İnsan ilişkilerinde “Zor kişilik” olarak adlandırılacak hallerden biri de obsesif kişiliklerdir. Obsesif kişilik; aşırı tertip ve düzen isteği, mükemmeliyetçilik, çalışma ve üretmeye aşırı yoğunlaşırken eğlence ve arkadaşlığı geri planda bırakma, işlerde ve insan ilişkilerinde esnek olamama, kuralcılık eğilimi, parayı biriktirme eğilimi gibi mizaç özelliklerinin aynı anda ve kişinin hayatını bozacak şiddette olmasıdır.
Obsesif eşle yaşamanın ikilemi: Obsesif kişiliğin ılımlı formunun bir takım avantajları olabilirken, aşırı formu her zaman sorun oluşturur. Örneğin ılımlı obsesif bir muhasebeci işveren tarafından beğenilen bir çalışan olabilir. Ama obsesif özellikleri şiddetli olan bir bölüm şefi işleri tıkayabilir.
Obsesif özellikleri oldukça belirgin olan bir eşle yaşamak kişiyi bariz bir ikileme sokar. Bir yandan obsesif eşler iyi ve dürüst insan olarak algılanır, öbür taraftan eşle beklenen duygusal yakınlık ve romantizm sağlanamamış olur. İlişki güvenilir, risksiz ama renksiz ve sıkıcı olarak algılanabilir.
Obsesif eşler düzen peşindedir: Obsesif eşlerin özelliklerinden biri aşırı şekilde tertip ve düzenle uğraşmalarıdır. Evin tertip ve düzeni temel uğraşı haline geldiğinde, diğer eş unutulup o da adeta düzene sokulması gereken bir eşyaya dönüşür. Evde her şey yerli yerinde olmalı, dağınıklık olmamalıdır. Eş ve çocuklar evde askeri bir düzen içinde yaşamaya mahkum hale getirilir.
Örneğin obsesif bir erkek eşin düzenlediği mutfağı veya banyoyu yeterli bulmayıp, kendisi yeniden düzenleyebilir. Veya obsesif bir kadın eşinin ev içinde çok dolaşmasını, eşyalara dokunmasını istemeyebilir. Her şeyin kendisinden istenmesini ister ki evin düzeni kendisinin istediği gibi kalsın. Giderek evin hanımı evin hizmetçisine dönüşür.
***
Obsesif eşler mükemmeliyetçilikten dolayı sürekli çalışırlar: Obsesif kişiler mükemmeliyetçilik özelliklerinden dolayı, her şeyin dört dörtlük olmasını isterler. İşler tam istedikleri gibi olmadığında, eksik kalmış tamamlanmamış gibi hissederler. Bu sebeple de işlerin ayrıntılarına dalıp kaybolabilirler. Sürekli şekilde çalışırlar. Çalışmadıkları zamanları boşa gitmiş olarak görürler. Bitmeyen işlerden dolayı eşe vakit ayıramazlar. Gevşeyip, eşle rahat vakit geçirecekleri bir etkinlik yapmaları zor olur.
Mükemmeliyetçiliğin yol açtığı ikinci sorun, eşlerinin yaptıklarını da yeterli görmeme ve beğenmeme eğilimidir. Kafalarındaki standartlar oldukça yüksek olduğu için, bu standartlara uymayan her şey gözlerine battığı için, beğenileri az, eleştirileri çok olur. Halbuki beğenilmeme ve eleştirilme eş ilişkilerinde yıkıcı etki gösterir.
Obsesif eşler sıkı para politikası uygularlar: Obsesif eşlerle yaşarken baş edilmesi gereken durumlardan biri de, para biriktirme veya harcama meselesidir. Obsesif bir eş, parayı gelecekteki zorluklar için biriktirmek istediğinden, paranın harcanmasına oldukça sert kısıtlamalar getirebilir. Örneğin harcanan paraların küçük miktarlarına bile listeler yapıp, evde sürekli bir gelir gider hesabı yapar hale gelebilir. Bu sıkı para politikası diğer eş tarafından özgürlüğünün kısıtlanması olarak algılanabilir.
Obsesif eşe karşı “optimal ve denge söylemi”: Eğer eşiniz obsesif ise, onun doğasını dikkate almaktan başka çare yoktur. Eşinizin doğasını dikkate almak onun doğasına teslim olmak değildir. Aksine etkili, stratejik davranış tarzları geliştirerek ilişkinizi devam ettirebilirsiniz.
Obsesif eşe karşı “optimal ve denge söylemi” oluşturun. Optimal bir şeyin en etkili halini tanımlar. Denge ise, aşırı uçlara karşı yerli yerindeliği gösterir. Bu yaklaşım obsesif eşi hem durdurur hem de kendini denetleme çabasına iter. Örneğin obsesif eşe karşı dağınıklığı değil, optimal düzeni savunun. Para harcamada cimrilik düzeyine gelen harcamama ile para harcamada savurganlığı eş zamanlı eleştirin ve dengeli olmayı öne çıkarın. Temel eleştiriniz aşırılık üzerine olsun. Böylece onunla hem çatışmadan kurtulmuş hem de onun obsesif felsefesine sıkışıp kalmamış olursunuz.