Meryem Bayram, Şırnak Cizre’li bir genç kız. Orada doğdu, büyüdü. 10 kardeşi var. Cizre Fen Lisesi’nde okuyor. Kendi imkanlarıyla, teknolojiyi, interneti kullanarak mükemmel İngilizce, orta seviye Korece öğrendi.
Bizler Cizre’yi sadece üretilen suni kavga haberleriyle duyarken, Meryem, Cizre’deki okulunun laboratuvarında dünyanın geleceğini değiştirecek bir buluşun üzerinde çalışıyordu.
Projenin adı Polimerlerin (Plastiğin hammaddesi) Doğada Çözünme Süresini Düşürmek için Alternatif Bir Yöntem. Yani, ekolojik kirliliği çok ciddi derecede azaltacak, doğal kaynakların kirlenmesinin önüne geçebilecek, onlarca yılda doğada kaybolan plastiği çok daha kısa sürelerde yok edebilecek müthiş bir buluş.
Bu buluş Meryem’e, Cizre’ye ve Türkiye’ye Uluslararası Genç Mucitler Proje Olimpiyatı’nda dünya ikinciliği getirdi.
Daha sonra Bahreyn Krallığı’nda düzenlenen “Gençlik Yaratıcılık Ödülü” bilim dalında dünya ikincisi oldu ve Bahreyn Kralı tarafından ödüllendirildi.
Meryem’in ödülü Cizre’deki haber ajansı temsilcileri tarafından basın-yayın organlarına geçildi. Basında, birkaç gazetenin internet sitesinde üç-beş satırdan fazla yer bulamadı. Konunun içinde kavga-gürültü, kan, gözyaşı ve cinsellik olmadığı için haber değeri düşüktü, reytingi yoktu Meryem’in.
Belki bir-iki yıla Amerika’daki üniversitelerin bursu ile oraya gidecek Meryem. Belki de bir Amerikan üniversitesinin akademisyeni olarak dünya kimya tarihine geçecek. Amerika’da bir başarı hikayesi olduğu için haber değeri görmeye başlayacak. İşte o zaman haberlerini duymaya başlayacağız. Kendisini oraya ait hissettikçe bizde kıymeti artacak. Orada değer gördükçe biz “gıyabında” gurur duymaya başlayacağız.
“Türk” olduğu için başarısını beğenmediklerimiz “Türk asıllı” olunca peşinden koşmak, “Aslında o bizim ülkenin evladı” diye züğürt tesellisi bulmak yetmedi mi? Artık sahip çıkalım, buradayken sahip çıkalım, desteğe ihtiyacı varken destek olalım, başarıya ulaşıp kendini ispatladıktan sonra değil.
Meryem, Nobel Kimya Ödülünü alacak. Ama o ödülü Cizre’ye mi getirecek, yoksa Amerika’ya mı götürecek, bunu bizlerin ona sahip çıkması, destek olması belirleyecek.
Bu arada Meryem, bu satırları sen de okuyacaksın biliyorum. Güzel kardeşim, seninle bütün yüreğimle, bütün hücrelerimle gurur duyuyorum.
Cizre Fen Lisesi’ni, Cizre Kaymakamlığını, Meryem’in ailesini, öğretmenlerini… Kısacası bu başarıda emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum.
BARIŞI GENÇLER GETİREBİLİR Mİ?
Gençler tarafından kurulmuş bir dernek: Genç Barış İnisiyatifi Derneği
Bu derneğin düzenlediği bir organizasyon : Türkiye Barış Zirvesi
Yaşlar 18-20…
Konular sanat, ekonomi ve 100. yılında Ermeni Meselesi.
Konuklar; profesörler, iş adamları, sanatçılar...
28 Nisan Salı günü Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü’nde bu zirvedeydim. Moderatörlüğünü üstlendiğim Ekonomi ve Barış oturumunda TİM Başkan Yardımcısı Mustafa Çıkrıkçıoğlu, iş insanları Osman Zeki Özger ve Hayri Dayı ve Prof. Dr. Sedat Aybar ile birlikte gençlik, barış ve ekonomiyi konuştuk.
Belki biz konuştuk, gençler dinledi ama organize eden gençleri görünce, salonda dinleyen gençlerin gözlerindeki ışığı görünce şundan iyice emin oluyorsunuz ki dünyaya barışı getirecek tek güç gençlik. Bu olağanüstü organizasyondan dolayı, bu genç yaşlarında barış için çalışan Genç Barış İnisiyatifi Derneği’nin kurucusundan sekreteryasına her bir gönüllüsünü tebrik ediyorum.