Bağdat...
03 Ocak 2020...
İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani Amerika'nın Bağdat Havalimanı'nda insansız hava araçlarıyla düzenlediği saldırı sonucu hayatını kaybetti.
Dünya gündemini sarsan bu olayda Süleymani ile birlikte beş İranlı ve beş Iraklı daha hayatını kaybetti.
Olay duyulur duyulmaz tüm dünya Amerika İran Savaşı başlıyor havasına girdi.
Zira ölen kişi İran Devrim muhafızlarının bir numaralı ismi, gelecekte de İran'ın başına geçecek lider olarak anılıyordu.
Peki ne olmuştu da Süleymani suikasta uğramıştı.
İşte bu soruya cevap arandığında işlerin hiç de öyle göründüğü gibi olmadığı, arka planda farklı işlerin olduğu ortaya çıkıyordu.
Neydi O İşler...
O günlerde Amerika tarihinin en kritik seçimine hazırlanıyordu.
Küreselciler ile ulusalcılar arasında yürüyen savaş olanca hızıyla devam ediyordu.
Böylesi bir sürecin yaşandığı günlerde Bağdat'ta hükümet binalarının ve yabancı misyon temsilciliklerinin bulunduğu korunaklı "Yeşil Bölge" Haşdi Şabi taraftarlarınca basıldı.
Bu bölgede toplanan Haşdi Şabi taraftarları Amerikan elçilik binasına girdiler ve bastıkları binada saatlerce gösteri yaptılar, halaylar çektiler, Amerikan bayraklarını yaktılar, Amerika aleyhine sloganlar attılar sonra da ellerini kollarını sallayarak hiçbir şey olmamış gibi çekip gittiler.
Oysa Amerikan askerlerinin bahse konu bölgeye izinsiz girenler için sorgusuz sualsiz vurma yetkisi vardı.
Daha önce sırf alana izinsiz girdiği için birçok kişiyi keyfi katleden Amerikalı Askerler ne hikmetse bu göstericilere tek bir mermi dahi atmadılar.
Bu Tuzakta Amaç Neydi...
Bu tuzak küreselciler tarafından Trump için kurulmuştu.
Çete saatler içinde konuyu Amerika'da manşet yaptı ve günlerce üzerinde tepindi.
Amaç Trump aleyhine bir kamuoyu oluşmasını sağlamak ve cumhuriyetçi oylarını azaltmaktı.
Tuzağı fark eden Trump'ın küreselcilerden intikamı sert oldu ve bu yapının yıllardır kullandığı kirli ajan Kasım Süleymani'yi Bağdat'ın göbeğinde suikastla öldürdü.
Tuzak öyle kurulmaz böyle kurulur diyen Trump böylelikle küreselcilerin elindeki en büyük ve en önemli oyuncağı almış oldu.
Bu beklenmedik olay karşısında ne savaş çıktı ne de bir gerilim yaşandı.
Çünkü hem küreselciler hem de işbirliği içinde oldukları İran'ın kripto derin yapısı yaşananlar karşısında şaşkındılar.
Trump deyim yerindeyse ezber bozmuştu.
Aruri Suikastı...
Bu gizli dayanışmanın işlediği yakın bir örneği de Hamas'ın iki numaralı ismi Aruri suikastında yaşadık.
İran destekli Hizbullah tarafından Lübnan'da toplantıya çağrılan Aruri yıllardır iş yaptığı bu kanadın davetine tereddüt etmeden icabet etti.
Hamasın Haniye'den sonra gelen iki numaralı ismi Aruri en büyük hatayı da işte burada yaptı.
Hizbullah liderlerinin kendisini tuzağa düşürecekleri, deyim yerindeyse İsrail'e satacakları hiç aklına gelmemişti, çünkü güveniyordu.
İşte o güvenin bedeli de hayatı oldu.
İsrail Aruri'nin bulunduğu yeri öğrenerek dronlu saldırı ile katletti.
Bir başka benzer olay da Haniyye suikastında yaşandı.
Haniyye Suikastı...
İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan Hamas Lideri Haniyyeyi göreve başlama törenine davet etti.
Tören için Tahran'a giden Haniye burada uğradığı esrarengiz bir suikast sonucu şehit edildi.
Haniyye'nin şehit olacağı dahil her şey aklıma gelirdi de bu şehadetin Tahran'da kurulan bir tuzakla olacağı aklıma gelmezdi.
İran Hizbullah üzerinden Lübnan da tuzağa düşürdüğü Aruri gibi bu kez de Haniyye'yi Tahran'da tuzağa düşürdü.
Davet üzerine Tahran'a gelen Haniyye hayatının en büyük hatasını İran'a bu derece güvenmekle yapmıştı.
Uyanın...
Her daim söylerim...
İran rejiminde hem de rejimin en kritik karar mekanizmalarında yıllardır işleyen kripto bir yapı var.
Bu yapı sahne arkasında İsrail ve Amerika ile kuzu sarma işler yürütür sahne önünde ise sözde kanlı bıçaklı işler.
İsrail ve Amerika İran için sözde baş düşmandır. İran'da Amerika ve İsrail için sözde baş düşmandır.
Bu danışıklı dövüş, bu kayıkçı kavgası yıllardır böyle işleye gelmiştir.
Sözde birbirileri ile savaşan bu ülkeler ne hikmetse savaşı hep Irak ve Suriye topraklarında yaparlar ve yine ne hikmetse hep de oralarda dayağı Sünni Müslümanlar yer.
Gerek Kasım Süleymani'nin gerek İsrail'in gerek Amerika'nın gerek İran'ın ellerinden Müslüman kanı akmaktadır.
Reisi suikastında yaşananlar, bu son iki olayda yaşananlar bahsettiğim kirli ilişkilerin ürünleridir.
Her daim olduğu gibi İran yine şaşırtmadı ve "bedeli ağır olacak bir karşılık mutlaka verilecek" gibi ucu açık cümlelerle olayın üstünü örtüp süreci geçiştirdi.
Bakalım herhangi bir tepki oluşacak mı, oluşacaksa da bu tepki tribüne mi olacak anlayacağız, bekleyip göreceğiz.