Bugünlerde aday adayları ortaya çıkıyor birer birer. Siyasete yakınlık oranınıza göre de çevrenizden aday adayı olan kişi sayısı artıp azalma eğilimi gösterebiliyor.
Beklediğiniz isimlerin bazıları aday adayı olmazken, hiç beklemediğiniz isimlerin “Aday adaylığı” duyurusu paylaşımlarıyla şaşırıyorsunuz.
Mutlaka ki çeşitli sebepleri vardır bu aday adaylıklarının. Ama her aday adayı “sizlere hizmet için aday oldum” diyorken bize düşen de beyana inanmak.
Bir de ciddiye alınması gereken bir orandaki kesimin milletvekilliği kurumuna inancını kaybetmesi gerçeği var.
Biz de bunu yapabiliriz pek tabii, en kolayını seçebilir, milletvekilliğini küçümseyebilir, basite indirgeyebiliriz.
Bunun için de yeterince sebebimiz de yok değil, 30 yaşın altındakiler hatırlamayabilir ama transfer rekoru kırmış “Fırıldak” lakaplı milletvekilleri, kapalı kapılar ardında pazarlığı yapılarak alınan, satılan, takas yapılan vekil koltukları ve saire…
Ama belki de başka bir şey yapmalıyız.
Doğrusu olsun diye, doğru insanlar orada olsun diye elimizde bir imkan var.
Hem de şu anda, bugünlerde...
Nedir o?
Doğru isimleri doğru şekilde yönlendirmeliyiz siyasete.
Hiçbir menfaatimiz, faydamız olmaksızın kapısını çalıp “Haydi kardeşim, meclise” diyebilmeliyiz.
En azından yüreklendirmeliyiz.
Gerisi onların bileceği iş.
AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN...
Belediye başkanı iken uzunca yıllar o koltuğu doldurduğu halde yeterince sevgi toplayamamış, yeterince saygı biriktirememiş, yeterince icraatı hanesine ekleyememiş isimlerin şimdi de milletvekilliği adaylığına başvurduğunu görebiliyoruz.
Ya da malumunuz, şu anda vekil olan isimler doğal olarak yine aday. Onları da görebiliyoruz.
Yahut bürokratlar, göz önünde kurumlarda görev yapmış isimler.
Elbette ki kararı biz vermiyoruz. Ama kararı verenler, isimleri belirleyenler lütfen adayların geçmişte yaptığı işlere bir baksınlar.
Geçmişte belediye başkanı ise başkanlık kariyerine...
Halihazırda vekil ise geçen dönem aldığı görevlere, sorumluluklara…
Bürokrat ise görev yaptığı kurumdaki icraatlarına…
O ADAYLIK BENİM HAKKIM!
Bir de teşkilatlarda görev almış, emek vermiş isimlerin içinde bulunduğu bir psikoloji var.
“Çok emek verdim, vekillik hakkım”.
Bir vatandaş olarak söylüyorum ve rica ediyorum.
Adaylığı, hatta vekilliği bir hak olarak görmeyin, emeklerinizin karşılığı olarak sunulmasını talep etmeyin. Bütün yaptıklarınızı bir koltuğa indirgeyerek değersizleştirmeyin.
Birisi çıkar, “günün birinde bu koltuğu almak için mi yaptın şimdiye kadar yaptıklarını?” diye sorar.
Cevap veremezsiniz.