Cumhurbaşkanlığı konusu nihayet potaya düştü. Artık onu konuşacağız. Cumhurbaşkanı Gül, Kuveyt yolunda kendi konumunu da işin içine katarak meseleye ilgisini ortaya koydu.
CB konusu tartışılırken, öncelikle iki isme odaklaşılacağı kesindi ve iş oraya geldi: Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül.
- Oturur konuşuruz.
Bu sözü seçimler öncesinde Tayyip Bey söyledi, seçimden sonra da Abdullah Bey söylüyor.
- Birbirimizin konumunu medyadan öğrenmeyiz.
Bu söz de Abdullah Bey’e ait.
Sayın Gül’ün ifadesine göre, kendisinin Başbakanlığa gelip gelmeme ihtimali de oturulup konuşulacak konular arasında.
- Ben dışardan bir siyasetçi olarak Cumhurbaşkanlığına gelmedim. Tabii ki konuşacağım arkadaşlarım var.
Bunlar da Gül’ün gelecek planlamasında yola çıktığı arkadaşlarından kopmadığının işareti.
Kamuoyunda herkes de, CB ile ilgili muhtemel gelişmeleri değerlendirirken Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün gelecek planlamalarını dikkate almaksızın konuşmuyor, yazmıyor.
Ne olacak?
Çeşitli ihtimaller söz konusu. Muhakkak ki Erdoğan’ın da Gül’ün de gönlünde yatan aslanlar vardır, bunlar illa ki “ben merkezli” değerlendirmelerin yön verdiği aslanlar olmayabilir, kendinizi de düşünürsünüz böyle bir gelecek planlamasında, sağlığınızı, ailenizi, performansınızı vs. ama aynı zamanda bu bir memleket meselesidir, onun en iyi ifa edilmesini de düşünürsünüz.
Bu tür meselelerde, “çevre” de devreye girer. Çevre, öndeki kişinin konumuna göre kendisine konum seçmek durumunda olduğu için, kendisine göre öndekine en uygun konumu telkin etmeye yönelir. Bu, bazen sağlıklı olur, bazen sağlıksız. Bazen çevre etkisi, işin olumsuz biçimde tırmanmasına ve merkezdeki insanların ilişkilerini de zedelemeye yol açabilir.
Kendi payıma düşündüğümde, şöyle olursa iyi olur, şöyle olursa sıkıntılı olur dediğim durumlar var. Zaman zaman farklı ortamlarda bu değerlendirmelerimi seslendiriyorum da.
Ama, şu anda bana göre en öncelikli konu, Erdoğan ve Gül’ün, kamuoyuna herhangi bir spekülasyon yansımadan oturup bir gelecek planlaması yapmalarıdır. Sonra bu halkaya başka vazgeçilmez isimler dahil edilebilir. Mesela Bülent Arınç vazgeçilmez isimlerdendir.
Cumhurbaşkanlığını planlamak, şu anda Ak Parti için, aynı zamanda Başbakanlığı, Hükümeti, partiyi planlamak anlamına geliyor.
Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olsa bile parti ve Hükümet ile ilişkileri hayati nitelik taşıyor, Abdullah Gül, yeniden Cumhurbaşkanı olacaksa bile, oy alacağı toplum kitlesi açısından Ak Parti tabanı büyük önem taşıyor. Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan’ın desteklemediği bir cumhurbaşkanı adaylığını düşünmeyecekse, Tayyip Bey, bütün kararları, yola çıktığı arkadaşlarına danışmadan vermeyi tercih etmeyecekse, bu iş, önce Erdoğan - Gül mutfağında görüşülecek demektir.
Cumhurbaşkanı Gül diyor ki, “Bu iş Nisan sonu - Mayıs başında netleşir.” Evet, netleşmesi gerekir. Zaten epi-topu 4 ay var Cumhurbaşkanlığı seçimlerine.
Bu arada CHP’nin, “Ortak aday” arayışına gireceğini öğreniyoruz Kılıçdaroğlu’nun WSJ’ye verdiği demeçten. MHP’yi CHP’yi birlikte karşılayacak bir aday... CHP’den gelse bile bozkurt işareti yapabilecek, MHP’den gelse bile, CHP diline yabancı düşmeyecek bir aday... Kim olabilir?
Böyle bir ortak aday bulunabilir mi, sorusu tabii ki çok önemli. Şahsen ben düşünüyorum, düşünüyorum, adı konuşulan isimlerin öyle bir buluşma noktası olabileceği sonucuna varamıyorum. Ama Cumhurbaşkanlığına asılınacağı açık.
O açıdan, özellikle ilk turda seçimi alabilmek için Erdoğan - Gül cenahının sağlıklı bir gelecek planlamasını toplumun önüne koyması beklenir.
Cumhurbaşkanlığı için sözü edilen isimlerden birisi Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç. Bir ara Camia’nın da, sayın Kılıç üzerinde durabileceği, dolayısıyla “Ortak Aday” olarak gösterilebileceği öne sürüldü.
Ben, CHP’nin Sayın Kılıç’ı ortak aday olarak kabul edeceğini sanmam, bir, Haşim Kılıç’ın da, CHP’nin adayı olarak kamuoyu önüne çıkacağını sanmam, iki. Böyle bir ortak adaylığın, Haşim Kılıç’a hem kendi asli tabanından hem de CHP’den oy getirmesi zor, üç. Kılıç’ın, Ak Parti cenahından adaylığı ise ancak Erdoğan - Gül mutfağında yapılacak değerlendirmeye bağlı ve şu anda muhtemel gözükmüyor.
Ne diyelim, haydi hayırlısı...