Suriye’yi bombalamak, ABD ve NATO standardındaki ordular için zor değil. Hedefler belli, bombalar akıllı. Düğmeye basınca adrese gidip vuruyor. Batı askeri teknolojisinin Suriye’yi vurmasında sıkıntı yok.
Önemli olan, bombardımanın siyasi sonuç yaratıp yaratmayacağı... Bu da kullanılacak gücün miktarına ve planlamaya bağlı. Şam rejimini devirecek bir bombardıman ile sadece cezalandıracak bombardıman, birbirinden farklı... Bu aşamada ABD ya da Batı’nın Şam’daki rejimi devirme niyeti taşıdığını gösteren bir işaret yok. Hatta bütün heyecanlı haberlere rağmen sınırlı bombardıman bile olmayabilir. Önemli olan vurmak değil, darbeyi vurduktan sonra olacakları kontrol edebilmek.
ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey geçen hafta Kongre’ye mektup yazdı ve -ABD askeri gücü Suriye’de askeri dengeyi değiştirir, ancak bu çatışmayı besleyen tarihi etnik dini ve aşiret meselelerini çözemez- dedi.
Ve General, ABD’nin Suriye hava kuvvetlerini isterse yok edebileceğini, ancak ondan sonra ABD’nin Suriye meselesine daha derinden taraf olacağını söyledi. Kilit nokta burada: Askeri hedefleri dümdüz ederiz, ama sonra siyaset ve hayat devreye girince ne olur?
ABD’nin Suriye’de en az 5 harekat seçeneği var. Bunu da Genelkurmay Kongre’ye bildirdi. Hatta Kongre’nin askeri bütçeyi budamasına karşılık, her bir seçeneğin tahmini masrafı da -hem paramızı kesiyorsunuz, hem de yeni görev bekliyorsunuz, imasıyla verildi. Seçenekler şunlar:
1- Direnişçilere eğitim ve destek: Halen yapılmakta olan, bu. Önceki gün uzun aradan sonra 400 ton silah ve cephanenin Türkiye üzerinden Suriye’ye geçirildiği bildirildi. Şimdiye dek direnişçilere en büyük silah sevkiyatıymış. Uçaksavar füzeler hâlâ yok, ama tanksavar roketler var. Direnişçiler kısmen memnun olmuş.
2- Sınırlı hava akınları: Güncel plan bu. Şam’ın askeri gücünü kırmak için hava savunma sistemini, önemli hava, kara, deniz ve füze üslerini, savaş gemilerini füzelerle vurmak. ABD Genelkurmayı, -istediğimiz tempoda yüzlerce hedefi vurabiliriz- diyor. Yani bugün 100 hedef, yarın 40 hedef, öbür gün 67 hedef, tümüyle tercihe bağlı. Ancak bu iş için yüzlerce uçak, gemi ve destek aracı lazım. Ayrıca sivil ölüm riski var. Bombardıman süresi uzadıkça masraf da artıp milyar dolarlara çıkabilir. Bu planda, bombardıman şiddetlenip uzadıkça rejimden kopmalar mümkün, öte yanda Şam misillemeye kalkışabilir.
3- Uçuşa kapalı bölge: Kurulabilir, ancak hem Şam saldırılarda fazla uçak kullanmıyor, hem de bölgenin ilanı, uluslararası hukuk, BM, meşruiyet vs tartışmalarını başlatır.
4- Tampon bölge: Türkiye ile Ürdün’den Suriye içine uzanan tampon bölge kurulması. Bölge, göçmenlerin, sivillerin korunması, malzeme ve direnişçilerin toplanması için yararlı olabilir. Ancak bölgeyi sürekli Şam’a karşı karadan ve havadan korumak gerekiyor.
5- Kimyasal silahların denetimi: Şam’ın kimyasal stoklarının ve araçlarının bombardımanla yok edilmesi ve bazı kimyasal merkezlerin özel birliklerce işgal edilmesi. Bunun için hem uzaktan bombardıman, hem uçuşa kapalı bölge, hem de askerlerin Suriye’ye ayak basması gerekiyor. Ayrıca bütün merkezlerin kontrolü mümkün olmayabilir, radikal unsurlar daha önce bu silahları ele geçirebilir, hatta rejim daha yaygın kimyasal kullanmaya başlayabilir.
Sonuçta, ABD Genelkurmayı, yetki ve bütçe verilirse, bütün bunları rahatça yapabileceğini söylüyor. Ancak bütün seçeneklerde, direnişçiler arasındaki radikal unsurların durumdan yararlanıp ters sonuçlar yaratabileceğini de hatırlatıyor. Ve Genelkurmay Başkanı Dempsey uyarıyor: Suriye’de bugün Rejim ve Muhalefet şeklinde iki taraf yok, çok sayıda taraf var ve bizim çok sayıda taraftan birini seçmemiz gerekiyor... Seçeceğimiz tarafın, grubun hem kendi çıkarlarını hem de ABD çıkarlarını izlemesi gerekir. Bu aşamada ise öyle bir grup bizce yok. Esad rejimi sona erse de şiddetli fraksiyon çatışması sürer.
Dempsey bir başka mesajında, -Şam’a baskıyı sürdürürken, bir yandan da ılımlı bir muhalefet yaratmaya ve bu muhalefetin askeri gücünü artırmaya çalışmalıyız- demiş ve yetki verilirse, bunun için daha fazla çaba harcanabileceğini söylemişti... Yani geçen hafta itibariyle ABD Genelkurmayı açısından Şam rejiminin devrilmesi için vakit erkendi, çünkü rejimin yerini alacak, ülkeyi toparlayabilecek ve Batı’nın kabul edebileceği bir siyasi grup-yapı ortada görünmüyordu.
ABD Yönetimi değerlendirme yaparken Genelkurmay dışındaki birimler, Dışişleri, istihbarat vs de kendi görüşlerini iletir ve son kararı Başkan Obama verir... Başkan karar verince de herkes ona uyar... Bu değerlendirme sürecinde çoğunluk Genelkurmay gibi düşünüyorsa, o zaman Şam’da rejim değişikliği için Suriye çölünde bir ılımlı muhalefet grubu doğup büyüyene dek beklenmesi gerekiyor.
twitter.com/selimatalayny