Sonunda bu da oldu: Amerikan Merkez Bankası FED, enflasyon duasına çıktı... FED enflasyon arzuluyor ve arıyor... FED enflasyon yükselsin- istiyor. Yani fiyatlar yükselsin... Ve FED enflasyondan değil, enflasyonun düşmesinden kaygılanıyor. Düşük enflasyon ABD’nin, bir sonraki bataklık olan deflasyon da Avrupa ve Japonya’nın kâbusu... Talep yok, fiyat yükselmiyor, aksine düşüyor. Sürekli fiyatı düşen ekonomi -ucuzluyor- demek değil, -batıyor- demek.
FED Başkanı Bayan Yellen önceki gün New York’ta konuşurken, enflasyonun yüzde 2’lik FED beklentisine gelmesinin hayli zaman alacağını, enflasyonun yükselmesinden çok, düşmesi ihtimalinin sürdüğünü, düşük enflasyonun batılı ekonomiler için genel bir sorun olduğunu söyledi.
Tarih boyunca enflasyon canavarı ile mücadele için şartlanan ve bu uğurda faiz artışları yapıp ısınan ekonomiyi soğutma planından başka oyun planı olmayan merkez bankaları, şimdi düşük enflasyon ve deflasyon ihtimaline kafa yoruyor. Enflasyon olsa, -ekonomi canlanıyor- demek, oradan da FED faiz artışına kapı açılacak. Ekonomi canlanmayınca FED nereye faiz artırıyormuş?
Enflasyonu yükseltecek olan talep, ABD’de kısıtlı. Enflasyonu yükseltecek olan ücret artışı, yok. İşsizlik o kadar yaygın ki ücret gerçek anlamda da artmıyor, kağıt üzerinde de artmıyor. Ücret artmıyorsa, enflasyon da yok- demek... Birbirine bağlı sorunlar FED’i zorluyor.
FED’in tek derdi enflasyon değil, işsizlik de sorun... Yellen, yalnızca işsizlik oranına bağlı para politikası yapmadıklarını vurguladı. Çünkü işsizlik oranının düşmesi kriz sonrası ortamda düzelmeye yeterli değil. Eskiden olsa yüzde 5 işsizlik ABD için normal sayılır, FED de -Arkadaşlar, tam istihdam bu kadar oluyor- der, görevini yapmanın mutluluğu ile evlere dağılırdı. Şimdi oran hâlâ yüzde 6’nın üzerinde ve yarın öbür gün yüzde 5 olsa bile FED bunun geçerli olmayacağının farkında. Çünkü iş kalitesi düştü. Çünkü -işi var, çalışıyor- sayılanların çoğu geçici işçi. Çünkü ücretler düşük. Çünkü aylarca yıllarca iş aramaktan bıkan çaresizler bu veride sayılmıyor.
Yani Amerika’da öyle FED’in telaşla faiz artırmasını gerektirecek bir ekonomi yok. Bayan Yellen’in ayaküstü ve başka kapsamda söylediği bir lafı allayıp pullayıp -2015 başında FED faiz artıracak- diye dertlere düşenler, şimdi üstüne gazoz içiyorlar. Herşey iyi gitse bile ilk faiz artışı ihtimali 2015 sonuna kaydı. Olmadı, 2016’ya geldik. Yellen’in istediği kaliteli ve içi dolu istihdam düzeyine ve yüzde 5 işsizliğe varmak yine Yellen’in ifadesiyle iki yıldan fazla zaman alacak.
Yellen bile ekonomisinden emin değil, ne zaman ne olacağını kestiremiyor, enflasyon duasına çıkmış, ama Türkiye dahil birkaç ülke -FED faiz artıracak- diye dertlere giriyor. FED’i MED’i bırakıp herkesin kendi işine bakmasında fayda var.
Geçenlerde kovboy filmlerine benzer bir durum Nevada’da yaşandı. Olay halen de sürüyor. Yerel bir çiftlik sahibi, hayvan otlatma meselesinden devletle itişmeye girdi. Devlet, merkezi idare- Washington... Yerel çiftçi ise elinde silah kovboy. Sığır yetiştiriyor. Kendi çiftliği, kendi devleti demek... Başka devlet tanımıyor. Çiftçinin kamu arazisinde hayvan otlattığını gözönüne alan devlet, 1 milyon dolar istedi. Çiftçi -vermem- dedi. Ve bölgede çiftçiye destek veren bin kişi silahını alıp çiftliğe, devletin adamlarına karşı koymaya geldi...
İşin ekonomik tarafı şu: Devletin adamları 1 milyon dolar alacağa karşılık çiftçinin 300 sığırına el koydular. Hesapta satacaklar. Ama baktılar ki o bölgede kimse o sığırları devletten almayacak, vazgeçip, sürüyü sahibine geri verdiler. Devletin adamlarının elkoyduğu sığırları yerel çiftçi ile dayanışma adına kimse satın almıyor. Eski kovboy zamanlarında da böyleydi. Aynı gelenek sürüyor. Ekonomi ve piyasa çoğu zaman gelenek ve güven demektir. Talep yoksa, arzın hiçbir anlamı yoktur. FED de bunu biliyor.
twitter.com/selimatalayny