Demokrasinin güçlenmesi için uygulamaya konan olağanüstü hal ülkemize hayırlı olsun. Yayımlanan ilk OHAL kararnamesinde kamu çalışanları ile ilgili önemli bir karar alındı. Paralel yapı soruşturmalarıyla görevine son verilen kamu personeli bir daha kamu da çalışamayacak.
Bu yüzden görevi başında bulunan memurlara olağanüstü hal döneminde yararlı olabilecek bazı hususlara değinmekte yarar var.
657 sayılı Yasa’nın 96’ncı maddesi uyarınca olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde veya genel hayata müessir afetlere uğrayan yerlerdeki devlet memurları yerine atanacaklar gelip işe başlamadıkça görevlerini bırakamazlar.
Memurlardan mali ve cezai sorumlulukları saklı kalmak üzere; 96’ncı maddeye aykırı hareket edenler hiçbir surette, devlet memurluğuna alınamazlar.
2008 yılı ekim ayından önce göreve girmiş devlet memurlarına tanınmış önemli bir hak var. Görevden ayrıldıktan sonra, primlerini yatırıp, memuriyette çalışmış gibi emekli olabilirler. Buna isteğe bağlı iştirakçilik denmektedir.
657 sayılı Kanunun 96. maddesi uyarınca olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde veya genel hayata müessir afetlere uğrayan yerlerdeki Devlet memurlarından, yerine atanacaklar gelip işe başlamadan görevlerini bırakanlar isteğe bağlı iştirakçi olamayacaklardır.
Devlet Memurları Kanunu’nun 125’inci maddesi uyarınca; savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak, devlet memurluğundan çıkarma cezası ile tecziye edilmeye sebep olur.
5434 sayılı Kanunun 89. maddesi kapsamında birleştirilmiş hizmet süreleri (memuriyet ile birlikte SSK ve Bağ-Kur süreleri) üzerinden aylık bağlananlara emeklilik ikramiyesi ödenebilmesi için görevden ayrılma nedeninin devlet memurluğundan çıkarma cezası almaktan kaynaklanmamış olması gerekmektedir.
Bu itibarla, farklı statülerde hizmet süreleri bulunanlardan ‘Devlet Memurluğundan Çıkarma’ cezası ile tecziye edilenler emekli ikramiyesi alma haklarını kaybederler.