Orgeneral Eşref Bitlis'i, Jandarma Genel Komutanını öldürdünüz!!Neden? Ne alıp veremediğiniz vardı o yiğitle?? Vatanına göz dikmiştiniz, farkına vardı ve size" Hoşttt" dedi diye mi kıydınız !! Bre kaltabanlar! Dost görünüp adamı sırtından hancerleyenler!!
Eşref Bitlis'in uçağı, Türkiye, İran, Irak ve Suriye Dış İşleri Bakanlarının Şam'da bir araya gelmelerinden tam yedi gün sonra düşmüştü. Pentagon, ABD-İsrail ikilisinin karşısında olan bu üç ülkeyle Türkiye'nin iş birliğine girme ihtimalihe karşı Ankara'yı uyarıyordu. O günlerin gazetelerine bir göz atacak olursanız Eişref Bitlis'in neden hedef tahtasına oturtulduğunu çok daha rahat anlayabilirsiniz:
12.11.1992 Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis'le Kürt liderler arfasında Silopi'de yapılan görüşmede sınır güvenliği için anlaşma sağlandı.
13.11.1992 Eşref Bitlis'in yaptığı görüşmeleren bir gün sonra Kuzey Irak'taki birliklerin ülkeye dönüü hızlandı. Türk askerlerinin boşalttığı yerlere peşmergeler yerleşiyor.
15.11.1992: Bitlis, peşmergeye teslim olan PKK'lıların sayısının Bin 600 olduğunu açıkladı. Kuzey Irak harekatı sırasında Türkiye'yue sızmalar olduğunu elirten Eşref Bitlis, "şimdi içeride büyük bir hazırlıklarını yapıyoruz." dedi.
19.11.1992 : Orgeneral Eşref Bitlis Barzani ve Talabani'yle bir kez daha toplanarak harekat bölgesinin birlikte denetlenmesi konusunda anlaştılar.
10.12.1992 Eşref Bitlis, Türkiye'ye verdikleri sözleri tutmadıkları için Barzani'yle Talabani 'yi uyardı.
Anlaşıldığı Kadarıyla Orgeneral Eşref Bitlis, Türkiye'nin Kuzey Irak'ta uygulayacağı siyaseti belirlemenin ötesinde, bunların uygulanmasında da çok önemli bir rol oynuyordu.
Kaza mahalline gelen Başbakan Demirel "çok değerli bir komutanımızı ne yazık ki kaybettik. Milletimize ve TSK'ya baş sağlığı dilerim" diyordu o bildik uslubuyla.Bu arada Genel Kurmay Başkanı ve geleceğin DYP MV Doğan Güreş, Güvercinlik'teki üsse gidiyor bir süre kaldıktan sonra basına "buzlanma" masalını anlatıyordu. Bu kadar kısa sürede uçağın düşüş nedeni nasıl öğrenlmişti? Bunun cevabı yoktu tabii!
Kısa bir süre sonra,kaza soruşturmasının gizlendiği, uçağı sigortalayan şirketin raporunun hasır altı edildiği ve bir gece önce hangarda bazı kişilerin görüldüğü yolunda bilgiler su yüzüne çıkınca sabotaj ihtimali iyice konuşulmaya başlandı. Mahnkemece atanan öğretim göçrevlilerinden oluşan bir heyetse buzlanma iddiasını bir kalemde silip atıyor ve sabotaj ihtimalini ortaya somut bir biçimde koyuyordu. Uzun lafın kısası Orgeneral Eşref Bitlis bir kazaya değil bir cinayete kurban gitmişti.