Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın son çıkışı zaten tahmin edilebilecek bir gerçeğe işaret ediyor: Hayır, Ak Parti içinde çatlaklar olduğuna değil; Başbakan Tayyip Erdoğan’ın öğrenci evleriyle ilgili çıkışının parti ve hükümet bünyesinde görüşülmüş bir konu olmadığına...
Tahmin ediyorduk; çünkü Başbakan bu çıkışını Kızılcahamam’daki parti toplantısı sırasında kendisine iletilen bir şikâyete tepki olarak yapmıştı... Denizli’de birileri Ak Parti örgütüne bir şikâyette bulunmuş, onlar da Kızılcahamam’da yakaladıkları fırsatı şikâyeti aktarmakta kullanmışlar...
“İcabına bakarız” tepkisi Başbakan Erdoğan’ın, anlıkmış...
Sorun bundan sonra başlıyor...
Normalde, özgürlüklere müteallik böyle bir konu, önce Ak Parti’nin ilgili organlarında pişirilip kotarıldıktan ve bu arada başta Adalet Bakanlığı olmak üzere devletin ilgili birimleri görevlendirilip ön-çalışma yaptırıldıktan sonra bakanlar kurulunun gündemine getirilir...
Önemli kararların bir çoğu böyle bir sürecin itinasıyla alındı Ak Parti’de... Başbakan Tayyip Erdoğan da silsile-i meratip içerisinde alınan kararların bereketine inandığı ve kendisi de baştan beri ‘ortak akıl’ ile çözüm aramayı savunduğu için fazla bir sorunla da karşılaşılmadı.
Elbette her konuda olduğu gibi, ‘ortak akıl’ ile sonuçlandırılması esasının da bazı istisnaları yıllar içinde görüldü Ak Parti’de; onların âkıbeti diğerlerinden farklı geldi. Çoğu hayata geçirilemeden temenni mahiyetinde kaldı.
Akamete uğramış hangi konular varsa, onlar, ‘ortak akıl’ eksikliğine sahip olanlardır...
Galiba ‘öğrenci evleri’ ile ilgili düzenleme de benzer bir âkıbete uğrayacak...
Devlet adına yapılacak düzenleme ve uygulamalar mutlaka var ‘öğrenci evleri’ ile ilgili: Yeni üniversitelerin ve kontenjanı artırılmış eskilerinin yurt eksikliğini tamamlamak... Yurtların yetmediği illerde ev sahiplerini öğrencileri ağırlama konusunda teşvik etmek, gerekirse destek çıkmak... Hatta erken evliliği özendirmek...
Ancak hanelerin mahremiyetine asla müdahale edilmemesi şartıyla...
Hak ve özgürlükler konusunda özürlü olduğu bilinen geçmiş iktidarlar döneminde, Kur’an okunan veya dini sohbetler yapılan evlere baskınlar düzenlenmesi, hanelerin mahremiyetine tecavüz anlamına gelen aşırılıkların yaşanması benzer uygulamaların bugüne taşınmasına ‘gerekçe’ olamaz... O tecavüzler yanlıştı ve onların bugün tekrarlanması da yanlış olacaktır.
Bülent Arınç’ın yurtdışı seyahatler yüzünden Tayyip Erdoğan’a bu yoldaki görüşlerini aktaramadığı ve bulduğu ilk fırsatı bu amaçla değerlendirdiği anlaşılıyor...
Daha önce bir çok konuda aleni veya yüz yüze benzer çıkışlar yapmış biri Bülent Arınç; Ak Parti’nin 12 yılı aşan tarihinde, kuruluştan bugüne, yerinde devreye girerek yön sapmalarını engelleme çabaları görülmüştü. Hukukçu kimliği, siyasetin içinde saçlarını ağırlattığı kıdemi ve o çevre için en değerli unsur sayılan ‘davaya bağlılığı’ sayesinde sözlerinin dinlendiğini de biliyoruz.
‘Ortak akıl’ içerisinde katkısı yüksek biri Bülent Arınç...
Neredeyse bir haftayı buluyor ‘öğrenci evi’ tartışması başlayalı; aradan geçen günlerde yürütülen tartışmalarda yazılan ve konuşulanların değerlendirilerek konunun doğru bir zemine oturtulması zamanı geldi.
İhtiyacı duyulan, ‘ortak akıl’ anlayışının yeniden hâkim olmasıdır...