Son zamanlarda hep şehit evlerine asılan bayrakları görmüştük. Çarşamba günü bambaşka bir manzara çıktı karşımıza...
Mardin’in en küçük ilçesi Savur’da, tek ana cadde üzerindeki eve bir Türk bayrağı asıldı.
O ev, pozitif bilimlerde Nobel Ödülü alan Profesör Doktor Aziz Sancar’ın doğduğu ve çocukluğunun geçtiği ev.
***
BBC röportaj yapmak için aradığında ilk soru olarak “Arap mısınız, kısmen mi Türksünüz?” diye sormuş Aziz Sancar’a.
Nobel kazanmış bir bilim adamına ilk soru olarak bunun sorulması çok garip geldi bu bana.
En iyi ihtimal BBC Dünya Servisi’nin Arapça Servisi aramıştır diyeceğim ama öyleyse de bu da iyi gazetecilik sorusu değil.
Ödülü Belçika’dan bir bilim insanı kazansa ilk soru olarak Flaman ya da Valon musunuz diye sorulmazdı herhalde...
Ya da Amerika’dan diğer ödül alanlara Güneyli mi yoksa Kuzeyli misiniz diye de soru sorulmaz.
Komplo teorisi kurmayacağım ama Ortadoğu’ya dair her meseleye, Nobel Ödülü söz konusu olduğunda bile, etnik köken üzerinden bakmak gibi kötü bir alışkanlığı
var dünyanın...
***
Her neyse biz ana konuya dönelim... Aziz Sancar akrabalıklarına bakacak olursak Kürt kökenli bir Türk vatandaşı. Ama BBC’ye “Arapça ya da Kürtçe konuşmuyorum ben Türküm” diye cevap vermiş.
Amerika’nın en saygın üniversitelerinde uzmanlık eğitimi almasına rağmen başarısının temelini Türkiye’de aldığı eğitime bağlamış. Hocanın hikayesinde en çok sevdiğim iki bölümü yazayım:
Birincisi doktor olduktan sonra ilçesine dönüp insanlara yarım eden bir adam Aziz Sancar.
İkincisi, TÜBİTAK bursuyla ABD’ye gittikten sonra “kapağı attım, buralarda kalayım” demek yerine ülkesine dönen ve burada bir süre mücadele edip sonra tekrar Amerika’ya gitmiş...
***
Gelelim işin diğer kısmına... Okuma, yazma bilmeyen bir anne babanın Nobel Ödülü kazanan evladı. Aile kadar ülkenin de başarısıdır bu.
Mardin’in en küçük ilçesine öğretmen yollayan, iyi talebeler yetiştiren, tıp fakültesine yollayan bu sistem sonuçta.
Artık ülkemizle ve birbirimizle barışmamız gerekiyor. Mardin’in en ufak ilçesine asılmış o Türk bayrağı hepimize bunu söylüyor aslında...