın hatası ile geri düştü. Galatasaray henüz hazır değil. Okan hoca belli ki takımına tempo ve kondisyon kazandırıp, uzun maratonda enerjiyi doğru harcamak istiyor. 2-0'dan geri dönmek ödül gibi oldu. Alınan berberlik grupta işe yarayacaktır.
Alkışlar Mert'e
Avrupa'daki bir diğer temsilcimiz Beşiktaş'ı önemli kurtarışlarıyla Mert ayakta tuttu. 59. ve 72. dakikada müthiş iki şutta kalesinde devleşen Mert maçın yıldızıydı. Cenk her şey bitti derken hayat öpücüğü verdi ve beraberliği getirerek taraftarına derin bir nefes aldırdı.
TFF'yi yayıncı kuruluş mu yönetiyor?
Son günlerde ülke futbolunda tartışılan en dikkat çekici konu, gelecek sezon play-off uygulamasına geçilmesi! Bu sistemin istenme sebepleri her ne kadar açıklanmasa da, bir bit yeniği olduğu hissediliyor. Biraz inceleyip detaylandıralım derken birçok ipucunu, bu işin içindekileri ve hangi kurumun yararına olacağını keşfediyorsunuz! UEFA başta olmak üzere birçok ligde bu sistem denenmemiş! Denenmişlerde ise bu sevdadan hızla vazgeçilmiş. UEFA organizasyonlarında yararlanma düşüncesi oluşsa da, yapılan değerlendirmeler sonucu bu fikirden uzaklaşılmış. Avrupa'nın majör liglerinde gündeme dahi gelmemiş
Play-off uygulamasını kimler ve neden istiyor? Dilerseniz bir bakalım: 1- Yayıncı kuruluş, kulüplerimizin önemli bir gelir kaynağı. Bu sebepten kurum dediğim dedik tavrıyla her istediğini yaptırma gücüne erişti ve ipleri elinde tutuyor. 2- TFF ve kulüpler de, her ne kadar elde edilen rakamlar düşse de, boynu bükük ve çaresizce her isteneni kabul ediyor. Aslında bu istek de yayıncı kuruluştan geliyor. Onlar da play-off oynanırsa gelirlerini artırıp reklam pastasından önemli bir pay elde etmenin peşinde. 3- Kulüplerin bir kısmı ve yayıncı kuruluşa yakın çevreler play-off sistemi konusunda PR çalışmalarını amansız bir şekilde sürdürüyor. 4-Yeni sezonda play-off uygulamasına geçilmesi için medyadan da çeşitli isimler kullanılıyor. Bu isimlerin çoğu yayıncı kuruluşta daha önce çalışmış ya da çalışmayı uman medya mensupları, nedense! Yayıncı kuruluşun Türk futboluna katkısı kesinlikle yadsınamaz. Çok büyük katkıları, yatırımları oldu, şüphesiz. Bazı çevreler play-off uygulamasına geçilmesi için köşe başlarını bile tutmuş durumda. Nasıl mı? Uzun yıllar boyunca yayıncı kuruluşta görev alan ve sonrasında TFF genel sekreterliğine getirilen Kadir Kardaş bu iletişimi sağlayan isimdi. Hem yayıncı kuruluşu hem de TFF iç organizasyonunu bilen Kardaş, uzun yıllar boyunca köprü görevi gördü. Eli gitgide güçlenen yayıncı kuruluş, her istediğini yaptırıyor, olan bitene, alınan kararlara dair hızlıca bilgi edinebiliyordu. Naklen yayın ekonomisine sahip yayıncı kuruluş, TFF idare yönetimini elinde tutma gücünü de son atama ile göstermiş oldu. Kadir Kardaş'ın ardından bir süre önce yine yayıncı kuruluşta genel müdür yardımcılığı yapan Taner Senseven göreve getirildi! Kimseye ilginç gelmiyor mu? Yayıncı kuruluşta çalışan isimler, ne hikmetse sürekli TFF'ye ve önemli koltuklara atanıyor! Belli ki yayıncı kuruluş atama konusunda hayli becerikli.
Kuntz'u gönderdi, istediğini getirdi!
Hakan Çalhanoğlu son günlerde en çok tartışılan isim. Çalhanoğlu'nun, "Ermenistan'ı evde yenemiyorsan bazı şeyleri düzeltmen ve daha konsantre olman gerekiyor. Tabii ki öfkeliyim" diyerek hedef aldığı hocası Kuntz, bu sözler sonrası Hakan başta olmak üzere tüm takıma karşılık vermişti. Bağların koptuğu belliydi. TFF hızlıca karar alarak Kuntz ile yolları ayırıp, Montella ile 3 yıllık anlaşma yaptı. İşin ilginç tarafı Çalhanoğlu'nun, Kuntz salvosu karşılık görmüş, eski dostu Montella da göreve getirildi.