Yeni darbe tarihi “Eylül”dü. Sonra “Kasım” diye revize ettiler. Ayakkabısıyla seccadenin üzerinde poz veren rezilin bir gün gelip kendilerini “delik”ten çıkaracağına inanıyorlar.
Cezaevi yönetimlerinin bir zaafı olarak kurdukları haberleşme sisteminden yaydıkları tevatürleri, “Kesin bilgidir... Hoca efendi rüyasını görmüş... Kurtuluyorsunuz...” diye süslemeyi de ihmal etmiyorlar.
Bir defasında Hazreti Yusuf’u getirtmiş, namaz kıldırmışlardı.
“Cezaevine gelmiş” diyordu firari polis şefi, “Arkadaşlar topluca namaza dururken ön safa geçmiş, onlara namaz kıldırmış.”
Bu manyak, daha önce de, hamurlara cinlerin musallat edildiğini öne sürmüştü:
Halk Ekmek’te çalışan bir tanıdığı gece cinlerin gelip hamurlara büyü yaptığını, bu hamurlardan yapılmış ekmekleri yiyenlerin de AK Parti’ye oy verdiklerini anlatmış... Aynı zamanda akademik titre sahip firari dangalak da bunları sosyal medya hesabından paylaşıyor: “Kesin bilgidir... Erdoğan cinler sayesinde kazanıyor.”
Eylül ve Kasım ayları zikredildiğine göre, demek ki, yeni “kesin bilgiler” (!) elde ettiler...
Önce seccade üzerindeki “poz”a bakalım.
En geri zihnin bile kabul etmeyeceği hurafelerle örülü bir din icat etmiş ve bu dine taraftar toplamakta güçlük çekmeyen şarlatan, hiçbir örfün, hiçbir din hassasiyetinin, hiçbir “saygı kaidesinin” kabul etmeyeceği bir işi yapıyor, namaz kılmak için serildiği besbelli seccadenin üzerine ayakkabısıyla çıkarak birtakım açıklamalarda bulunuyor.
Efendim, yüzlerce vatandaşımızın hayatını kaybettiği, binlercesinin yaralandığı menfur darbe girişiminin yıldönümü Türkiye tarihinde “hazin bir gün” olarak hatırlanacakmış.
Bunu FETÖ elebaşı söylüyor...
Hiç yüzü kızarmıyor.
Bu gün münasebetiyle bu menfur girişimi ve faillerini tekrar kınıyor ve bu elim hadisede akraba ve yakınlarını kaybedenlere taziyelerini gönderiyormuş...
“Şehit”sözcüğünü kullanmıyor.
Menfur girişimi bastırırken şehit olan yüzlerce vatandaşımız onun gözünde “kaybedilenler...”
Peki, her satırı riya kokan bu açıklamayı niçin seccade üzerinde yapıyor?
Eskiden koltuğunda konuşurdu. Huzursuzca oturur kalkardı, kıpır kıpır dönerdi, arada gerdan kırardı, elinin tersiyle burnunu silerdi, ağlardı zırlardı, vs...
Niye namaz kılmak için serildiği besbelli seccadeye ayakkabısıyla basıyor?
Bir şeyler mi anlatmaya çalışıyor?
Evet... Bir şeyler anlatmaya çalışıyor.
Ama “bize” değil...
Her hareketini anlamlandıran “taraftarlarına” bir şeyler anlatmaya çalışıyor ve “anlayacaklarından” emin bir vücut dili kullanıyor.
Ezoterik yapılarda böyledir:
Mesaj için her tür araç kullanılır...
Her türlü karşıtlık ve “uygunsuz görüntü” yaratılır...
Seccade, üzerine ayakkabıyla çıkılmayacak bir namaz aparatı olduğuna ve bu da örgüt elemanları tarafından da bilindiğine göre, demek ki yaratılan uygunsuz görüntü, bu görüntünün uygunsuzluğunu bilenlerin “anlamlandıracağı” bir mesajı içeriyor.
Bu mesajın ne olduğunu, iyi kötü herkes tahmin edebilir.
Muhtemelen militanlarını beklentiye sokuyor (çözülmelerini önlemek ve “itirafçı” olmalarını engellemek için onları diri tutmaya çalışıyor) ve bir şeyler müjdeliyor.
Bu müjdeyi isterseniz yeni bir kalkışmanın işareti olarak da okuyabilirsiniz
Ya da yeni bir “kaos planı...”
Ne olduğunu bilemeyiz ama bir şeyler “müjdelendiği” kesin.
Madem öyle, ben de aldığım bir duyumu paylaşayım... Kesin bilgidir.
Halk diyor ki, “Sakın. Sakın aklınızdan bile geçirmeyin.”
Çünkü bu defa 15 Temmuz’da gösterdikleri “sabrı” gösteremeyebilirmiş, girişim sahiplerini adalete teslim etmek gibi bazıları için “ödül” sayılacak o “olgun” davranışı tekrarlamayabilirlermiş.
Ben hatırlatmış olayım da. Gerisini kendileri bilir!