Bugün “memleket kokusunu” yazacaktım... Uçağın tekerleklerinin piste değmesiyle burnuma dolan memleket kokusunu... Ana kucağı şefkatinde, cennet bahçelerinin tomurcuk kokularıyla süslenmiş bir memleketi anlatacaktım... Havaya asılmış olan anlarda, uhrevi vakitlerde, aslında zamanın bütün duraklarında bir memleket öyküsü kalemden süzülmek için sabırsızlanıyordu... Yazıyı yazarken burnumda tüten o ilk yaz kokulu memleket öyküsünü sakin bir gündemde paylaşacağım sizlerle... Çünkü iç dünyamızdaki yolculuklardan sıçrayarak uyandıran bir sarsıntı oldu bir yerlerde...
ABD’de, Orlando’da bir meczup eline silahı aldı ve bir gece kulübünü taradı... Resmi açıklamaya göre 50 kişi saldırgan tarafından öldürüldü. Saldırgan Omar Mateen’in eski eşi ve babası ısrarla cinayetlerin İslam ile bir alakasının olmadığını, Mateen’in akıl sağlığı yerinde olmayan bir kişi olduğunu tekrarlasa da, algılar hükmü vermiş durumda... Saldırıyı bir Müslüman’ın İslam adına düzenlediği etiketi yapıştırıldı...
ABD’de Müslüman bir efsane olan Muhammed Ali’nin cenazesinin algısını bile pazara süren İslam karşıtlığı, herhangi bir saldırıyı düzenleyen katilin adının Müslüman ismi olması fırsatını kaçırmamış görünüyor... En vahimi de, “Müslümanların girişi yasaklansın” diyen bir Donald Trump’un sesinin daha gür çıkmasını sağladı bu saldırı... Beyaz Saray yarışında Demokratların adayı olması muhtemel Hillary Clinton’un gerisinde kalan Trump’ı bu saldırı biraz daha parlattı. İslam adına atılmış hangi adım, İslam karşıtı söylemlere meşruiyet sağlayacak girişimlerde bulunur?
ABD güvenlik birimlerinin defalarca sorguladığı bir isim olan Omar Mateen, elini kolunu sallayarak silah satın alıyor... Eşcinsellerin müdavimi olduğu bir gece kulübünü basıyor... Ve bu saldırının ardından ABD’de eşcinsellere yönelik sempati sağlamlaşıyor, Trump zemin buluyor...
Tıpkı Fransa’da Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’e küfreden Charlie Hebdo’nun dünya şefkat simgesi (!) haline getirilmesi ve DAEŞ adresli terör saldırılarının ardından oluşan gergin havayla Avrupa’da sokakta kelime-i şehadet getiren herhangi bir Müslüman’ın hedef haline gelmesi gibi...
Tıpkı, Suriye’de kanlı bir diktatöre meşruiyet kazandırması, Suriye’de terör örgütleri PYD ve PKK’nın himayesinde toprak parçaları oluşumuna zemin hazırlaması gibi...
Batı’nın yeni nesil maymuncuk anahtarı olduğunu bir kez daha kanıtladı DAEŞ...
Daha 11 Eylül gizemini sıkı sıkıya koruyan bir algı yönetiminden söz ediyoruz...
Afganistan ve Irak operasyonlarını meşrulaştıran, İslam düşmanlığının zeminini kuran bir 11 Eylül’ün yanında, Orlando saldırısı, proje mühendisleri için, çerez çekirdek kalır...