"Ne olacak Beşiktaş’ın hali?” sorusuna muhatap olmaktan hiç hoşlanmam... Çünkü bir karanlığa bakışı gerektirdiğinde sorulur ve yanıt ürkütücüdür...
Sevmesem de o soruyu şimdi ben kendime soruyorum!
Üç yıldır, çözüm üretilemeyen üç şeyden çok sıkılıyor Beşiktaşlı:
Biri züğürtlük edebiyatı, biri sakatlık haberleri, biri yetersiz transferlerin coşku vermeyişi...
Züğürtlük, ki bunun önceki yönetimin yetersizliğinden kaynaklandığını biliyoruz... Demirören’den kalan borçlar akıl alır gibi değil. Bu borçların çoğunlukla isabetsiz transfer yatırımlarından kaynaklandığını anımsayalım.
Orman yönetiminin transfer işlerini yönetme ilkeleri, olanaklara göre yerinde. Bununla iyi adamlar da bulunmakta. Ama ilkeleri kullanma yeterliği, seçimde isabet düşük. Verimli olmayanların sayısı oldukça fazla. Oysa paçayı, buradaki isabet oranının yüksekliği kurtaracak. Söz gelimi hepsi Atiba veriminde çıkmalı.
Söz gelimi genç yatırımları Franco çizgisinde olabilmeli. Genç adamı alıp üç-dört yıl pişmesini beklerseniz o geçen zaman, gence katkı yapar ama kulüp o sürede avucunu yalar!
Kimsenin bilmediği adamdaki cevheri keşfetmektir değerli olan, ‘keşfetmecilik oynamak’ değildir.
Haftada birkaç kez sakatlık haberi okumaktan da darlanıyor Beşiktaşlılar. “Beşiktaş’ın dünkü çalışmasına tedavileri süren şu şu oyuncular katılmadı...” Haberler hep böyle başlıyor! Sakatlık elbette olacaktır, ama süreklilik ve bu yüzden üretimden düşülmesi de can sıkar. Adam alınırken huyu suyu ve adale yapısı iyi ölçülüp biçilmelidir.
Beşiktaş’ta bir transfer şıp diye oluversin, olanaksız!
Medya çaresiz, aynı haberi bir bir tarafından bir öte tarafından merakla bekleyen okurun önüne sürüp duruyor.
Bir kararsızlık, bir pazarlık cılızlığıdır sürüp gitmekte. İşi koparıp, kotaramıyorlar bir türlü. Bıçak kemiğe dayandı hala ihtiyaçlar giderilmedi! Söz gelimi Gökhan Töre’de kararsızlar... Bu adamı isteyip istemediklerine yıl içinde karar vermeliydiler. O olmadığında ikinci seçenek hazırlanılmalıydı. Bugüne değin işlemler bitirilmeliydi.
Toraman, Sezer ve Gökhan Süzen’in ne olacağına da bir türlü karar veremediler! Sen beğenmesen de onlar kulübün bir değeri... Pazarlamak için vitrin yapmalısın...
Bir yandan parasızlıktan yakınırken bir yandan böyle hovardalık etmek mantıksız.
Evet, ne olacak Beşiktaş’ın hali?
Sanırım şu sıralar bunu başkanı da teknik adamı da bilmiyor!
Bu hali ile bakarsak...
Kötü olacak!