Seçime bir hafta kala gündem Taksim’deki bir otelde yapılan gizli görüşmeyle çalkalanıyor. Konuyu biliyorsunuz. Pazar günü Cumhur İttifakı, AK Parti adayı Binali Yıldırım ile Millet İttifakı, CHP adayı Ekrem İmamoğlu arasında yapılan ortak yayınında İmamoğlu, moderatör Küçükkaya’nın sorduğu bazı sorulara karton üzerine basılmış grafik ve rakamlarla yanıt verdi. Yani hazırlıklıydı. Bunun üzerine sosyal medyada “İmamoğlu soruları önceden mi aldı” tartışması çıktı.
Bu tartışmayı alevlendiren şey moderatör ile İmamoğlu’nun yaptığı gizli görüşmenin açığa çıkması oldu. Önce bir gazeteci bunu iddia olarak dile getirdi. Daha sonra moderatör bir TV kanalına bağlanarak “Evet, danışmanlarıyla görüştüm. İmamoğlu da oradaydı, 2-3 dakika da onunla görüştüm” dedi.
TRT Haber yayınında bu konu Ekrem İmamoğlu’na soruldu. İmamoğlu soruyu “15-20 dakika görüşmüşüzdür ancak ben 2-3 dakika konuşmuşumdur” ifadesiyle yanıtladı.
Tüm bunların üzerine ortaya çıkan görüntülere göre görüşme İmamoğlu’nun oteldeki odasında yapıldı. 2-3 ya da 15-20 dakika değil tam 46 dakika sürdü.
Açıklamalarda birçok çelişki var. Biz tabloyu berraklaştıralım.
Bir. Partiler moderatörün her iki adayla yayın öncesi yüz yüze görüşmesi konusunda anlaşıyor. Amaç yayının genel ilkeleri konusunda bilgilendirme yapmak.
İki. Yıldırım yüz yüze görüşme için telefon bekliyor ancak arayan olmuyor. Moderatör, bu sırada İmamoğlu ile 46 dakika yüz yüze görüşüyor.
Üç. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal yüz yüze görüşme olmayınca moderatörü arıyor ve görüşmenin neden gerçekleşmediğini soruyor. Moderatör “Her ikisi ile de telefonda görüştüm, sıkıntı yok” diyor. Yüz yüze görüşme konusunda yine bilgi verilmiyor.
Dört. CHP ile temas kuruluyor. CHP yönetimi de görüşmenin telefonla olduğu yönünde bilgi sahibi olduklarını söylüyor. Yüz yüze görüşme konusu yine teyit edilmiyor.
Beş. Yüz yüze görüşüldüğü öğrenilince tepki gösteriliyor, bunun üzerine Yıldırım’la telefon görüşmesi gerçekleşiyor.
Tüm bunların üzerine 46 dakikalık görüşmenin görüntüleri ortaya çıkıyor.
Adını koyalım: Bu görüşme -İmamoğlu reddetse de- gizli bir görüşmedir ve ortak yayının güvenilirliğine leke sürmüştür. Bu kadar çelişkili açıklamanın ardından “Soruları konuşmadık” demek kimseyi inandırmaz.
Sayıştay’ın Beylikdüzü tespitleri
23 Haziran yaklaşırken Sayıştay raporları gündeme getiriliyor. Tartışmalar üzerine ben de Sayıştay’ın İmamoğlu’nun belediye başkanlığı yaptığı dönemde Beylikdüzü ile ilgili hazırladığı raporlara baktım. 2016 raporlarındaki bulguları paylaşayım. Sayıştay’ın tespitlerine göre Beylikdüzü belediyesinde yüklenici firmalara mevzuata aykırı bir şekilde iş bitmeden ön ödeme yapılmış. Kurum taşınmazları ihale yapmaksızın ecrimisil karşılığında kullandırılmış. Vergi tahsilatı düşük oranda yapılmış. İşçilerin kıdem tazminatı karşılığı ayrılmamış. Daha önemli bir detay var. Rapordan alıntılayalım: “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği gereğince ambalaj atıklarının ilçede toplanması amacıyla verilen imtiyaz hakkının ihale yapılmadan ve herhangi bir bedel alınmadan verildiği tespit edilmiştir.” Türkçesi şu: Atık toplama imtiyazı 8 yıllığına, ihalesiz bir şekilde, bir firmaya verilmiş. Firmadan da hiçbir ücret alınmamış. Sayıştay bunu tespit edince geri adım atılmış ve ihaleye çıkılacağı söylenmiş. Not edeyim istedim.