Yarın mübarek Ramazan ayı başlıyor. En uzun gün dönümüne rastlaması nedeniyle bu yıl da Müslümanları zorlu bir sınama dönemi bekliyor. Oruç tutanlara bu kutsal görevlerini yerine getirirken bazı rahatlatıcı önerileri hatırlatmakta yarar görüyorum.
Ramazan ayında uzun açlık süresi ve aşırı sıcağın yol açabileceği halsizliğin hafifletilmesi ve vücut direncinin desteklenmesi bakımından bugünden başlayarak Ramazan ayı boyunca her gün sahurda 300-400 miligram Kore Ginsengi özütü taşıyan kapsüllerin kullanılmasını öneririm. Kore Ginsenginin kan şekerini, tansiyonu ve sinir sistemini düzenleyici etkisi bilinmekte. Dolayısıyla kan şekerinin düşmesi veya yükselmesini engelleyerek normal durumunu korumasını sağlayabilir. Aynı şekilde kan basıncını dengeleyerek tansiyonun yükselmesi ya da düşmesi önlenebilir. Diğer taraftan, sinir sistemi üzerindeki dengeleyici etkisi ile de gerginliği azaltırken vücuda dinçlik kazandırabilmekte. Ancak burada özellikle kalitesine güvenilen bir marka ve mutlaka Kore Ginsengi (Panax ginseng) köklerinden elde edilen özüt olması gerekir. Piyasada bulunan maalesef düşük kalitede ürünler de Kore Ginsengi gibi pazarlanmakta. Dolayısıyla, yanlış ürün kullanılması neticesi beklenen yararın sağlanması mümkün olamayacak.
Çaylar şekersiz içilmeli
Ramazan ayında ne şekilde beslenilmesi konusunda uzmanların çeşitli önerileri bulunuyor. Sahurda ve iftarda yiyeceklerin aşırı miktarlarda ve hızla tüketilmesi çoğu zaman mide ve bağırsaklarda sorun yaratabilmektedir. Bu bakımdan bazı rahatlatıcı çay karışımları kullanılarak şikâyetlerin hafifletilmesi sağlanabilir. Sabah sahurda niyet tutmadan önce bir poşet “Alman papatyası” ve bir poşet “rezene” meyvesi ilave edilerek hazırlanan çay karışımının şekersiz olarak içilmesi, gün içerisinde mide ve bağırsak şikâyetlerinin hafifletilmesinde, krampların önlenmesinde yardımcı olabilir. Akşam iftar yemeğinden sonra ise bu defa “tıbbi nane” ve “gerçek melisa” poşetleri ile hazırlanan çayın aynı şekilde şekersiz içilmesini öneririm. Tıbbi nane, bizim evde yemeklere ilave ettiğimiz naneden farklı bir türdür. Mide asidi ve safra salgısını artırarak sindirimi kolaylaştırır. Tıbbi naneyi sahurda önermeme nedenim ise mide asidini artırarak sindirimi hızlandıracağından gün içerisinde acıkmaya yol açabilmesidir. Ancak reflü hastalarında nane çayı içilmesi önerilmez. Bu kişilerde yine Alman papatyası ve rezene çayı karışımı tercih edilmeli.
Demlik içerisine ilave edeceğiniz gerçek melisa poşeti ise gün boyu açlığın verdiği gerginlik hissini gidermesi ve sindirime yardımcı olmasını sağlar. Bu suretle tüm gün boyunca kasılmış olan midenizin rahatlamasını sağlayarak iftarda yenilen yemeklerin daha kolay sindirilmesine yardımcı olacak, mide ve bağırsaklarda rahatsızlık verecek gaz oluşumuna, gerginlik ve ekşimelere engel olacaktır.
“Direncinizi arttırmak için her sahurda Kore Ginsengi için.Yalnız piyasada bulunan düşük kalitedeki ürünlere dikkat edin. ”
Tarçınla tatlandırın
Gerek sahur vgerekse iftarda tüketeceğiniz çayların içerisine aromasını kuvvetlendirmek için tarçın kabuğu ve karanfil eklenebilir. Tarçın kabuğu ilavesi yemek sonrası kan şekerinin aşırı yükselmesinin önlenmesi bakımından da yararlı olacaktır. Tabii tüm bitki çaylarının şeker ilave edilmeden, gerçek bal ile tatlandırılmasını öneririm. Sahte bal glikoz şurubu ile ya da önüne şekerli su konulan arılar tarafından ürettirildiğinden mide asidini artırarak hızla acıkmaya ve kan şekerinde hızlı yükselmeye ve vücutta yağlanmaya yol açacaktır. Hâlbuki gerçek balın kan şekerini aşırı yükseltmediği tespit edilmiştir.
Bahsettiğim bu yararların görülebilmesi için öncelikle bitki çayı hazırlanmasında kullanılacak bitkilerin de mutlaka doğru bitkiler olduğundan emin olmak gerekir.
Ayrıca tarım ilacı, çevresel toksinler gibi riskler taşımadığına güvenmemiz gerekir. Aksi takdirde, tarım ilacı ya da toksinlerin yol açabileceği ağrı, bulantı ve kramplar oruç süresince sizi her zamankinden çok daha fazla olumsuz etkileyebilecektir. Bu nedenle mutlaka kalitesine güvenilir markalı bitkisel ürünlerin kullanılmasını öneririm.