Pek çok kişi bu arada ailesinin fertleri de merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın zehirlenip zehirlenmediğinin peşinde ve kabri açılıp cesedinden nümune alınarak gerçeğin öğrenilmesine çalışıyor ya, benim zihnim de eskilere doğru seyahate çıkıyor...
Vefatın hemen sonrasında manzara bugünkünden hayli farklıydı çünkü...
Tahmin edebileceğiniz üzere, bendeniz, kuşkumu buraya taşımasam da ölümün ardından “Acaba?” sorusunu sormuş, gözümü ve kulağımı da açmıştım. Hemen o haftanın Newsweek dergisinde küçük bir not o sayede karşıma çıktı.
Pakistan genelkurmay başkanı Asif Nawaz, Özal’dan birkaç ay önce,1993 yılının ocak ayında, koşu bandında yürürken yere yığılmış ve oracıkta hayatını kaybetmişti. Aile âni ölümden duyduğu kuşkuyla Nawaz’ın her sabah saçını taradığı fırçadan derledikleri tel örneğini ABD’deki bir laboratuvara zehir testi için göndermiş...
Haber buydu. Durur muyum, hemen bu notu Kulis’e taşıdım ve benzer bir testin Turgut Bey için de yapılması tavsiyesinde bulundum. Yarın birileri kuşku duyar gerekçesiyle...
Ardından şimdi çok şaşacağınız bir gelişme yaşandı: Ailenin şu sıralarda “Özal öldürüldü” diyen fertlerinden biri, müşterek bir dost aracılığıyla, bana, “Ne yapmak istiyor?” sorusu eşliğinde kızgın bir mesaj gönderdi. “Kurcalamasın” mesajı...
Kurcalasam ne olur? Sonra nasıl kurcalarım? Elimde saç kılı, ya da test yaptırmaya yarayacak herhangi bir şey olmadıktan sonra...
Yeniden gündeme girince konu, aklıma “Acaba Asif Nawaz’ın saç kıllarını test eden laboratuvar nasıl bir sonuca ulaştı, ardından ne yapıldı?” sorusu takıldı. Araştırınca garip bir durumla karşılaştım: Koşu bandı üzerinde düşerek can veren Pakistan genelkurmay başkanının saç telini inceleyen kurum ‘arsenik’ izine rastlayınca, eşi derhal mezarın açılmasını ve daha hassas bir test yapılmasını talep etmiş... 8 Ocak 1993 günü ölen Nawaz’ın ‘feth-i kabir’ işlemi 1 Ekim 1993’te yapılmış...
Garip olan bulgu şu: İlk testte ‘arsenik’ bulunduğu halde, örneklerin yeniden gözden geçirilmesini tamamlayan Adli Tıp, “Zehir bulamadık” raporu vermiş...
Bu bilgiyi edindiğim kaynağa göre, ölenin kardeşi test sonuçlarının çelişkisi yüzünden masum bir ölüm olduğuna inanmıyormuş... Hint altkıtasında terör estiren Jeay Sindh Qaumi Mahaz örgütünün genel sekreteri de, “Pakistan genelkurmay başkanı zehirlendi” diyesiymiş...
Ne kadar tuhaf değil mi? Abdullah Öcalan da kendisiyle görüşenlere “Özal ölmedi, öldürüldü” demekteydi.
Filistin devlet başkanı Yasir Arafat 2004 yılında kalp krizi geçirerek ölmüştü, hatırlayacaksınız. Birkaç gün önce onun da mezarı açılıp cesedinden örnekler alındı. Bu gelişmeyi de el-Cezire televizyonunun Arafat’ın ölümündeki kuşkularla ilgili dokuz ay süren araştırmasına borçluyuz. El-Cezire’nin vardığı sonuç, Arafat’ın zehirlenerek öldürüldüğü...
Radyoaktif bir malzeme olan ‘polonium’ ile zehirlenmiş Arafat, habere göre... Diş fırçası ve başına taktığı kefiyeye uygulanan testlerde yüksek oranda radyasyon bulunmuş. Bunun üzerine, Arafat’ın eşi Süha Hanım ‘feth-i kabir’ istemiş...
Kim öldürmüş olabilir Arafat’ı? Filistin Yönetimi “Hiç kuşkusuz İsrail” cevabını veriyor bu soruya...
Arafat’ın ölümü üzerindeki kuşkuları ortadan kaldıracak araştırma bakalım ne sonuç verecek?
Başka kimlere uygulandı ‘feth-i kabir’ işlemi?
ABD’nin 12. Başkanı Zachary Taylor 9 Temmuz 1850 tarihinde ölmüştü. Kuşkular üzerine onun da kabri açıldı.
John F. Kennedy’i öldüren kişi Lee Harvey Oswald olarak açıklanmıştı; Oswald da birkaç gün sonra bir suikastla öldürüldü. “Öldüren aslında Oswald değil, onun kimliğini kullanan başka biriydi” kuşkusu üzerine, eşinin izniyle, mezarı 1981’de açıldı.
Başka biri değilmiş, Oswald’mış mezarda yatan...
Daha pek çok mezarı açılan ünlü var; ama ben en çok Özal’ın test sonuçlarıyla ilgiliyim.