Fenerbahçe eski Başkanı Sayın Aziz Yıldırım’ın mahkumiyet kararının Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından onanması sonrası çok çeşitli iddialar havada uçuşuyorlar.
Yazımın ilk cümlesinde “eski Başkan” ifadesini kullanmama kimse itiraz etmesin, tebligatın Sayın Yıldırım’a ya da kulübe henüz ulaşmamış olması gerçeği değiştirmez, “Başkan Yıldırım” ifadesi artık bir tür haksız ünvan kullanımıdır.
Ortada kesinleşmiş bir Yargıtay kararı var, bu karar ne ölçüde hukukun evrensel genel ilkelerine istinaden üretildi, gerçekten bilemem, dosyalara hakim değilim ama ortada bir Yargıtay kararı varken bu karar istihsal edilmemiş gibi davranmak bir tuhaf. Yargı kararları, bunlara Yargıtay ya da Anayasa Mhakemesi kararları da dahil, mutlaka eleştirilmelidirler, bir yargı kararının eleştirilemez olması düşürülemez ama “bu yargı kararını tanımıyoruz” demek bambaşka bir şeydir, bu ifadeyi kullananları zor durumda bırakır.
Fenerbahçe Yönetim Kurulu mu, yoksa yeni Başkanı seçmek için toplanacak olağanüstü Kongre mi, bilemiyorum, dedikodular o yönde, Sayın Aziz Yıldırım’ı Fenerbahçe’nin “Onursal Başkanı” seçecek imiş. Çok koyu bir Fenerbahçeli olarak bu onursal başkanlık meselesi biraz aklımı karıştırıyor.
Bu tür ünvanlar çok önemlidir, herkes ve Fenerbahçe camiası da bu ünvanı ciddiye almalıdır.
Ortada maalesef kesinleşmiş bir Yargıtay kararı, üstelik de şike gibi ayıp bir konudan verilmiş bir karar var iken, muhtemelen UEFA da şahıslara, yani bizim konumuzda Sayın Yıldırım’a ek bir ceza verecek iken, UEFA ve yargıyla alay eder gibi Aziz Bey’i 107 senelik bir kuruma onursal başkan yapmak ne kadar doğrudur, takdirlerinize bırakıyorum.
Ama bence çok daha da önemlisi var; varsayalım ki, tüm 3 Temmuz süreci bir tertip, Yargıtay kararından, UEFA kararına kadar tüm bu süreçler Aziz Bey’e yönelik bir komplo, UEFA da bu komploya alet edilmiş olsun.
Hafızalarda daha çok taze, Pendik yenilgisi sonrası Fenerbahçe’nin efsane kalecisi Rüştü’nün dövülmesi büyük ayıbı ve utancı söz konusu. Rüştü o çok çirkin hatta iğrenç dayak meselesinden kısa süre sonra bir deplasman maçına giderken Sayın Yıldırım ve kendisini döven o adamlarla uçakta beraber olmak zorunda kaldığını ekranlarda anlatmış idi.
Rüştü gerçekten efsane kalecimizdir, inanmayanlar 5 Mayıs 1996 tarihinde Avni Aker’de oynanan ve Fenerbahçe’nin şampiyonluğu aldığı maçın videolarına bakabilirler. Bu maçta kalemizi koruyan ve inanılmaz kurtarışlar yapan bir Rüştü’yü dövdürdüğü idida edilen kişinin Fenerbahçe’ye onursal başkan olması fikri bile beni çok rahatsız ediyor.