Türkiye çok ciddi bir mücadele veriyor. Hepimiz, tarihe geçecek günlerin yaşayanları, bazılarımız da yazanlarıyız. Dünyanın nereye gittiğinin belirsiz olduğu şu günlerde belli olan tek şey bundan sonra hiçbir şeyin Türkiye’siz olmayacağı ve dünyanın merkezinin kaydığı. Bunu dünyanın en büyük haber kaynaklarından görebilirsiniz, her 10 haberin 8’i ya Türkiye ile ya da Türkiye’nin aktör olduğu bu bölge ile ilgili. Bu marifet değil, bu felaket de değil. Bu yalnızca gerçek.
Evet, bu mücadelede hepimize ihtiyaç var. Her birimize.
Ömer Halisdemir 15 Temmuz’da vuruldu tertemiz alnından ve bir milletin ayağa kalkışını başlattı otuz kurşunu yerken vücuduna.
Bir başkası, Fethi Sekin, hiç iştigal alanı olmadığı halde, bir trafik polisi iken bir an bile çekinmeden, sakınmadan mücadeleye girişti teröristlerle. Bedenini siper etti ve öylesine büyüdü ki siper ederken, bütün İzmir’i kurtarmaya yetti o koca yürek, koca beden.
Peki bizler?
Biz neresindeyiz bu mücadelenin, bir başka Ömer Halisdemir, bir diğer Fethi Sekin olabilir miyiz?
Şehadet kimlere nasip olur bilinmez. Ama bu savaşın bir yerlerinde olmanın yolları var zannımca.
Örneğin, bütün bu göz korkutmalara, bütün bu hain pusulara, arkadan vurmalara rağmen “Bu memleket sizin değil, bu memleket bizim” dercesine korkmadan yürüyebilirsek caddelerde, sokaklarda, biz de bu mücadelenin bir neferi, yeniden yazılan bu tarihin birer cümlesiyiz demektir.
Örneğin, öğrenci kardeşlerimiz hiç korkmadan okuluna gittiği, derslerini en iyi şekilde dinlediği, alanında bir numara olmaya mücadele ettiği sürece bu mücadelenin kahramanlarındandır.
Örneğin, girişimci, iş adamı kardeşim, bütün gücüyle yatırımlarına, çalışmaya, çabalamaya, istihdama, üretmeye devam ettiği sürece, çalışanlarına moral verdiği, onlara sahip çıktığı sürece bu mücadelenin kahramanlarındandır.
Örneğin, bir anne, evde de otursa çocuklarının, eşinin moralini, motivasyonunu, gücünü arttırdığı, onlara en güzel dualarla yoldaş olduğu sürece bu mücadelenin kahramanlarındandır.
Örneğin, bir yazar, bir gazeteci, bir konuşmacı, bir televizyoncu, ülkesinin içinde olduğu bu cendereden çıkabilmeyi birinci hedef olarak koyup büyük bir çabayla ülkesinin insanlarına moral verdiği, destek olduğu sürece bu mücadelenin kahramanlarındandır.
Örneğin, sokaktaki vatandaş, sen, ben, o; ortak müştereklerimizi esas kabul edip bize dayatılan kimlik farklarımızı dert etmedikçe, milli menfaatleri gözeten, önce vatan diyen herkesi kendisine kardeş bildikçe, siyasi polemikler yerine ülkenin ihtiyaç duyduğu sağduyu dilini tercih ettikçe bu mücadelenin kahramanlarındandır.
Kahramanlık sadece kurşun yemekle olmaz dostlar, hele bu zamanda mücadele her anda, her alanda.
Birbirimize, birliğimize sahip çıkalım.
***
İLHAMİ IŞIK NE YAPIYOR?
Star yazarı İlhami Işık, aylardır twitter üzerinde tek başına bir mücadele veriyor. Gidiyor, iş adamlarına, kamu yöneticilerine dert anlatıyor, anlayabilenle doğu ve güneydoğudaki çocuklara bot ve montlar gönderiyor. Önceleri azar azardı, sonra binli adetlere ulaştı. Bir başına bir insanın neler başarabileceğini gösteriyor İlhami Abi. Seninle aynı gazetenin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.
Her birimizin tek başımızayken bile ne kadar önemli olduğumuzu gösteriyorsun. Hiç öyle “ben bir başıma ne yapabilirim ki?” dememenin, demediğimizde sonuçların neler olduğunun canlı kanıtısın adeta.
Yürekten alkışlıyorum, avuçlarım patlarcasına…