PLOTİNUS’A göre güzellik, ilahi akılın dünyadaki yansımasıdır. Aristoteles, “güzel olan, salt kendisi için arzulanabilir olandır” demiş ayrıca “güzel olan ölçülü ve orantılı olmalıdır bu da matematik ile alakalıdır” diyerek güzellik kavramının içine sayısal bilgi gerekliliğini de eklemiştir.
Pisagor güzellik kavramının içine matematiği iyice katarak altın orandan bahsetmiş, Leonardo Da Vinci’nin hala gizemi, çözülemeyen Mona Lisa tablosu altın oran kullanılarak resmedilmiştir. Fotoğraf sanatçısı Gillian Laub, “Güzellik kişinin ruhundadır” demektedir. Bir diğer Fotoğraf sanatçısı Bridget Fair ise “Güzellik güvendir” derken ünlü yazar Tolstoy; bizde herhangi bir arzu uyandırmadan, bize zevk veren şeydir” diyerek açıklar güzellik kavramını.
Ünlü ozanımız Âşık Veysel kendindeki aşka bağlar güzelliği ve o meşhur dizelerini söyler. Güzelliğin on par’ etmez, Bu bendeki aşk olmasa...
Peki ya Mevlana ne demişti güzellik için? “Güzeli güzel yapan edeptir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir.”
Tarihlere göre de güzellik kavramı da değişiklik göstermiştir. Mesela günümüzde güzel olabilmek için zayıf olmak mutlaka aranırken ortaçağ güzellik anlayışında ise zayıflık hiç haz edilmeyen bir durumdu. O zamanlarda güzel olabilmek için hafif etine dolgun olmanız gerekmekteydi. Antik Yunan’da güzel olmanın ilk koşulu sarışın olmaktı. 16 Yüzyıl’da ise güzel olmak için ince bel arandığı için beli incelten korse satışlarında patlama yaşanmıştır. Bir zamanlar solgun cildi olanlar güzel iken başka bir zamanlarda ise büyük gözlü kadınlar güzel kabul edildi. Düşünürler güzellik üzerine uzay astronomisi kadar kafa yoradursun, yüzyıllardır kadınlar güzel görünmek için bir şişmanlasın bir zayıflasın, bir soluk benizli bir küçük ayaklı olmaya gayret göstersin.
Günümüzde güzellik kavramının geldiği vahim durumu şu şekilde özetleyebiliriz; Dünya nüfus ortalamasında 15-17 yaş grubunda yeme bozukluğu olan genç kızlarımızın oranı yüzde 13, yine 15-17 yaş grubu genç kızlarımızın yüzde 90 ‘ı fiziksel görüntüsünden mutlu değil. Genç erkek nüfusun yüzde 12’lik bir kısmı kaslı bir vücuda sahip olabilmek için gıda takviyesi alıyor. Her yüz erkekten 20’si, her yüz kadından 40’ı gelecekte güzelleşmek uğruna cerrahi operasyon geçirmeyi düşünüyor. Çok korkunç olmasına rağmen 10 yaşında ki kız çocuklarının yüzde 81’i kilo almaktan korkuyor. İstatistiklerle sabit bu tabloya birde şu açıdan bakmak mümkün... Karşı cinsten beklentin nedir diye sorulduğunda hemen hemen hepimizin verdiği cevaptır; “Benim için önemli olman ruh güzelliği.”
Önemli olan ruh güzelliği ise neden küçücük çocuklar kilo almaktan korkuyor, peki neden gencecik insanlar hep başkaları olmaya çalışıyor, erkekler kas yapmaya, bayanlar 36 beden görünmeye çabalıyor, peki neden kendi bedenlerine bile düşman olup kendi fiziki özelliklerini sevmiyor? Tablo çok vahim... Daha kendi bedenleri ile barışamayan bizler, dünya barışı istiyoruz.