Tarihi kırılmalara şahit olduğumuz zamanlar yaşıyoruz. Yaşadığımız bu günler, geleceğin tarih kitaplarında "çok önemli olayların başlangıcı" olarak geçecektir.
Eğer tarih bir "ibret alma" ve "hatalardan ders çıkarma" imkânı ise geçmiş olaylar bize ışık tutacaktır. Eğer geçmişten ders alma konusunda hatalara düşersek "Topraklarımıza hoş geldiniz!" sözünü duymamız hiç de ihtimal dışı değil.
Filistin topraklarında bir İsrail kurma fikrinin ortaya atıldığı ve bununla ilgili planlar yapıldığı zamanlarda dünyanın değişik ülkelerinde bulunan Yahudilerden, Filistin'e göç etmeleri istenir. Lakin bulundukları ülkelerde çok iyi imkanlara sahip olan Yahudiler bu çağrıya karşılık vermezler.
Dünya Yahudilerini, Filistin'de toplamak isteyen plan kurucular Yahudilerin göç etmesini sağlamak için bir dünya savaşı çıkarmaktan çekinmezler.
Yapılan zulümler sonucunda Yahudiler uçaklarla Filistin'e göç ederler ve bir süre sonra İsrail'in kuruluşu ilan edilir!
Planın ilk aşamasını gerçekleştirmek için İkinci Dünya Savaşı'nı çıkaranlar şimdi de planın ikinci ve belki de nihai aşaması için Üçüncü Dünya Savaşı'nı çıkaracak olayların fitilini ateşlemiş olabilirler.
Hamas'ın "Aksa Tufanı" harekatıyla haklı olduğu davası için işgalci ve terörist İsrail'e savaş açmasıyla İsrail'den bir kaçış başladı. Henüz "savaşın mağdurları" diyebileceğimiz bir durum ortada yokken Yahudiler uçaklarla tek bir ülkeye akın ediyorlar: Türkiye.
İsrail'e tam destek açıklayan ABD ve Avrupa ülkeleri güvenlik gerekçesiyle İsrail'den yapılacak uçuşlara kapılarını kapattılar. Sanki gizli bir el Yahudilerin ülkemize akın etmesini istiyor gibi.
Ve Yahudiler sığınmacı olarak ülkemize girerken kahkahalar eşliğinde zafer işareti yapıyorlar!
Görüntüleri gördükçe cumhuriyet arifesindeki kâbus dolu yıllar zihnimize geliyor! Zihnimize NİLİ teşkilatı düşüyor, Sara Aaronsohn düşüyor!
Sözde botanik uzmanı Aaron (Sara) Aaronsohn tarafından 1915 yılında Filistin Devletinin Hayfa şehrindeki Zimmarin köyünde NİLİ adlı bir örgüt kurulur. Örgütün adı, "İsrail'in sonsuzluğu yalan olmayacak" anlamına gelen "Netzach Israel Lo Ishakare" sloganının kısaltmasıdır.
Cevat Rifat Atilhan, Millî Mücadele sonrası hatıralarını kaleme alır. Yayımlanan bilgileri halk ilk defa öğrenmiş olur. Atilhan İzmir'de yayımlanan Anadolu gazetesinde "Harb-i Umumide Sina Cephesi'nde Yahudi Casuslar" adıyla 37 bölüm halinde; Filistin Cephesi'nde Osmanlının selametine mal olan Yahudi casusluğunu etraflıca yazar.
NİLİ, İngiliz istihbaratının Birinci Dünya Savaşı'nda Filistin'de kullandığı en önemli casusluk örgütü olur. Örgütün casusluk faaliyetleri kısa sürede Filistin ve Suriye'yi içine alan geniş bir sahaya yayılır.
1948'de illegal şekilde büyüdüğünü açıklayan İsrail, Atilhan'ın yazdıklarını adeta teyit eder nitelikte; NİLİ ajanlarını, Aaronsohn'u ve İsrail'in kuruluşuna olan katkılarını bir gurur vesilesi olarak dünya basınına sunar!
Bu konu çok derinliği olan bir konu. Filistin topraklarının nasıl satıldığını ve NİLİ örgütünün bu süreçte yaptığı faaliyetleri araştırıp okuyabiliyorsunuz. Biz dikkat çekeceğimiz bir benzerliğin iyi anlaşılması adına kısa bir malumat vermiş olduk.
Yahudiler, depremin hallaç pamuğu gibi dağıttığı şehirlerimize yerleşmek isterlerse! Antakya (Hatay) ilk tercih edecekleri şehir olacaktır. "Vaat edilmiş topraklar!" inanışı gereği hangi şehirlerimiz katil İsrail'in kapsama alanında!
Ülkemize kahkaha ve zafer işareti eşliğinde giren Yahudilerin içinde kaç tane Aaronsohn var!?
NİLİ örgütünün Filistin'de yaptığı gibi depremin vurduğu şehirlerimizden toprak almaya kalkarlarsa!
Tarih bir kere daha tekerrür ettirilmek istenirse ne yapacağız?
Hepimizin son derece uyanık olması gereken zamanlardan geçiyoruz.
Çok değil on yıl sonraki tarih kitapları bu süreci nasıl yazacak acaba?
"NİLİ Filistin'den sonra Türkiye cephesinde" mi yazacak yoksa "Türkiye ferasetiyle tarihin tekerrür etmesini engelledi" mi yazacak!