Yahya Sinvar'a...
Bir tünelin ucunu geçirerek iğneden
Bayrak diken anneme yazacağım şeyler var,
Hiçbir tasam olmadı ya da keşkem bir nebze
Ölmek de bir direniş Allah azze ve celle.
Soğumaktan korkarım taş olsam bir sapandan
Utanırım keyifle toprağa uzanmaktan
Zalime naz eden silaha etmem tamah
Beni uyandıracak saati kırsın ilah
Çünkü hiç kestirmedim uykunun ipeğinden
Bir makasın ucuyla güle hiç göz süzmedim
İşaret parmağımdan damlar şehadet balı
Üşüşür bin kovandan kaçmayan ecel arı
Nemrudun oyuncağı yılanın çıngırağı
İrinli bir gövdede şeytanın salıncağı
Kısacası Dünya'yı, kısacası Dünya'yı
uzun uzun solumak
Hevesinde değildim..
Ne korkak bir sineğin konduğu yere sindim
Ne fazlalık sayılan bebekten bir eksildim
Çünkü bugün Yahya'yım o gün Ahmet Yasin'dim.
Sanmıştım ki her kurşun oyuğundan çıkacak
Bir mümin heybetiyle dağlayacak zalimi
Ömer'ler oluk oluk kılıçlar parlayacak
Getirecek çiçeği ya da o son tekbiri.
Lakin öyle olmadı yine göçtü bir kervan
Yine yetim bir ordu güzel günler kan revan
Çölde unutulana Muhammed Mustafa'dan
Bir hüzün tesellisi gelir diye bekleriz
Gazze Gazze doğarız hatırla biz Hayberiz...