Bilinen tarihten beri Orta Doğu bir karışıklıklar bölgesidir. Harplerin çoğu buralarda yapılmış. Kavgalar eksik olmamış. Kanaatimce burada yaşayan insanlar bir miktar hiper aktif insanlar. Ciddi bir otorite olmadığında insanlar çevreleri ile kavgaya tutuşuyor, Toplum sapkınlığa giriyor. Boşuna dört semavi din kitapları bu bölge insanlarına gönderilmemiş. Dört kitap da kardeşliği, barışı ve düzenli yaşamayı emrediyor. Her semavi din kitabı indirildiğinde toplum yaşantısı düzeliyor, ardından da gene kavga gene sapkınlık ortaya çıkıyor.
Osmanlı İmparatorluğu devrinde, Barzani ve Suudi isyanlarını saymaz iseniz bu bölge bir barış adası idi. İmparatorluğun otoriter idaresinde her toplum birbiri ile iyi geçiniyor, hakkının ihlal edildiğini düşünenlerde kavga etme yerine “kadı” efendiye müracaat ediyordu. Saddam zamanını düşünün, o bölgede yaşayanlar belgi Batılı ölçülerde hür değillerdi ama en azından can güvenlikleri vardı. Otorite gitti, birbirlerine düştüler, her gün onlarca kişi hayatını kaybediyor. Libya öyle Suriye öyle, hatta Mısır öyle.
Bu yörelerde ancak ve ancak otoriter rejimler ortaya çıkarsa sükunet avdet eder.
Birinci Dünya Savaşı sonrası Galip Devletler bu yörede “böl ve yönet” politikası çerçevesinde sınırları cetvelle çizilmiş irili ufaklı bir düzine devlet kurdular. Bu devletler arasında devamlı husumetin var olmasına dikkat ettiler. Irakta Şii ekseriyetine rağmen başa Sünni birini oturtular. Suriye ye de halkın çoğunluğu Sünni iken başa Şii birini oturtular. Tarihte hiç devlet kuramamış topluluklara da sizde devlet kurun dediler. İsrail ve Kürt devleti ortaya böyle çıktı. Irak ile Türkiye arasındaki sınırı da petrol bölgelerinin yeri belli olduktan sonra çizdiler.
Suriye de ki anarşi bize çok pahallıya mal oluyor. Bir milyon sığınmacın günlük maliyeti en az elli milyon. Bunların büyük bir kısmı ülke içinde adeta başıboş gezer durumda. Bu gezinenler ülke dirliğine ciddi bir tehlike oluşturuyor diye düşünüyorum. Kimin ne maksatla Türkiye ye geldiğini bilmek imkansız.
Bizim bu yörede oluşan kavgalardan uzak durma genel politikamız başarılı idi. Irak ta Saddam Kürtleri yok ederken, biz sınırlarımızı açtık ama beş yüz binden fazla insanı sınır bölgesinde tuttuk, onların ülke içine girmelerine izin vermedik. Bu problem gittikçe büyümekte, vakit geçirmeden tedbir almak durumundayız.