09 Mart 2022...
Ankara...
İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'u taşıyan uçak Ankara Esenboğa Havalimanına indi.
Uçak bildik uçaklara benzemiyordu.
Tüm gövde Türkçe, İbranice ve İngilizce yazılmış devasa yazılarla bezenmişti.
Belli ki koca uçak özel olarak bu gezi için boyanmıştı.
Belli ki koca uçak sadece bu ziyarete yönelik hummalı bir hazırlık dönemi geçirmişti.
Gövde üzerine üç dilde yazılan mesajın hepsi üç kelimeydi.
"Barış, İşbirliği, Gelecek"
Uçak yaklaştığında üzerindeki yazıları okuyan herkes; "Hayırdır, düne kadar kıl aldırmayan İsrail kiminle barışıyor, kiminle iş birliğine gidiyor, kiminle gelecek kuruyor?" sorularını sormaya başladı.
Zira bunlar alışık olmadığımız sözlerdi.
Üstelik bu sözlerin sahibi bir Ortadoğu virüsüydü.
Ortadoğu Virüsü...
Ortadoğu geçmişte olduğu gibi bugün de Müslüman devletlerin oluşturduğu bir coğrafya.
Batının en büyük kâbusu bu devletlerin bir araya gelmesi ve aralarında askeri, siyasi ve ekonomik iş birliğine gitmesi.
Küresel çete bu kâbus birleşmeyi engellemek için sürekli kafa yordu ve sonunda çözümü Ortadoğu'ya yerleştireceği virüste buldu.
Hemen harekete geçtiler ve Müslüman devletlerin orta yerine işgalci Yahudileri yerleştiriverdiler.
Yerleştirme tamamlandıktan sonra işgalci kalabalığın adını İsrail koydular ve olaya resmiyet kazandırmak için de yapıyı devlet görünümüne soktular.
Kan, Katliam, İşgal
Devlet görünümlü İsrail'in Filistin'i işgal ettiği günden bugüne bölgede kan ve gözyaşı asla dinmedi.
İsrail yıka yıka, katlede katlede, işgal ettiği toprakları genişletti ve yavuz hırsız toprakların gerçek sahibi Filistinleri bölgeden göçe zorladı.
Olanlara tepki vermesi gereken dünya ise hep üç maymunu oynadı.
Bundan daha da vahimi özellikle batı tandanslı devletlerle işgalci İsrail arasında korkunç bir destek ve iş birliği hep sürdü.
Mevcut duruma bakıldığında İsrail ve batı için her şey güzel gitti.
Ta ki "One minute" diyene kadar.
One Minute... One Minute...
İsrail ve batı için güzel giden şeyler bu sözle tersine döndü ve süreç batıyı 15 Temmuz 2016 gününe götürdü.
O gün Anadolu'nun silkelenerek şaha kalktığı batının ise erimeye başladığı bir gündü.
Küresel çete kurulduğu günden bu yana en büyük darbelerinden birini aldı ve bu darbe her geçen gün her şeyin daha da kötüye gittiği bir dönemin önünü açtı.
Denge Kuruluyor...
Başta batı tüm devletler artık Türkiye'yi kontrol edemeyeceklerini anladılar.
Evvel olduğu gibi içerideki satılık kadrolarla iş tutmanın artık tarih olduğunu gördüler.
Bundan böyle bölgedeki yeni güç Türkiye idi.
Ondan habersiz, ondan hesapsız bir iş yapmak olanaksızdı.
Bu gerçeği görmeyi başarabilen devletler hesaplarını tekrar gözden geçirdiler ve yeni duruma göre pozisyonlarını güncellediler.
Hesaplar Değişti...
İsrail'in yazının başında bahsettiğim tepkiyi vermesinin nedeni tam da buydu.
EastMed gibi akıl dışı projeler peşinde koşturan İsrail erken uyandı ve kritik bir silkelenmeyle hayal dünyasından gerçek dünyaya geçmeyi başardı.
Herzog'un ziyareti 2008'den bu yana yapılan ilk resmi ziyaretti ve bu aynı zamanda yeni bir dönemin de başlangıcıydı.
Zira geçtiğimiz hafta Herzog'tan sonra Netenyahu'nun yapacağı ancak sağlık nedeniyle ertelemek zorunda kaldığı ziyareti konuştuk.
Her Yol Ankara'ya Çıkıyor...
Şu bir gerçek ki artık "Her yol Paris'e çıkar" sözü tarih oldu. O sözün günümüz versiyonu "Her yol Ankara'ya çıkar".
Bu nedenle başta İsrail olmak üzere bölge ülkeleri yeniden hesap yaptılar ve Amerika'nın yerine güvenilir ülke Türkiye'nin yanında yer almanın doğru bir siyaset olacağına kanaat getirdiler.
Körfez ülkeleri içinde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) bu konuda en seri davranan ülkelerden biri oldu.
Başta Libya olmak üzere Katar, casusluk gibi her krizde karşımıza çıkan BAE küre dans ekibinin dağıldığını fark ederek pozisyonunu güncelledi.
Keza Suudi Arabistan da...
Amacı bölgede kurulmuş oyunu bozarak yeniden oyun kurmak olan Türkiye bölge ülkelerinden gelen ziyaret taleplerine olumlu cevap vererek sürecin önünü açtı.
Bu atak Türkiye Mısır ilişkilerinin de başlamasına da sebep oldu.
Sonuç...
Gelinen noktaya baktığınızda aradaki korkunç değişimi görebiliyorsunuz. Yakın zamana kadar burun buruna geldiğimiz körfez ülkeleri, bugün büyükelçi atadığımız, ticari ilişkimizin 75 milyar dolara çıktığı ülkelere dönüştü.
Üstelik kazan kazan ilkesi nedeniyle mevcut durumdan herkes mutlu.
Hayırlara vesile olsun, darısı Afrika'ya olsun.