Beşiktaş maçın ikinci yarısında yaptığı hamle ile beraberliği kurtararak kazandığı puanla, sıralama için çok önemli bir değer kazanmadı, ama moral olarak çok yüksek bir değer kattı mücadele gücüne. Fenerbahçe’yi yenmek, ardından Galatasaray’ı kendi alanında 2-0 geriden yakalamak az şey değil.
Bunu yaparken gösterdiği ‘zor durumdan kurtulma çabası’ Beşiktaş’ta uzun haftalardır görülmeyen bir çabaydı.
Tayfur Havutçu’nun, Fernandes gibi bir oyuncusunu ikinci yarıya başlarken oyundan alarak, mücadelenin karakterini değiştirmeyi göze alması da hem Beşiktaş hem onun için önemliydi. 2-0 geri düşmüşseniz elbette durumu kabullenmek yerine ona karşı tepki koyup, altından kalkmaya çalışmalısınız. Kuşkusuz kendinize güveniyor, o gücün sizde var olduğuna inanıyorsanız. Özgüveni doğuran, sahip olduğunuz gerçek güçtür. O yoksa gözü karalık da işe yaramaz, zararı kendinize olur.
Yalnızca Mustafa ve Holosko’nun katılması değildi Beşiktaş’taki değişimi sağlayan. Beşiktaş oyun anlayışını değiştirdi. Rakibi gibi önde basmaya, savunmayı tüm sahada yapmaya çalıştı. Öne çıktığında topu yitirince, orada yeniden kazanmanın çabasını gösterdi. Bu yöntemi benimseyince, ilk yarıdaki gibi top çıkarma zorluğunu da aşmış oldu. Gerektiğinde adam kaçırarak, uzun toplarla buluşturmayı denedi. Haftalardır sıyrılamadığı plansızlık kararsızlığını yendi... Bir uyanış, bir isteklilik sergiledi.
İlk yarıda hücuma organize çıkmasını engelleyen kendi yetersizlikleri oranında hakemin tutumuydu. Bülent Yıldırım ve zaman zaman yardımcısı Ekrem Kan, Beşiktaş’ın sinirini ve konsantrasyonunu bozacak karar tutarsızlıkları ve hataları gösterdiler. Kimi sarı kartlar hakemin önyargı ile Beşiktaş’ı sinirlendirmesinin sonucunda ortaya çıktı. Hakem Yıldırım, Beşiktaş’a kart göstermeyi kovalayan bir yapıdaydı. Beşiktaş’ın duran toplardaki takımsal ve bireysel zaafları hâlâ sürmekte. İlk golü Ernst’in dikkatsizliği getirdi.
Maçın genelinden Beşiktaş’a çıkarılacak değerlendirme, takımın bir futbol potansiyelinin bulunduğudur. Yanı sıra son iki maçta elde edilen sonuçlar ve maçların akışı içinde takımın ortaya koyduğu olumlu değişimler bu gizli gücün dışa çıkmaya başladığını da belgeliyor. Biraz zaman gerek, diyeceğim, ama yol bitti gibi...