Yabancı futbolcu kontenjanındaki 6-0-4 modeli, saçma bir karar... Ama federasyonun, bu karardaki ısrarını doğru (Hatta takdire değer) buluyorum.
Bu paradoksun açılımı şu: Kulüplerin bilgisine önceden sunulmuş olan sistem, genel bir kabul ve onay almış... Hatta federasyon başkanına teşekkür bile etmişler... Ancak sonradan hoşlarına gitmemiş. Bu defa; hiç olmazsa eski sisteme dönmeyi istiyorlar. Bu işler çocuk oyuncağı değil. İsteyen siz, reddeden gene siz... Federasyonu maymuna çevirmeyin.
***
Yıldırım Demirören’in şimdiki başkanlığına hayranlık duymuyorum. Ama bu konudaki kararlılığı hoşuma gitti. Ayrıca; kulüplerin talebini karşılamak istese de, teknik olarak yürürlüğe koyması mümkün değil. İşleme soksa, (Bir başvuru halinde) Tahkim’den dönecek. Ne uzatıyorsunuz?
Federasyon Başkanı’nın, bu durumu açıklarken takındığı net tavır; resmi otoritenin aklı başında ciddiyetini taşıyordu. Bravo!
***
Sistemi delmek için önerilen “AB üyesi ülke futbolcularının yerli statüde sayılması” önerisi, saçmaydı. Bu yüzden, onun da reddedilmesi kaçınılmazdı.
Federasyon elbette kulüplerin hizmetindedir ama, oyuncağı değildir. Bizim kulüpler durmadan ister:
Ödenmemiş vergiler affedilsin...
Yayın havuzu Kulüpler Birliği kontrolüne geçsin...
İsteyen kulüpler havuzdan çıkabilsin...
Çıkanlar kendi yayın şirketini seçebilsin...
Yabancı sınırlaması tümden kalksın...
Taraftarlara deplasman yasağı iptal olsun...
Kulüp şirketleri SPK denetiminden muaf tutulsun...
Şikede cezalar daha da insin.
(Nerdeyse teşvik edilsin diyecekler)
***
Anlayacağınız; şımarık kulüplerin istekleri bir türlü bitmiyor. Fazla yüz buldular. Federasyonun 6-0-4’teki son ve örnek kararlılığı; umarım başka konularda da kendini gösterir. Biraz hizaya ve insafa gelsinler.
Onların dediğini yapa yapa; dünya sıralamasında, adını yeni duyduğumuz Yeşil Burun adlı garip ülkenin bile gerisinde kaldık.
O Yeşil Burun’da sümük akmıyor. Biz niye hep nezleyiz anne?