Tarihin en karamsar döneminde Beşiktaş’a başkan olan ve 15 aylık FEDA döneminin ardından hukuki zorunluluk nedeniyle yeniden seçime giden Beşiktaş’ın 3 yıl daha başkanı Fikret Orman.
Seçim öncesi her iki başkanın söylemlerinde ciddi farklılıklar vardı.
Adalı Beşiktaş’ı büyüterek başarıya götüreceğini söylerken, Orman Beşiktaş’ın kontrollü büyümesinden yanaydı.
Seçimlere bir hafta kala UEFA’nın Türk Kulüpleri ve Adalı dahil bazı yöneticiler hakkındaki kararı, Orman’ı otomatikman 1-0 öne geçirdi. Yine seçimlere üç gün kala Adalı’nın sözlü Emirates hamlesine, Orman’ın yazılı Vodafone hamlesi ve üstüne üstlük Emirates şirketinin Türkiye reklam ajansının biraz da bel altı kokan şekilde bu haberi yalanlaması zaten kongrenin sonucunu belli etti.
Zaten 1984 yılında Süleyman Seba başkan olduktan sonra ki seçimlerde, mevcut başkanlar görevdeyken girdikleri seçimi kaybetmediler.
Orman’ın başkanlık makamı olarak çok fazla yıpranmadan seçime girmesi kadar, ikinci bir avantajı hitabet yeteneği oldu. Sanırım sayın Adalı bu konuda biraz geride kaldı.
Sayın Orman’ı tebrik ediyorum. Beşiktaş’ın önünde çok kritik bir sezon var.
Yeni stat, diğer tesisleşme vaatleri, yeni sponsorluklar, yeni teknik direktör, yenilenecek kadro, maçların oynanacağı stat, sermaye piyasası işlemleri, uefa konusu.
Başkanın seçim zaferinden sonraki konuşmasını talihsiz olarak değerlendiriyorum.
“Beşiktaş bugün esasında bir liste onaylamadı, bir zihniyeti onayladı. Artık Beşiktaşlılar kandırılmak istemiyor. Gerçekle yüzleşen strateji sahibi olan çalışan başarıyla popüler olmak isteyen ekipler görmek istiyor. Şekil olarak karşı karşıya gözükmüş olsalar bile aynı zihniyet hepsini bir araya getirebiliyor ama Beşiktaşlılar bunlara kanmıyor” dedikten sonra nasıl olur da “Bir seçim geride kaldı. Tüm camiayı kucaklayacağız” diyebiliyor anlayamadım.
Şimdi tüm Beşiktaşlıların susması ve başkana hep birlikte destek olması gerekir. Beşiktaşlılık duruşu da bunu gerektirir. Ve tüm Beşiktaşlıların gururla söylediği gibi;
Aslolan Hayattır, Hayatta Beşiktaş.