ünyanın ayrı noktalarında aynı olayın farklı sonuçları yaşanıyor. Birkaç hafta önce Tokyo’nun doğu kıyısında yaşanan hortum nedeniyle pek çok ev hasar gördü, çatılar uçtu, elektrik direkleri devrildi, çok sayıda kişi yaralandı. İlkbahar ve sonbahar siklonların sıklıkla oluştuğu dönemler olduğundan bu olayın yaşanması şaşırtıcı değil kuşkusuz. Ancak ekstrem hava olaylarından tayfun ve hortumlar artık daha sık görülüyor ve yıkıcı sonuçlar doğurabiliyor maalesef...
Dünyada daha önce görmeye alışkın olmadığımız değişik olaylar da yaşanıyor. Bilim insanlarının araştırmaları ve ölçümleri sonucu elde ettikleri bazı bulgular bunu destekliyor. Mesela okyanuslarda yapılan ölçümlere göre daha önce benzerine pek rastlanılmayan bir şekilde okyanusların asitlendiği tespit edildi. Dünyanın en büyük karbondioksit yutaklarının başında gelen okyanuslar, atmosferdeki karbondioksitin artmasıyla daha fazlasını depolama eğilimi içine giriyor. Karbondioksit suda tepkimeye girerek karbonik aside dönüşüyor ve bu da suyun asitlenmesine yol açıyor.
Asidi artan sudan en çok canlı hayatı etkileniyor. O sudaki canlıların yaşama şansı azalırken bazı yeni türlerin oluşma ihtimali artıyor ki adı üstünde yeni tür olduğuna göre bu bizim için tam anlamıyla bir belirsizliği temsil ediyor. Avantaj ya da dezavantaj olup olmadığını şimdiden değerlendirebilmek güç.
KARADAKİ HAYATI DA ETKİLİYOR
Suyun formu ve sudaki canlı türlerinin yapısı her geçen gün değişirken, karadaki değişimlerden bazıları da hayatın akışını etkileyebiliyor. Kuzey ve Güney kutbunda böcek ve haşerelerin sayısının arttığı tespit edilmiş. Küresel ısınmaya bağlı olarak bitki türleri ve hayvanlar yaşam koşullarına göre yer değiştirmeye çoktan başladı. Bitki ve hayvan türlerinin yukarı enlemlere göçü devam ediyor. Çok yakın bir gelecekte daha önce görmeye alıştığımız hayvan ve bitkilerin yerine çok daha farklı türlerle karşılaşırsak şaşırmayın! Zira alıştıklarımızı bulmak için kuzey ülkeleri ziyaret etmemiz gerekecek.
Sonuçta tüm bunların yaşanmasının tek bir nedeni var; küresel iklim değişikliği. Küresel ortalama sıcaklıkların yükselmesinin sonuçlarını değiştirmek giderek zorlaşıyor. Atmosfere salınan sera gazlarının kontrolü sağlanmadığı sürece sıcaklık artışı sürecek ve bu durum bize farklı sürprizler hazırlamaya devam edecek gibi görünüyor.
ILIK SONBAHAR
Önümüzdeki üç aylık dönemde sıcaklıkların ortalamalar civarında olacağı öngörülüyor. IRI (The International Research Institute for Climate and Society) tahminlerini açıkladı: Eylül-ekim-kasım aylarında yağışın mevsim normallerinde seyredeceği, sıcaklığın ise sadece Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yüksek, diğer bölgelerde yine ortalamalara yakın değerlerde olacağı tahmin ediliyor.
Demek oluyor ki özellikle son birkaç yıldır yazdan kalma günler yaşatan ve en az yaz dönemindeki kadar sıcak geçen sonbahar günlerinden sonra bu sene hazan mevsimi bize gerçekten hazanı yaşatacak gibi görünüyor. Sonuç olarak; son birkaç yıldır üst üste ortalamaların üzerinde sıcak geçen sonbahar dönemlerinden farklı bir Eylül-Ekim-Kasım dönemi geçireceğimizi hatırlatmak istiyorum. Ve her ihtimale karşı artık şemsiyeler ve yağmurluklar çıksın kaldırıldıkları dolaplardan, kışlıkların arasından!