(Pazar günleri, 'e okuyucuların görüş ve eleştirilerine ayırdığımız bu sütunda, bir diğer 'Okuyucularla Hasbihal'e daha, muhterem okuyucuları selamlayarak başlıyoruz.)
*İstanbul'dan Sabri Arabacı mesajında, 'Filistin'deki Müslümanların mücadelesinde çok yiğit bir yeri olan İsmail Heniye'nin İran'da bir suikasd'e kurban gitmesi üzerine, Başkan Erdoğan'ın ülke çapında bir gün 'yas' ilân etmesini bile iğrenç bir ırkçılıkla değerlendirip, 'O kişi bir Türk müydü?' diyen karşısında, neredeyse o gibilerle aynı ırktan olmaktan utanır hale geleceğiz..' diyor..
--Hayır, muhterem kardeşim, 'filan ırktan veya kavimden birileri kötü, öyleyse ben onların ırkından değilim.' demek, bazılarının ırkından dolayı yüceltilenler karşısında aşağılık duygusuyla onlara imrenmeye çalışmak kadar yanlıştır.. Hz. Peygamber (S)'in mensub olduğu arab kavminin içinde Ebu Cehl ve Ebu Leheb'ler, Yezid'ler ve onların tarih içinde ve hattâ günümüzde takipçisi olan daha nice çağdaş benzerleri vardır' diye arab kavminden olanları bütünüyle aşağılamanın hiç bir mantığı yoktur. Kaldı ki o kavmin içinden başta Hz. Peygamber olmak nice en üstün inan örnekleri de vardır. O halde, 'filan kötülük timsali olan kişiler arab idi..' diyerek bütün arablara ya da düşmanlık beslemek veya 'Peygamber arab idi, o halde arabları sevmek gerekir' gibi laflar etmenin İslam açısından hiç bir mantığı yoktur..
Bütün insanları, Allah'u Teâlâ, 'birbirleriyle tanışmaları'nda kolaylık olmak ve diğer hikmetlerle farklı farklı yaratmıştır. Ama, inan olarak hepimizin özü aynıdır.. Topraktan geldik, toprağa gideceğiz.. Üstünlük soydan, kan veya renk veya mensup olunan sosyal gruptan veya aynı coğrafyalardan olmakta değil, taqvâ ve fazilet açısında, Yüce Yaratıcı'mızın insan'ı yaratmasındaki hikmete uygun bir hayat yaşamak dikkatinde aranmalıdır.. Bugün hayatta olmayan ve ismi topluma mal olmuş bir Müslüman, 'Peygamber arab olduğu içi, sırf bu yüzden arabları sevmek gerekir..' diye bir cümle yazmıştı da, ona, Hind Müslümanlarının son yüzyıldaki büyük gönül ve irfan erlerinden, Muhammed İqbâl'in, 'Peygamber arab idi, o halde ondan dolayı arabları sevmek gerekir..' diyenler İslam'ı anlamamışlardır..' sözü hatırlatıldığında en azından sukût eymeyi tercih etmiş, yanlışında diretmemişti.
Biz Müslümanlar, bütün insanlara, eşit olarak bakar ve doğan herkesi günahsız kabul eder ve akıl baliğ olduktan , yani iyiyi-kötüyü Allah'ın koyduğu ölçülere göre ayırdedecek yaşa geldikten sonra, Ya İslam tarafında, ya da küfr tarafında kabul ederiz.. Ezeli şiarımız, 'Lailahe illallah' Muhammed'un Resullalah'tır ve buradaki 'nübuvvet'e işaret, elbetteki bütün geçmiş ilahî peygamberlere şâmildir. Evet, bizim için İslam'dan başka bir sınır yoktur..
Bütün insanlara, yaratılışları itibariyle bir gözle bakarız, akıl sahipleri olduktan sonra ise değerlendirmelerimiz, seçtikleri yol ve tercihlere göre farklılaşır.
Yani, 8 sene öncelerde, 'Yaratılanı hoş (güzel) gördük, Yaratan'dan ötürü..'
'72 millete bir göz ile bakmayan, halka müderris (bile) olsa, Hakikat'e âsîdir' diyen Yûnus'un o sözünü, işte bu ölçü ile anlamak gerekir..
Müslüman olmayanlar da firavunlarının beden ve kanlarını değil, temsil ettikleri dünya görüşlerini yüceltiyorlar.
*Ankara'dan ismini D. Demir isimli okuyucu da, 'Ben asla ırkçı değilim.. Ama, mensub olduğum kavimden dolayı gururu duymamalı mıyım?' diyor..
-Size de yukardaki yazdıklarımız yeterli izah yapılmaya çalışılmıştır.. Kavmiyle utanmak veya yücelik duyguları , başkalarına da kendi kak soylarıyla, kavimleriyle, etnik kökenleriyle, utanmak veya gururlanmak duygusu verir ki, bu ırkçılıktır.. İngilizlerin ünlü şairlerinden Rudyard Kipling'in insanlara verdiği öyle güzel öğütler var ki, der alınacak niteliktedir.. Mesela, 'İf..' (Eğer) isimli şiirini okuduğunuzda güzel nasihatler vardır. ama, aynı kişinin 'Hindistan'da, beyaz İngiliz askerleri tarafından kitleler halinde öldürülen esmer insanların öldürülmesine öyle övgüler yazmıştır ki, işte o zaman, anlarsınız onun aslında hangi insan tipine yücelik mertebesi verdiğini.. Keza, 150 sene öncelerde, Hz. Muhammed'i, en azından tarihin büyük bir kahramanı olarak nitelediği için ismini daha bir dikkatli kullandığımız Carlyle'ın Afrika'daki siyah ırkın insanlarının bütünüyle yok edilmesi fikrini yazacak kadar canavarlaştığını pek hatırlamayız.. Ve unutmayalım ki, Amerika kıt'ası 1492'de, 530 öncelerde Avrupalılarca keşfedildiğinde oraya giden beyazlar, onmilyonlarca kızıl deriliyi, 'insan benzeri yaratıklar' olarak yok etmişlerdi ve bugün, onlardan küçük bir topluluk kalabilmiştir..
*Almanya'dan Suad Karabağlı isimli okuyucu da, 'İsmail Heniyye'nin Tahran'da katledilmesine dair vurucu bir yazı yazmadınız.. Sanki, suikasdler her yerde olur gibi..
--Muhterem kardeşim, hele de birilerinin beğenmesi veya tatmin olması için yazı yazılmaz. İran yönetimi davetlileri olan İsmail Heniye'yi korumakta evet büyük bir zaaf göstermiş; ve hattâ ağır bir hakarete uğramıştır. Bunu en üst mesulleri de kabul ediyor. Şimdi 'şiddetli karşlık verilecektir' diyorlar, ama, herhalde aynı şekilde nokta vuruşlarla olabilir, karşılık..
Ama, suikasdlere hiç bir yerde kesin çözüm yoktur.. Amerika, 1963'de Başkan Kennedy'i suikasd'den kurtarabildi mi? Geçenlerde Trump da mermi 1-2 milim sapsaydı, gitmişti.. O şimdi, 'Orada beni Tanrı kurtardı..' diyor.. Pakistan Başkanı Ziya'ul Haqq da , uçağına konulan bombayla öldürülmüştü, 1988'de..
Bizde de Turgut Özal, merminin 1-2 milimlik bir sapmasıyla kafasına 5 santim uzağındaki mikrofona çarpınca kurtulmuş ve 'Canı veren de Allah'tır, alan da..' demişti.. Ve, hem de Rusya büyükelçisi de Karlov da 2016'da, Ankara'da bir toplantıda konuşurken, polis kılıklı bir kişi tarafından vurularak öldürülmemiş miydi?
Ancak bizdeki medya , bazı ülkelerin iç zaaflarını büyütmekten pek neşeleniyorlar.. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindeki 9 kişilik heyet bir trafik kazasında can verince günlerce ekranlarda tartışıldı.. Ama, General Eşref Bitlis'in uçağı 1993'de, düş(ürül)ünce, hemen ertesi günü, 'konu bir kazadan ibarettir..' diye kapatılmıştı.
Böyle , daha nice örnekler vardır, içeriden de, dünya tarihinden de..