Suriye gelişmelerinin Türkiye piyasalarını ve ekonomisini etkilemesine izin vermemek gerekiyor. Türk uçağının Suriye tarafından vurulduğu- haberi ajanslara düştükten sonra dünya petrol fiyatları yükseldi... Refleks olarak piyasa petrol fiyatının yükseleceğini varsaydı... ‘Çatışma’ haberleri hep petrolü yükseltir... Sonra piyasa yatıştı ve fiyat geriledi. Ama Suriye meselesinin petrol piyasasına bir etkisi olmadığını bile bile piyasa fiyatla oynadı.
Genelde de Suriye, sadece Türkiye’nin değil, genel dünyanın sorunu... Dünya oyuncuları Suriye’de saf tutmuş durumdalar... Rusya ve Çin, Şam yönetiminin gayet sağlam arkasındalar. ABD, kasımda seçime giderken macera istemiyor, Avrupa’nın gürültü yapmak dışında gücü ve niyeti yok. Suriye, Libya değil petrolü yok. Bu ortamda Suriye’de mevcut durum uzun zaman değişmeden böyle sürebilir... Dünyadaki güçlerin şimdiki gibi karşılıklı saf tuttuğu Bosna’da ilk müdahale için üç yıl, binlerce ölü ve üzerine 8 bin Bosnalı Müslüman’ın öldürüldüğü bir Srebrenitza katliamı gerekmişti... Suriye’de de dış müdahaleyi körüklemek için ya da önlemek için muhtelif provokasyonlar beklenmelidir. Ancak Türkiye’nin yatırım ve ekonomik önceliklerinden kopmaması gerekiyor. Suriye başlıklarından hemen önce Moody’s’in Türkiye’nin notunu yükseltip -yatırım yapılır- sınıfının kıyısına getirmesiyle meşguldük... O sınıfa geçmemiz gerekiyor... Şam’daki çetenin sonsuza dek orada kalmayacağını, bütün hesapların da sorulacağını bilelim ve dikkatimizi kalkınma önceliklerimizden ayırmayalım. Suriye hayat boyu Türkiye’nin çekim merkezinde kalacaktır. Zaten bir yere gidemez.
Düşük petrol iyidir
Dünya petrol fiyatları düşüşte ve düşük petrol iyidir. Düşük petrol, ithalatçı ülkelerin masrafını azaltır. Mesela Türkiye’nin... Yatırım bankası JP Morgan, perşembe günü Türkiye ve Hindistan hisseleri için yatırımcısına -normal piyasa ağırlığının üzerinde alım yap, bu ülke hisselerini artır- diye önerdi... Düşük petrol,Türkiye ve Hindistan’ın cari açığını azaltıyor, maliyeler güçleniyor, büyüme hızları artıyor... ABD’de Başkanlık seçimi öncesinde petrolün düşeceğini birkaç ay önce anlatmaktaydık. Öyle oldu. Suudi Arabistan petrol arzını artırdı. FED para pompalamadı, petrolü yükseltmeyecek Twist operasyonu yaptı. Bu ortamda en az kasıma kadar petrol fiyatının fırlamasına izin verilmez. Kasım demek zaten yıl sonu demek. 2013’e de o zaman bakarız.
Yabancı yatırımda kıyasıya rekabet
Mayıs 2011’de Kanadalı Bombardier uçak firmasının Fas ya da Türkiye’de bir fabrika kurmayı planladığını bildirmiştik. Orta menzilli uçakların daha çok montajını yapacak ve 8 yıl sonra tam kapasiteye ulaşınca 850 işçi çalıştıracak bir fabrika... Şirket daha sonra Fas’ı seçti. Bu kararın nedenlerine bakmak ve Türkiye’nin neden seçilmediğini analiz etmek gerekiyor. Gerçi bir Amerikalı dev uçak firmasının Türkiye’yi de bilen yetkilisine geçen -neden orayı seçtiler acaba- sorduğumuzda -Fas’ta Fransızca konuşuyorlar, ondandır- diye kestirip attı. Ama Fas, Bombardier’e ne sağlamış bakalım, biz de doğrudan yatırımda geride kalmayalım. Bu yatırımlar önemli.
Bombardier’in fabrikaya 8 yıllık yatırım bütçesi 200 milyon dolar. Hemen 2013’te fabrikayı işletmeyi planlıyorlar.
Fabrika Kazablanka’da serbest bölgede 10 hektar araziye yapılacak. Arazi fiyatı açıklanmadı.
Şirket ilk 5 yıl vergi ödemeyecek. Sonraki 20 yıl vergi oranı yüzde 8.75, sonra yüzde 17.5.
Fas’ın -yatırım mallarına- ayrıca vergi muafiyeti ve teşvikleri var. Serbest bölgede ortalama aylık ücret 327 dolar. ‘Türkiye ve Tunus’tan düşük, Güney Afrika’dan 4 kat, İspanya’dan 10 kat düşük’ diye reklamı var.
Fas’ın 55 ülke ile Serbest Ticaret Anlaşması var. 8Bu sayede 1 milyar tüketiciye ve dünya ekonomilerinin yüzde 60’ına ulaşılıyor- diye reklam yapılıyor.
Fas ayrıca uçak üretim ve bakım teknisyeni yetiştirecek bir teknik okul açtı. Okulun da kararda etkili olduğu tahmin ediliyor... Sonuçta Fas’ın sağladığı kolaylıklar, at-deve birşey değil. Ama fabrikayı orada kuruyorlar.
twitter.com/selimatalayny