Siz hala yazın rehaveti içinde misiniz bilemiyorum ama bildiğim tek şey, önümüzdeki üç ay boyunca normallerin üzerinde sıcaklıklar ve şiddetli yağışların yaşanacak olması.
ayatınızda zamanlamanın ne kadar önemli olduğunu hiç düşündünüz mü? Bazen zamanlama hataları, olayların gidişatını hatta sonucunu değiştirebiliyor. Hiç zamanlama hatası yaptığınız, ya da zamanlamanın her şeyden daha önemli olduğunu size düşündüren anlar olmadı mı? Aslında hayatın her alanında, her olayda zamanlama sonucu çok etkiler. Tıpkı atmosferik olaylarda olduğu gibi...
Yağışta da zamanlama büyük önem taşır. Kafanızda bir nokta belirleyin, aynı noktaya, aynı miktarda yağışın farklı zamanlarda düştüğünü hayal edin. Her iki koşulda da sonuç farklı olabilir. İlk durum, kuraklığın olduğu bir dönemde yaşanırsa yağış toprağı ve yeraltı suyunu beslediğinden, sele yol açma ihtimali azalır. Aynı miktarda yağış, aynı noktaya bol yağışın olduğu günlerde düştüğünde ise sel oluşabilir. O yüzden yağış miktarının dışında, zamanlama da atmosferik olayları afete dönüştürebilen bir etken olarak gösterilebilir. Benzer şekilde belli noktalara belirli zamanlarda yağışın düşmesi o noktaları verimli hale getirirken, bazı ürünlerin çeşitliliğini ve kalitesini artırabiliyor. Bir Çin atasözünde “Baharda havalar kuru giderse mahsul bol olur; sonbaharda da aynı havalar olursa mahsul olmaz” denilerek zamanlamanın önemine vurgu yapılıyor. En az Çinliler kadar, bizim için de sonbaharda havanın nasıl olacağı, yağışın ne kadar düşeceği çok önemli. Hem tarım hem barajlardaki doluluk oranları açısından sonbahar yağışları oldukça önemli!
KARADENİZ’DE YAŞAYANLAR DİKKAT!
Uzun süreli tahminlere ihtiyaç duyduğumuzda imdadımıza yetişen kurum Uluslararası Araştırma Enstitüsü (IRI). IRI eylül, ekim, kasım döneminde sıcaklıkların tüm yurtta ortalamaların üzerinde geçeceğini öngörüyor. Yağış miktarındaysa herhangi bir değişimin beklenmediğini; eylül, ekim ve kasımda yağışların tüm yurtta ortalamalar civarında olacağını tahmin ediyor.
Unutulmamalı ki Türkiye’de sonbahar dönemi genelde yağışlı geçer. Hatta afete neden olan hava olayları çoğunlukla sonbaharda yaşanmıştır. İstanbul’da Ayamama Deresi’nde yaşanan en son sel olayı da sonbaharda oldu. Dolayısıyla önümüzdeki üç aylık dönemde şiddetli sağanak geçişlerin yaşanma olasılığının yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle dere yatağı çevrelerinde sel ve taşkın olaylarının yaşanma ihtimali bu dönemde artıyor. Yine aynı şekilde Karadeniz’in yükseklerinde yağış nedeniyle oluşan toprak kayması gibi olayları da sıklaşacaktır. Artık o hep hafife aldığımız yaz yağmuru mevsimi de çoktan geçti.
Önümüzdeki üç ay içinde, sıcaklığın normallerin üzerinde geçeceği tahminlerinin yanı sıra şiddetli sağanak geçişlerinin yaşanması öngörülüyor. Sellerin sıklıkla yaşandığı dönemin başlangıcında olduğumuza ve mevsim normalleri civarında yağış düşeceği öngörüldüğüne göre, yağış tahminlerini daha ciddiye almamız gereken günlerdeyiz. Her yağış olasılığında, aklımıza beraberinde su baskınlarını ve seli getirmeliyiz. Bu dönemde kişisel olarak gerekli tüm önlemleri almalıyız. Özellikle evleri ve iş yerleri dere yatağı çevrelerinde olanların yağış anında çok daha titiz davranmaları gerekiyor. En büyük görev ise yağışa açık alanlarda yaya ya da arabalı olarak yakalananlara düşüyor. Çünkü farkında olmasalar da tehlikeye bir adım uzakta yakalanabilirler. Almaları gereken ilk basit önlem, dibi görünmeyen suya araçla ya da yaya olarak girmemek olabilir. Pek tabii bu dönemin olmazsa olmazı şapka, mont, şemsiye, bot. Bunları yanınıza almadan dışarı çıkmayın.