Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça Başkan Erdoğan karşıtı cephede ateş bacayı sardı. Kurdurulan 6'lı masada yaşanan itiş kakış ve entrikalar sebebiyle, kör Erdoğan düşmanlığında birleşen Millet İttifakı halka güven vermiyor. Bir Cumhurbaşkanı adayı bile belirleyemeyen mezkûr masanın sakinlerine karşı halkta oluşan kanaat, "Bunlardan bir şey olmaz"!
6'lı masanın bu rezil hali onlara umut bağlayanları intihar aşamasına getirmişken, 6'lı masa üzerinden ülkemize operasyon çekmeye çalışan dış güçler de masanın ayakta kalması için arayışlar içerisindeler.
Yazımda vereceğim iki misal bütünü göstermesi babından mühim:
Birincisi, İngiliz haber ajansı Reuters'ın Türkiye'de Başkan Erdoğan aleyhine haber yapacak muhabir almak için aşikâr iş ilanı vermesi. İşte iş ilanının metni: "Tayyip Erdoğan, yirmi yıllık iktidarında Türkiye'yi modern laik geleneklerden uzaklaştırarak Güney Kafkasya'dan Kuzey Afrika'ya uzanan bölgelerde iddialı bir diplomatik ve askeri varlığa dönüştürdü. Erdoğan'ın önümüzdeki aylarda yeniden seçilme hedefini tehdit eden yüksek enflasyon ve TL'nin sert darbeler aldığı kritik bir kavşakta, derinlemesine kurumsal hikayeler sunabilecek güçlü yazma ve raporlama becerilerine sahip birine ihtiyacımız var."
Reuters'ın ilanındaki şu ifade çok mühim: "Tayyip Erdoğan, yirmi yıllık iktidarında Türkiye'yi modern laik geleneklerden uzaklaştırarak Güney Kafkasya'dan Kuzey Afrika'ya uzanan bölgelerde iddialı bir diplomatik ve askeri varlığa dönüştürdü."
İşte tüm karın ağrıları, rahatsızlıkları bundan. Başkan Erdoğan liderliğindeki Yeni Türkiye 20 yılda "Güney Kafkasya'dan Kuzey Afrika'ya uzanan bölgelerde iddialı bir diplomatik ve askeri varlığa dönüştü"!
Başkan Erdoğan'ın tek 'suçu' bu!
Değil mi ya, sana 100 yüz önce çizilmiş sınırlar içinde kalmak varken Güney Kafkasya'dan Kuzey Afrika'ya uzanan bölgelerde iddialı bir diplomatik ve askeri varlığa dönüşmek, bu ne cüret, bu ne had bilmezlik! O bölgelere ancak Batı'nın emrinde ölmeye gidebilirsin.
İkincisi ise, PKK terör örgütünün lider kadrosundan Duran Kalkan'ın açıklamaları. Kendi televizyon kanalında ağlayan Duran Kalkan, Başkan Erdoğan liderliğindeki Yeni Türkiye karşısında düştükleri acizliği anlatıyor: "Daha çok kritik bir dönemdeyiz. Bugünkü saldırılar işte Tayyip Erdoğan da hep söylüyor ya 'Daha bunlar iyi günleriniz' gerçekten de neler olacağını şey etmemiz lazım. Oldukça kritik bir süreçteyiz. Bunu iyi görmek gerekiyor. Her türlü şeyler gelişebilir. Daha ağır saldırılar olabilir. Bu seçim çalışmalarını kesinlikle böyle bir mücadele olarak ele almak lazım. Bu siyasi, askeri durumla kesinlikle birleştirmek gerekli. Bunlardan kopuk, bunların dışında bir seçim kesinlikle yoktur, olamaz. Tam tersi bu ayrılık, parçalılıklar önlenmeli. Küçük şeyler mesele yapılmamalı. Daha fazla ittifak, ilişki, birlik. Tarihe gömmek gerekiyor onu. Tarihe gömmek için de ne gerekiyorsa yapmak lazım. Her türlü mücadeleyi birlikte ortak olarak yürütmek gerekli. Dışarıda da ben gerçekten demokratım, Türkiye'de gerçekten demokrasi olsun diyenler bu mücadeleye destek vermeliler. Durum gerçekten de ciddidir. Yani öyle hafife alınacak ya da farklı biçimde algılanacak, değerlendirilecek bir durum değil. Bu çok zorluyor. Hareketi, yoldaşları, halkımızı, yurt seven insanları, dostlarımızı herkes tetikte yani. Şimdi herkes çaresiz, çözümsüz. Gerçekten de tıkanma derinleşiyor."
Aktardığım iki misal Yeni Türkiye'nin gücünü, dünya çapındaki tesirini, düşmanda açtığı iyileşmez yarayı, aptala anlatır gibi apaçık anlatıyor.
Düşmanın gördüğünü dostlar görebiliyor mu, bir diğer mühim mesele de bu!..