14. dakikaya girildiğinde nefis iki gol. Trabzonspor 2-0 önde. Gollerin mimarı Adrian. Peki golden sonra ne oldu? Yine Trabzonspor oyunu yavaşlattı. Eskişehirspor daha derli toplu oynamaya başladı. Trabzonspor Serkan’ın tarafından atak üzerine atak yedi. Serkan’ın şanssızlığı onun kademesine girecek olan Giray’ın en az Serkan kadar kötü oynamasıydı. Alah’tan Onur yerinde iki kurtarış yaptı da Trabzonspor ilk yarıyı 2-0 önde bitirdi. 61. dakikaya girildiğinde Eskişehirspor’un üç net pozisyonunu Onur kurtardı. Yani Eskişehirsporlu futbolcuların beceriksizliği yoktu. Onur’un muhteşem kurtarışları maç boyunca devam etti.
Adrian’ın morallendikçe daha da iyi oynadığı ortada. Ama Trabzonspor takım oyunu oynamadığı için 90 dakikaya gücü yetmiyor. Henrique oynadıkça bir parıltı gösteriyor ama gol şanslarını iyi kullanamıyor. Trabzonspor iyi futbol oynamıyor. Ama mücadele de etmiyor. Onur muhteşem kurtarışlarıyla Bordo-Mavililer’in 2-0’dan mağlup duruma düşmesini engelledi. Bu görünüş belki de teknik direktör Şenol Güneş ve Trabzonspor için iyi. İkinci yarıda nasıl takviye yapacaklarını açıkça gözleriyle görüyorlar.
Kısaca şunu söyleyeyim. Trabzonspor’un ilk yarıda son maçlara kadar yıkılmaz kalesi olarak görülen savunma darmadağın oldu. Orta sahada kaliteli ama aynı düzeydeki oyuncuların çokluğu sadece pas yapmayı, pasın yanında mücadele etmeyi ortadan kaldırıyor. Bu sebepten maçın belirli dakikalarından sonra rakibe teslim oluyorlar. Ama bunun kabahati sadece kendilerinde değil. İleri uç arkadaşları o kadar oyundan kopuklar ki, ellerine geçen fırsatları değerlendirmeyi bırakın, aldıkları topları da çok çabuk kaybettikleri için orta sahaya nefes aldıramıyorlar. Yani takım olarak Trabzonspor kötü futbol oynuyor.
Sonuçta Trabzonspor ligdeki yenilgileri hakettiği için alıyor, sürprizden değil. Ve bu oyunla Galatasaray maçında sıkıntı çekerler. Onur’u da ayrıca kutlamak gerekiyor. Trabzonspor ligdeki Eskişehirspor yenilgisinin acısını çıkardı gibi gözükse de bunun asıl rövanşı Eskişehir’de olur.