DAŞDEMİR: Kılıçdaroğlu Erdoğan’ın karşısında yarışmayıp gizlenirken Muharrem İnce ‘ben varım’ dedi. Cesaret ortaya koyamayan, CHP tabanını diğer partilere yönlendirerek oyunu düşüren Kılıçdaroğlu seçimin en büyük kaybedenidir.
ERDOĞAN’IN ŞAHSİ OYU YÜZDE 52’NİN ALTINA HİÇ DÜŞMEDİ
24 Haziran seçimlerini Erdoğan yüzde 52.5 oyla ilk turda kazandı. 16 yıldır büyük bir siyasi başarıya imza atan Erdoğan yeni sisteme göre seçilen ilk Cumhurbaşkanı. En yakın rakibi CHP’nin adayı Muharrem İnce ise 30.6 alarak muhalefete umut oldu. AK Parti’nin oylarında düşüş gözlenirken Cumhur İttifakı yükseldi. Çok fazla bilinmez içerdiği için araştırma şirketleri için de zor bir seçimdi ancak Optimar Araştırma başta olmak üzere isabet kaydedenler de vardı. Tebrik ettiğimiz Optimar Başkanı Hilmi Daşdemir ile sonuçları kritik ettik. “Bahçeli ‘adayımız Erdoğan’ demeseydi ne olurdu” sorumu şöyle cevapladı: Araştırma ve öngörülerimize göre Erdoğan’ın şahsi oyu her zaman yüzde 51-53 arasında. Ama Bahçeli’nin desteği de çok önemli”.
AK Parti kurduğu Cumhur İttifakıyla genel seçimlerde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayıyla 24 Haziran’ın galibi görünüyor. Ama AK Parti’nin oyu da düştü. Neden düştü?
Biz 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında bir yerde olacağını tahmin ediyorduk. 1 Kasım’a doğru evrilme potansiyeli de vardı ancak MHP’ye kayma dolayısıyla pek gerçekleşmedi. Sürpriz sayılmaz ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “biz buradan gerekli mesajları aldık” söylemi önemli. Çünkü AK Parti’nin yaptığı ve yapamadığı bir şeyler var. Ders alma noktasında gayret, düşünce var ancak hayatın, siyasetin akışı içinde bir kenarda kalabiliyor. Ama kendisini yenileyebilen, kendisi ile ilgili yeni kararlar alıp sürekli yeniyi ve daha iyiyi arayan bir parti AK Parti aynı zamanda.
KÜSKÜNLER DEĞİL KIRGINLAR ÖNEMLİ
Erdoğan’a verilen, AK Parti’ye verilmeyen oylarda küskünlerin etkisi nedir?
Oransal olarak kayda değer bir oranları yok. Küskünler değil asıl problem kırgınlarda. Kırgın dediğimiz normal, sıradan seçmen. Neden kırgınlar? Bekledikleri hamleleri görmemiş olmaları ya da yeterli bulmamaları veya çok iştiyak görmeme kaynaklı.
KHK’ların, ihraçların, olası mağduriyetlerin payı nedir?
İhraçların o kadar da etkili olduğunu düşünmüyorum elbette etkisi var ancak vatandaş FETÖ’nün, PKK’nın ciddi tehdit olduğunu görüyor. İyi Parti dahil muhalefet partilerinin terör konusunda ciddi irade ortaya koymadıklarını da görüyor. Erdoğan’dan başka bu konuda mücadele eden, öne çıkan bir isim yok. Süleyman Soylu’nun ayrı bir duruşu ve başarısı var, hakkını teslim etmek gerek. FETÖ ile mücadele noktasında bir adaletsizlik ya da hakkaniyetsizlik gözleniyor. Gülen ile fotoğraf veren isimlerden bazılarının tekrar listede olması bir handikap. Bunlar irtibatları, iltisakları olmayan insanlar olabilir ancak vazgeçilmez de değiller, ön planda olmayabilirlerdi. Sonuç itibariyle samimiyet noktasında pekiştirici adımlara atılabilse halk nezdinde daha etkili olunabilir. Diğer taraftan Erdoğan’ın yapmış olduğu eleştiri gibi halktan kopukluk, tepeden bakmak ya da yakınlarıyla iş yapmak vb durumları görenler de biraz kırgın.
MHP İTTİFAKI KÜRTLERİ KAÇIRMADI
Ya MHP ile ittifakın özellikle Kürt oylarının AK Parti’ye desteğini azalttığı iddiası?
Gözlemlemedik araştırmalarda. Minimal düzeyde etkileri vardır ancak aynı zamanda götürdüğünden daha fazla getirisi var bu ittifakın. MHP, AK Parti ile birlikte teröre karşı ciddi bir duruş sergiledi. MHP’nin o anlamda Kürt oyları üzerinde olumsuz bir etkisi yok.
NE GANDİ NE ÇİPRAS ÇIKARAMADILAR
Kılıçdaroğlu Gül projesi dahil, karşı ittifakın bir anlamda şefliğini yaptı ve bir şekilde AK Parti grubunu sayısal olarak zayıflatmayı başardı da. Yorumunuz ne?
Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu yere getirilişi bir projenin hayata konulmasıydı. Sonraki süreçte Gandi dediler, tutmadı. Yüzde 35 veriyorlardı, 25 aldı. Ne Kılıçdaroğlu’ndan Gandi, ne Demirtaş’tan Çipraz çıkaramadılar. Demirtaş kulağını kalbini tamamen dağa teslim etmiş birisi. Kılıçdaroğlu uluslararası şebekeler ya da istihbarat örgütleriyle birlikte hareket ettiğini düşünebileceğimiz güçlü delillerin olduğu bir isim izlenimi veriyor.
Neden? Baykal’a kaset kumpasını yapan örgütlerin CIA ve BND olduğuna dair güçlü deliller var. Geçmişte DHKPC operasyonlarda taşeron kullanılırdı sonra FETÖ kullanıldı.
Karşı ittifakı örgütleyen kişi Kılıçdaroğlu sonuçta, o yüzden mi başarısız bulmadı kendini?
CHP’de kaybederek kazananlar var. Kılıçdaroğlu kaybederek kazanmış birisiydi, Muharrem İnce de şu anda herhangi bir sonuç almasa da kaybederek kazanan bir figür olarak karşımızda. Uzun vadede Muharrem İnce’nin de yüksek potansiyeli olabileceğini düşünmüyorum ancak Kılıçdaroğlu’nun önünde bir yerde. Kılıçdaroğlu cesaretsizliğiyle Erdoğan’ın karşısında yarışa çıkmayarak kendisini gizlerken Muharrem İnce ben varım, dedi. Kendini ölçtü ve partisinden 8 puan yukarıda oy aldı. Kılıçdaroğlu’nun “seçimin kaybedeni AK Parti’dir” açıklamasıyla ciddi anlamda pişkinlik ya da yansıtma örneği göstermiş olsa da bu seçimin en büyük kaybedeni Kılıçdaroğlu’dur. Cesaret ortaya koyamamıştır. Kendi seçmenini, tabanını belli ölçüde diğer partilere yönlendirmiştir.
MUHALEFET LİSTESİ AYNI MASADAN
Şunun altını çizmek gerek, aday listeleri sanki bir masanın etrafında tüm muhalefet partileri bir araya gelmişler de ince bir mühendislikle listelerini belirlemişler gibiydi. CHP daha soldan isimleri partinin dışına itti, HDP aldı. Marjinal sol partilerin liderlerini liste başı yaptı. Saadet İslamcı isimleri aldı koydu, İyi Parti milliyetçi isimleri aldı. Bir mühendis hassasiyetiyle hesaplanmış ancak bir karşılığının olmadığını da görüyoruz.
CESARET GÖSTEREMEDİ SEÇİMİ KAYBETTİ
Bu bir başarı sayılmaz mı? Proje buysa başarmış işte?
Bizim toplumumuz cesaret gösteren isimler liderler arkasından gider. Lider cesaret gösterir. Kılıçdaroğlu lider değildir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin başına bir kaset komplosu neticesinde getirilmiş bir genel başkandır. Sonraki süreçte yine bazı hamlelerle muhaliflerini uzaklaştırmış ve delege yapısını kendi lehine dizayn etmiştir.
CHP ile İnce, HDP ile Demirtaş arasındaki farkın çapraz ilişkiler sonucu olduğu anlaşılıyor. İnce’ye yönelen oy da çapraz ilişki şefi Kılıçdaroğlu sayesinde geldi ise niye başarısız sayılsın?
Kılıçdaroğlu’nun, İnce’nin böyle bir sonuç alacağını öngördüğünü düşünmüyorum. Ama İnce CHP açısından en iyi adaydı. Muhalefet bloğunun tek aday yerine birden fazla aday çıkarması en doğru hareketti. Kılıçdaroğlu partisini bir yere taşıyabilmiş olsaydı, aday olmuş olsaydı ve kendisi yüzde 30 partisi 28 alsaydı bu bir başarıydı. Ancak partisi yüzde 22 almış, kendisine rakip olmuş isim yüzde 31 oy almış. Bu bir başarısızlıktır. Açıklaması bir perdelemeye çalışması.
İÇİNDEN PARTİ ÇIKTI AMA MHP OYUNU KORUDU
MHP içinden bir parti çıktı ve yüzde 10 aldı. MHP de oyunu korudu. Ciğer buysa kedi nerede, kedi buysa ciğer nerede?
CHP’nin oyu yüzde 20 ile 25 arasında. İyi Parti’nin daha çok CHP ve MHP’den beslendiğini söyleyebiliriz. MHP’nin kendi oyu yüzde 8’lerde, onun üzerindeki oy AK Parti’den giden oylardır diyebiliriz. MHP’nin Akdeniz’de güçlüdür, koruyor. Doğu Anadolu’da bile 10.2’lik bir oy oranı var, Ege’de biraz düşmüş gözüküyor -ki belli ölçüde İyi Parti’ye kaydı. Güneydoğu Anadolu’da 7.1 oranına sahip. Asıl belirleyici olan MHP için İç Anadolu ve Karadeniz’dir ve burada da oyunu büyük ölçüde koruyor.
İttifak olmasaydı da barajı aşar mıydı yani?
AK Parti seçmeni bir sinerjiyle kaymış olsa da MHP’nin 8.2 idi kemik oyu var, onun üzerinde çıkardı büyük ihtimalle.
İNCE’NİN KARTOPU KILIÇDAROĞLU’NU YUTAR
CHP tabanı ve teşkilat rahatsız, değişim bekliyor musunuz?
Bir taban hareketi olacaktır. Ama Kılıçdaroğlu’nun delegeyle paslaşmaları var, delege yakınlarının belediye başkanı, milletvekili olması, Kılıçdaroğlu ekibi içerisinde yer alması sebebiyle onun yanında durmalarını bekleyebiliriz. Ama CHP’nin oyunu 41 yıl sonra yüzde 30’un üzerine çıkarabilmiş bir isim var ve İnce CHP’nin adayıydı.
İnce ne yapacak sizce, CHP içinde hedefine ulaşamazsa parti bölünür mü?
Bölünürse Akşener’den daha iyi bir noktaya geleceği aşikar çünkü İnce’nin yüzde 30’larla tescillenmiş bir başarısı var. Ancak bölünmeden önce bunu partide yapmak isteyecektir. Teşekkür ziyaretleri bir süre sonra kartopu gibi büyüyüp genel merkezi yutacaktır.
BELEDİYE ARTIK İNCE’Yİ KESMEZ
İnce vekil değil, CHP de herhangi bir parti değil. İstanbul belediye başkanı adaylığı İnce için nasıl bir kariyer olur?
Seçimden bir hafta önce İnce’ye yakın genel başkan yardımcısının İstanbul ve Ankara yerine İzmir ya da Eskişehir belediye başkanlığı için pazarlık yaptığı gibi bir duyum almıştım. Ama yüzde 30’lara varan bir oy oranından sonra oralar kesmez, hedef büyüdü.
HDP’YE GEÇENLER ORADA KALIR
HDP’nin bölgede oyları düştü, batıda arttı?
Taktiksel bir oy verme davranışı olarak tanımlayabiliriz. AK Parti’yi zayıflatmak için CHP seçmeninin bir kısmı HDP’ye oy verdi. 7 Haziran, 1 Kasım ve 24 Haziran üç seçimde de CHP’den HDP’ye oy gidiyor, bu durum kemikleşmeye gidiyor.
HDP’nin gerçek oyu Demirtaş’ın aldığı mıdır?
Kesinlikle. Geçmiş oy oranları böyledir.
SAADET PARTİSİ ZATEN KARŞIDAYDI
Saadet bir sapma mı yaşıyor?
2014’teki kırılma, FETÖ ile pozisyonuna, FETÖ lehine açıklamalarına, hayır bloğunda konumlanmalarına bakarsak SP’nin zaten orada olduğunu görürüz. Onları besleyen şeyin Erdoğan’a karşı kıskançlık duymaları ve ihanet eden kişi olarak nitelemeleri olduğunu da söyleyebiliriz.
Rahmetli Erbakan’ın FETÖ’ye tavrı netti oysa? FETÖ operasyonu olabilir mi?
Muhtemeldir. Saadet’te ilçe başkanlığı yapan bir avukatın terör örgütlerine müsamahası ortada. Sonraki süreçte bu şahıs daha da öne çıkacaktır.
AK PARTİ İÇİN RİSK YEREL SEÇİMLERDE
AK Parti oylarındaki düşüş yerel seçimleri için bir risk işareti midir?
Kesinlikle. Asıl risk orada. AK Parti için risk genel seçimler ya da Cumhurbaşkanlığı seçimleri değil yerel seçimler. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük belediyelerin kaybedilmesi büyük risktir, AK Parti için sonun başlangıcı olabilir. Çünkü AK Parti, Refah Partisi geleneğinin devamı bir partidir ve hikayesi belediyelerdeki başarısından geliyor. Erdoğan’ın hikayesi de oradan geliyor. AK Parti belediyelere odaklanmak durumunda.