Madrid'de düzenlenen 32. NATO Zirvesi, NATO tarihinin en önemli zirvelerinden biri olarak kayda geçti. Alınan kararlar dönüm noktası kabul edildiği için dünyanın gözü kulağı İspanya'daydı.
Zirve bitince ülkelerine dönmeden önce liderler İFEMA Kongre Merkezinde teker teker kamera karşısına geçti. Liderlerin kameralar ve gazeteciler karşısında gösterdiği performans da ilgi çekiciydi.
BİDEN'IN SORULARI LİSTEDEN
ABD Başkanı Biden basın toplantısında fazla kalmadı. Zaten sadece beş gazeteciye söz verdi.
Soru soran gazeteciler önceden belirlenip listelenmiş.
O yüzden önündeki nota bakıp adını okuduğu gazetecilere söz verdi Biden. Sırasıyla Associated Press, Newyork Times, Bloomberg, Wall Street Journal, ve NBC muhabirleri soru yönelttiler kendisine.
Ne tesadüf ki beşi de Amerika Birleşik Devletleri'nden!
Biden basın toplantısını bitirip kürsüden inerken onlarca gazeteci ayaktaydı, seslerini Başkana duyurmaya, soru sormaya çalışıyordu. Ama "özgürlükler ülkesi" ABD'nin Başkanı başka soru almadı.
NATO SEKRETERİ 20 DAKİKA
Aynı salonda Cumhurbaşkanımızdan önce NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de bir basın toplantısı yaptı.
Türk gazeteciler olarak biz de takip ettik.
Ama çok önemli kararların çıktığı, strateji belgesinin değiştiği, yeni tehdidin belirlendiği zirveye başkanlık eden Genel Sekreter salonda sadece 20 dakika kaldı. Ve sadece altı soru aldı.
Stoltenberg'e sorulacak sorular ve soracak gazeteciler de önceden belirlenmişti. Bu işi salona onunla giren bir kadın görevli takip etti.
Sahneye konulmuş ayaklı mikrofonu kullanarak söz verdi listede olduğunu bilenlere. Sırasını savanın da üstünü herkesin önünde çizdi! İlginçti!
ERDOĞAN'IN BASIN TOPLANTISI ÇOK BAŞARILIYDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan da aynı yerde çıktı uluslararası basının karşısına.
Salon Cumhurbaşkanımız teşrif etmeden epeyce önce dolmuştu. Hatta "pandemi kurallarına riayet edin ve bir koltuk atlayarak oturun" uyarılara bile pek uyan olmadı.
Basın toplantısı çok başarılı geçti. Bir saati bulan toplantının ilk 16 dakikasında kendisi bir değerlendirme yaptı Cumhurbaşkanı. Gazeteciler pür dikkat not aldı.
Önceki lider toplantılarından farklı olarak salonda uğultu azdı, hareketlilik en aza indi.
Cumhurbaşkanı "sorulara geçebiliriz" dediğinde neredeyse bütün eller kalktı.
SEÇME YOK, ÖZGÜRLÜK VAR
Diğer lider toplantılarına katılan ama sadece Erdoğan'a özgürce soru sorulduğunu ifade eden ABD'li meslektaşımız Michael Tracey çok haklı.
Tracey Twitter hesabında şunları yazdı: "Erdoğan'ın yardımcısı bana soru soracakların önceden seçilmediğini ve istediğim her şeyi sorabileceğimi söyledi. Erdoğan bana söz hakkı verip sorumu cevapladı. Ukrayna için diplomasi çağrısı yapan az sayıdaki NATO lideri olduğunu, buna karşın ABD/İngiltere'nin askeri gerginliği tırmandırma çağrısı yaptığını belirttim. 'Otoriter' olarak etiketlenen Erdoğan'a, her ikisi de önceden belirlenen soru alan Joe Biden ve Boris Johnson'dan çok daha fazla soru sorulduğunu kayda geçirmek istiyorum".
Cumhurbaşkanımız o an el kaldıranlar arasından herhangi birine söz vererek dünya medyasının özgürce soru sorabilmesine imkan tanıdı NATO Zirvesinde.
O salonda toplam 19 soru aldı Cumhurbaşkanı. F16, ABD ile ilişkiler, Yunanistan, tahıl krizi, İsveç ve Finlandiya ile imzalanan muhtıranın işleyişi ve yaptırım gücü gibi birbirinden farklı başlıklarda merak edilen veya tekrara düşme pahasına da olsa bir detayı biraz daha netleştirmeyi amaçlayan soruların her birine dikkatle ve sarih biçimde cevap verdi Cumhurbaşkanı.
Bazen şakalaştı soruyu soran gazeteciyle. Bazen Freedom House adına konuşan kadına insan öldürme özgürlüğü diye bir özgürlük olmayacağının dersini verdi.
Baştan sona çok rahattı Cumhurbaşkanı. Zihni açıktı, keyifliydi.
Madrid'den diplomatik bir zaferle dönmenin, teröre karşı yürütülen mücadelede önemli bir virajı daha almanın şükründeydi.
18 SORU DA BİZ SORDUK
Üstelik uzun bir röportajdan daha yeni çıkmıştı. Çünkü Cumhurbaşkanımız uluslararası basının temsilcileriyle buluşmadan önce Türkiye'den gelen ve benim de aralarında olduğum gazetecilerin sorularını cevaplamıştı.
Yine hiçbir kısıtlama olmadan. Bir saate yakın bir sürede 18 soru da biz sorduk.
Yoğun görüşmelerin, zorlu müzakerelerin üstüne bir de soru rüzgarı!
İki saatte toplam 37 soru cevapladı yani Cumhurbaşkanımız.
Kim olsa yorulur, dikkati dağılır, aynı konuları tekrar anlatmaktan sıkılır, sabır taşı olsa çatlar.
Ama o yorulmuyor, bıkmıyor. Çalkantılı bir coğrafyada, her şeyin hızla değiştiği, katı olan her şeyin buharlaştığı zamanlarda büyük bir çaba ve özveriyle çalışıyor. Türkiye haklı ve meşru mücadelesinde çok daha güçlü bir konuma geldiyse Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sayesindedir.