Osmanlı’nın son partisi hala anlayamıyor Müslüman mahallesinde salyangoz satarak seçim kazanamayacağını. Türkiye’ye batılı mantığı ya da mantıksızlığıyla yaklaştığın sürece hiçbir hesabın doğru çıkamayacağını kavrayamıyor bir türlü. Şimdi kimse kalkıp da CHP’nin şu kadar oyu, bilmem kaç milletvekili var diyerek bağırmaya başlamasın. Gerçeği görebilmek için CHP’nin durumunu, laf olsun diye, AK Parti’yle karşılaştıralım. CHP dedik ya, Osmanlı’nın son siyasi partisidir, temeli 9 Eylül 1923 yılında atılmıştır. AK Parti’yse 88 yıl sonra 14 Ağustos 2011’de kapılarını açmış. Bu iki siyasi partiden CHP’nin arkasında hep bürokrasi dağ gibi dururken, aynı bürokrasi AK Parti’yi kapatmak için uğraşıp durmuş. CHP, 1923-1950 arası ülkeyi bir başına yönetmiş ancak ne zaman millete gidilmiş, CHP o saat ezeli ve bu kafayla devam ettiği sürece ebedi muhalefet katına oturtulmuş. Cumhuriyetin ilanından hemen önce kurulmuş bir parti, cumhuriyetin kuruluşundan 88 yıl sonra kurulan bir partiyle giriştiği her yarışta nal topluyor hep. Neden?
Bence asıl ve en önemli neden, hesabını kitabını Türkiye gerçeğine göre yapamamış olmasıdır. Her şeyden önce yöntemine bir göz atın. Nedir yöntemi CHP’nin? Batılı. Kimden oy istiyorsun? Bu ülkenin insanından, bu ülkenin vatandaşından. Söylemlerin ne? Batı imbiğinden geçmiş, batılı kulaklara hoş gerisine boş laflar. Batılı bir liberal siyasi parti gelip Türkiye’de seçimlere girse CHP’nin yaptığından farklısını yapamaz. Peki ne yapmalı? Türkiye verilerinden yola çıkarak Türkiye’ye uyacak bir sentez üretmek, bir bileşim çıkarmak zorunda CHP. Yoksa bir arpa boyu yol alamaz. Alamıyor da zaten. Ha, üç gün önce seçim bildirgende “dersaneler kapatılsın” yazıp sonra eline mikrofon alarak “kapatılmamalı dersaneler” demekle de seçim kazanılmaz çünkü bu tür u-dönüşleri, seçim kazanmak için başvurulan bu yöntemleri kimse yemez!!
Bak ağam “Alman sosyal demokratı şöyle yapıyor, İngiliz’in İşçi Partilisi bunları söylüyor ve seçim kazanıyor; biz de aynısını yapmalıyız” dediğin an hapı yuttun ki sandık o saat üstüne devrilir altında kalırsın! Batının on yüz yıllık bir Müslüman geçmişi var mı da onu taklit ediyorsun? Hangi Batılı ülke Orta Asya’dan kopup gelmiş, köhne Bizansı tarihe gömmüş, Müslüman bir cihan imparatorluğu kurmuş?
Sen Van Gogh diye opera yazana, Hemingway’i Kemal Tahir’e, Necip Fazıl’a, Sait Faik’e tercih edene “pop” diye batının en kötüsünden daha kötü bir tıngırtıyla kulak tecavüzüne, beyin mıncıklamasına dalana alkış tut, sonra Cassius Clay adını Muhammed Ali olarak değiştirdiği için resimlerini kahvelerin duvarlarına asıp şıkır şıkır oynayan bu millete monşer nutukları sallayarak seçim kazanmaya uğraş. Olur mu be? Düşün bir saniye düşün de bana Cezayir’den Endonezya’ya kadar, batı özellikleriyle bezenmiş söylemleri birbiri ardına dizerek iktidar olabilmiş bir siyasi parti göster, elini öpeyim ben senin! Millet aydınından, siyasetçisinden, sanatçısından, yazarından ne bekliyor? Bilmem kaç yüz yıllık geçmişinden esintiler ağam! Eğer Amerikan halkına Müslüman davranışları ve Arap felsefesiyle yaklaşırsan tutar mı? Tutmaz tabi! Ee orada doğulu yöntem ve öğreti tutmuyorsa burada batılısı niye tutsun?
“Türkiye’nin sorunu batılılaşmak değil, çağdaş kimlik ve kişiliğini bulmak sorunuydu geçmişte; bu gün de öyle.” (Atilla İlhan) Yani sanayileşmek, zenginleşmek, düzgün kentleşmektir isteği bu milletin. CHP bunları söylüyor da nasılını anlatamıyor, çünkü gerçekten bilmiyor nasıl yapılacağını! Onun için 35 yıl ülkede at oynatmış ama darbeden darbeye milleti sürüklemiş Süleyman Bey’i kendisine akıl hocası olarak seçiyor ya bir heves! CHP önce kendini inandıracak milletten yana olduğuna;Şevki Bey’i dinleyip içini çeksin hele, Nedim’i okuyup gülümsesin, Ramazan gecelerinin insanın ruhunu okşayan dinginliğini içselleştirsin sonra gelsin karşımıza...
(Meraklısına Not: Bu konularda okuyabileceğiniz çok kitap var. Kemal Tahir, Atilla İlhan, Necip Fazıl, Kemal Karpat vb.)