İlahi Hocaefendi! Meğerse o Cebrail o Cebrail değilmiş iyi mi?
Gülen diyormuş ki ‘cemaat içi’ tevil kasetinde “O Cebrail bizim gazetede çalışan Cebrail.”
***
Hadiseyi biliyorsunuz değil mi?
Fethullah Gülen 1995 yılında rahmetli Savaş Ay’a bir röportaj vermiş...
Gülen diyor ki Savaş Ay’a...
“Cebrail (AS) gelse parti kursa ben ona diyeceğim ki; ‘sen bir parti kurdun ama müsaadenle ben seni desteklemeyeceğim.”
Desteklemeyecekmiş... Öyle demiş yıllar önce...
Cebrail (AS) biliyorsunuz...
Peygamberlere vahiy getirmek, Allah cc emir ve yasaklarını bildirmekle vazifeli dört büyük melekten birisi...
Cebrail (AS) adı Kur’an-ı Kerim’e Cibril, Ruh’ul Emin ve Ruh’ul Kuds olarak da geçer, zikredilir.
Siyasetten ne kadar uzak olduğunu anlatmak için ‘Cebrail (AS)’ örneğini vermiş Gülen!
Savaş Ay’a verdiği röportajda siz deyin inciler ben diyeyim garabetler bitmiyor elbette.
Meğerse Cebrail (AS), Fethullah Gülen’in hayranlık duyduğu bir melekmiş!
Hemen ardından da Cebrail (AS)’ı hiç tanımadığını ve görmediğini söylemiş!
Hatırladığı zaman burnunun direkleri sızlıyormuş ve çok seviyormuş; âşık gibi!
Ama yine de ‘bizim muhterem’ kendisine rey vermezmiş!
Niye?
Esas olan önemli olan Türk toplumunun ittifakıymış! (Haksız mı Gülen? Toplum ittifakı olarak DSP’yi DYP’yi desteklemek varken, Cebrail (AS) gelse ne olur?)
Tövbe estağfurullah falan demeyin... Girin google, youtube izleyin... Ekrem Dumanlı’nın ‘Allah dostu velisi’ Fethullah Gülen, Savaş Ay’a verdiği röportajda hafiften kıkırdayarak tane tane anlatıyor...
Montaj yok, dublaj yok...
Rahmetli Savaş Ay sağ olsaydı kendisine bu sözleri duyduğu zaman ne hissettiğini sormak isterdim.
Fethullah Gülen, Savaş Ay’a o röportajda siyasetten ‘zinhar ve sümme haşa’ ne kadar uzak olduğunu ve siyasete nasıl mesafeli olduğunu anlatmaya çalışıyor aslında...
Fethullah Gülen o röportajda da oldukça mağdur ve mağrur!
Dehşet dolu sözler sarfediyor Gülen!
Neyse...
Bu röportajı verdikten sonra biraz tepki mi aldı?
Yoksa o dönem yanında olan danışmanlarının uyarısıyla mı bilmiyorum...
Tevil etmiş Savaş Ay röportajını ve Cebrail’in aslında Aleyhisselamlı Cebrail değil başka Cebrail olduğunu açıklamış...
Açıklarken ‘Haşa!’ derken ağladı mı bilmiyorum...
Kadir Mısıroğlu’nun “Tarihten günümüze: Tahrif Hareketleri” isimli kitabının III. cildinin 323-324 nolu sahifelerinde bu röportajın ‘cemaat içi özel bir kasetle’ tevil edildiğinden bahsediliyor.
“Cebrail gelse parti kurdum dese, desteklemem buyurdunuz. Bundan kastınız Cebrail (AS) mıydı?” sorusuna Gülen’in yanıtı şöyle olmuş:
“Haşa! Bizim gazetede Cebrail adında bir arkadaş çalışır, ‘O’nu çok severim. O’nu kastettim.”
Kitaptaki tevil bilgisi doğruysa garabet daha büyük demektir...
***
Akşam Gazetesi’nden Turgay Güler dün bu mesele üzerine yazdı ve Gülen’in ‘Cebrail gelse parti kurdum dese oy vermem” söylemindeki itikadi sorunlara şu sorularla dikkat çekti:
1-Cebrail (AS) bir melektir ve Allah’ın emirlerinin dışında bir iş yapamaz. Haşa, bir parti kurduysa, ona emrolunmuştur. Dolayısıyla kurduğu partiye destek vermemek Allah’a karşı gelmektir.
2- Ne yani, görüp tanıdığın melek mi var? Yahut görüp tanıma imkanın.
3-Haşa sümme haşa; Hazreti Peygamber Efendimiz “Benim için önemli olan senin getirdiğin vahiy değil, Arap toplumunun ittifakıdır” diyebilir miydi?
Demem o ki, Fethullah Gülen’le ilgili olarak artık duyduğumuz hiçbir şeye şaşırmıyoruz... Ve bu mesele artık bizi aştı...
Bu ne gaftır ne de patavatsızlıktır... İşin elbette psikanalitik yönleri de bulunmakla birlikte...
19 yıl sonra Başbakan Erdoğan’ın gündeme getirdiği bu ‘röportaj’ aynı zamanda, ısrarlı bir şekilde topluma ‘din adamı’, ‘Allah dostu veli’, ‘alim’, ‘abid’ olduğu kabullendirilmeye çalışılan ve bu yönde PR yapılan bu ‘zat’ın kullandığı dil ve söylemle ilgili olarak ciddi bir şekilde ‘akaidi’ sorunlar olduğunu ortaya koymaktadır.
Ya Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez’in ya da Hayrettin Karaman gibi din alimlerinin artık meseleyi ele alarak konuşmaları ve bir şeyler söylemeleri gerekiyor.
Bu mesele artık siyasetin, AK Parti’ye darbe kalkışmasının, demokrasiye darbenin çok çok ötesine geçmiş bulunuyor. Artık halkın dini duygu ve düşüncelerini tahrif eder bir noktaya gelmiş bulunuyor.
Hamiş: Ey Ekrem Dumanlı!
‘O gömleğin hesabını ver’ diyerek salladığın parmağını indir ve Allah aşkına söyle...
Ne iş Ekrem Bey ‘Cebrail gelse parti kursa’, ‘Cebrail’le tanışmadım ve çok severim âşık gibi’ gibi sözlerini bir açıklasana bizlere...
Sizin Hocaefendi ne iş Ekrem Bey?