Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 2 gün önce TBMM Genel Kurulunda, terörle mücadeleye ilişkin bilgilendirme oturumunda konuştular.
Sadece ABD'ye, Rusya'ya, değil, CHP'ye ve DEM Parti'ye, terörle mücadelede yeni bir döneme girdiğimize dair net mesajlar verildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ilerleyen saatlerde, Kabine Toplantısı sonrasında yaptığı konuşmada noktayı koydu:
"Sınır ötesi operasyonların nasıl daraltılacağı hususu bizim gündemimizde yok, nasıl genişletileceği var. Yarım kalan işlerin ne zaman ve nasıl tamamlanacağı var. İnşallah önümüzdeki aylarda kimin ne dediğine, hangi tehditleri savurduğuna, hangi hesaplar içinde olduğuna bakmadan bu doğrultuda yapacağımız yeni harekâtlarla yeni adımları muhakkak atacağız."
Özgür Özel, şehit cenazelerinde protesto edilmesine rağmen "Biz konuşacağız ki evlatlarımızın kanı akmasın" diyebiliyor.
DEM Parti ise "Sınır ötesi operasyonları derhal durdurun. Libya'da ne işiniz var, Irak'ta Suriye'de ne işiniz var?" diyerek bölücü terör örgütünü açıktan korumaya çalışıyor.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türk Silahlı Kuvvetlerinin hissiyatını yansıtan konuşmasında onlara şu cevabı verdi:
"Bu mücadelemiz sırasında ne acıdır ki şehit haberi alındıktan sonra bilen-bilmeyen bazı kesimler tarafından çeşitli yorumlar yapılmakta, spekülasyonlar oluşturulmaktadır. Bir kısmı siyasi maksatlı olan bu söylemlerin, kahraman Mehmetçiğin gayretini yok sayma ve yürüttüğümüz mücadeleye zarar verme amaçlı olduğu görülmektedir.
'Ordumuzun bölgede ne işi var' diye soruluyor. Eleştiriler elbette olabilir. Ancak böylesine hassas ve millî bir konuda, birlik ve dayanışma içerisinde olmak yerine, yaşadığımız acıların siyasi malzeme yapılması, asla ve asla kabul edilemez."
Etki ajanları ve 5. kol elemanları öylesine bir algı operasyonu yürütüyorlar ki, sanki üs bölgeleri sahipsiz, orada boşu boşuna duruluyor ve PKK iki saldırı ile bize şehitler verdiriyor.
Diyor ki Milli Savunma Bakanı;
"Bugüne kadar Pençe Serisi ve Pençe-Kilit Harekâtı bölgelerindeki üs bölgelerimize yönelik, PKK'lı teröristlerin 3.151 defa taciz ve sızma gibi saldırı girişimleri oldu. Bu saldırılara mukabil Irak'ın kuzeyinde 1.689 terörist, etkisiz hâle getirilmiştir."
Yüzlerce sızma girişimi olmuş, hepsi püskürtülmüş, PKK'lı teröristler etkisiz hale getirilmiş.
Maalesef 2 sızma girişiminde şehitler vermişiz.
CHP diyor ki, Erdoğan seçimler için operasyonlar yaptırıyor.
Bunu Türkiye'nin düşmanları söyleyebilir/söyletebilir ama ana muhalefet partisinin başındaki zat söylememelidir.
Operasyonlar askerin işi. Harekâtlara Genelkurmay Karargâhı karar veriyor. Sivil irade/Cumhurbaşkanı onaylıyor.
Nitekim Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler bu durumu izah ediyor:
"Teröristlerin yanı başımızda yuvalanması ve düzenlediği saldırılar karşısında artık sınırlarımızın ötesinde daha etkin ve kalıcı tedbirler alma lüzumu ortaya çıktı. Bu kapsamda 2016 yılından itibaren, terörle mücadelede, kapsamlı bir konsept değişikliğine giderek çok yönlü güvenlik anlayışını kararlı bir şekilde uygulamaya koyduk. Sınırlarımızın emniyetini ileriden sağlama ve terörü kaynağında yok etme stratejisini uygulamaya başladık. Şu an eğer orada olmasaydık, örgütün sınırlarımıza yönelik saldırıları, daha önce olduğu gibi devam edecekti ve kendi şehirlerimizde daha büyük bedeller ödeyecektik."
Şimdi soralım:
Türkiye'nin, terörü kaynağında bertaraf etme stratejisi; Rusya'yı, Amerika'yı, İsrail'i, Almanya'yı, İngiltere'yi rahatsız ediyor.
PKK'nın partisi DEM Parti'nin rahatsızlığını da anladık.
CHP neden rahatsız oluyor? Neden?