CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz salı günü partisinin Grup Toplantısında çok dikkat çekici bir çıkış yaptı.
Kılıçdaroğlu’na göre Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan, bir darbe yaparak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ı devre dışı bıraktılar. Bu iki bürokrat, siyasi iradeyi tanımayarak el ele verdiler ve Afrin operasyonunu başlattılar. Kelimesi kelimesine Kılıçdaroğlu’nun ağzından aktarayım:
“Hiç kimse unutmasın, Afrin operasyonu devletin bir operasyonudur, siyasetin değil. Afrin operasyonunun başlamasından önce muhataplarıyla gidip devlet adına görüşen iki önemli devlet bürokratı vardır. Birincisi, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’dır, ikincisi MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dır. Siyaset devreye girmemiş ve siyaset ciddiye alınmamıştır. Bu ikisi Moskova’ya da gittiler, Avrupa’ya da gittiler, Amerika’ya da gittiler, Türkiye Cumhuriyetinin bekası için bu operasyonun gerekliliğini anlattılar ve hava desteğini de bunların sayesinde aldılar.”
Bu ifadeler Kılıçdaroğlu’nun demokrasiye inançsızlığıdır. Devleti TSK ve MİT’ten ibaret sayan, Cumhurbaşkanı ile hükümetin devlet kavramı dışında olduğunu ikrar eden bu zihniyet hastalıklıdır. Bu zihniyet cunta zihniyetidir. Askerî bürokrasinin, seçilmişlerin üzerinde olduğunu söyleyen ana muhalefet partisi lideri aslında istifaya davet edilmelidir. Seçimle iktidara gelmenin imkânsızlığını gören bir siyasetçinin, Meclis çatısı altında 28 Şubat özlemini dile getirmesine seyirci kalınamaz.
Cuntacılar yıllardır Kılıçdaroğlu gibi konuştular.
Sayın Akar ve Sayın Fidan’ı da hedefe koyan, TSK ve MİT ile Cumhurbaşkanı ve hükümet arasında bir kopma olduğunu iddia eden bu yaklaşım, asla iyi niyetli değildir.
Askeri harekâtın ortasında bu laflar son derece ciddiyetsiz, sorumsuz ve tehlikelidir.
CHP Genel Başkanı, aslında silahlı kuvvetler içindeki cunta artıklarını tahrik etmektedir.
Kılıçdaroğlu ihanet kokan bir yalanla ABD ve AB’ye, Türkiye’nin ciddi bir zaaf taşıdığını, bir sivil-asker çatışması içinde olduğunu, silahlı kuvvetlerin inisiyatif aldığını jurnallemektedir.
Türkiye’nin güvenliği ve devletimizin bekası için yapılan askeri bir harekâtla ilgili bundan daha tehlikeli yalan, haince bilgi kirliliği olamaz.
FETÖ’nün 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünden sonra sivil irade ile TSK arasında tesis edilen koordinasyonun Kılıçdaroğlu’nu çok rahatsız ettiği görülüyor.
Kılıçdaroğlu ile birlikte olan çevrelerin, beşinci kol faaliyeti içinde olduğu artık sır değil.
Bir ülke dört koldan saldırıya uğrarken beşinci kol da şer cephesi adına ülke içinde faaliyet gösterir. En önemli görevleri; bilhassa siyasetçi-medya-sivil toplum üçlüsünün işbirliği ile bilgi kirliliği yapmak, milletin kafasını karıştırmak, askerin moralini bozmak, Türkiye’nin yönetilemez hale geldiği algısını oluşturmak, iç cepheyi sarsıntıya uğratmak ve milli direnci kırmaktır...
Afrin harekâtı ile birlikte Kılıçdaroğlu’nun başını çektiği beşinci kol faaliyetini andıran manipülasyonlar şunlar:
1. Kılıçdaroğlu’nun ABD talepleri doğrultusunda “Afrin’in içine girilmesin” çıkışı.
2. Kılıçdaroğlu’nun “zafer Erdoğan’ın değil, ordunundur” provokasyonu.
3. Kılıçdaroğlu ve Akşener’in, askerin moralini bozma ve harekâtı itibarsızlaştırma adına “AK Parti siyasi rant peşinde koşuyor” söylemi.
4. Belli medyada askerimizin zaferi yerine şehit haberlerinin, acılı ailelerin öne çıkartılması.
5. “Askerimiz çarpışırken Suriyeliler yan gelip yatıyor, nargile fokurdatıyorlar” algısının oluşturulması. Böylelikle harekâtın asıl amacının, Türkiye’nin güvenliğini sağlamak ve ABD planlarını bozmak olduğunun dikkatlerden kaçırılması.
6. ABD’nin ve AB’nin düşmanca tavırlarının mümkün olduğu kadar tolere edilmesi.
7. Askerî harekâta, hükümetin/Erdoğan’ın yanlış dış politikasının sebep olduğunun tekrarlanması. Bütün kabahatin Erdoğan’da olduğunun vurgulanması...
8. İstikbalimiz ve istiklalimiz adına çok önemli bir çatışmanın içinde iken hükümet aleyhindeki haberlerin çoğaltılması ve büyütülmesi.
9. Kılıçdaroğlu ve Akşener’in, bir psikolojik harp saldırısı olarak Sayın Cumhurbaşkanına yönelik kin ve nefret söylemini inatla sürdürmeleri.