Şehadet, cennette açmaya devam eden çiçeğin adıdır demiştim .
Allah, iyiliğinizden herkesi korusun ..
Ekran ve klavye hijyeni gereği bazı organizmaların isimlerini buraya yazmayacağım. Her gövdenin üzerinde taşınanı baş sanmayın, belki o gövde size baş sandığınız yerden bataklığın nerede olduğuna dair konum atıyordur.
Bu yazım, siyasi partilerin çok ötesinde sadece insani bir çığlığı tazannum etmenin derdinde. Dert ettiklerim bazılarının deva olarak sunduklarından çok daha şerefli bir yerde. Sınırını bilmek adam olmanın zırhını kuşanmakla eş. Sen o zırhı kuşanmazsan, bataklığındaki sinekler seni kuşanır.
Şaşkın desen değilim, öğürtücü katmanların her zerresini cüssesine cila eyleyen şeylere şaşırmıyor oluşum ilk değil. Aklım terledi sadece. Adam olmayı saniye farkıyla kaçırmış da değil, adam olmak için randevu yerine hiç gitmemiş olan şeylerin sıçrattıklarına bakıyorum.
Dün bir tanesi, evet toplasan ancak dolguyla tane olabilecek bir oluşum, Bingöl'de bir şehit yakının kulağına eğilerek kartvizitini oluşturan cümleler söyledi, yani küfür etti.
Bu organizmanın bağırsakları partilerinin cv'si.
"Kardeşimin vücudu parçalandı, günlerdir kopan ayaklarını aradık" diyen bir şehit ağabeyinin kulağına eğilip ne söylersiniz ?
"İnsan olan, kulağına eğilmeden önce acısının önünde eğilir.
Acı söyletir derler ya, biz acıtana buğz eder canı acıyana ses oluruz. Susarız karşısında. İnsanın kalbi hangi kaptan içerse orayı söyler. Hüznünü şakıyana dal oluruz. Bu topraklar dalı kırılmış ağacı teselli eden topraklar değil midir ?
Şehit abisinin boynunu tutarak bastıran kulağına "küfrünü kusan" bir organizma milletin vekili değil, çöp tenekesidir.