Benjamin Netanyahu sonunda eline fazla güvenmiş olabilir. Obama Yönetimi’nden İran konusunda, ABD’nin askeri müdahalesine yol açacak kırmızı hatlar oluşturmasını ve mühlet vermesini isterken sözlü saldırıya başladı ve Başkan yumruğunu masaya vurdu. Beyaz Saray bunu ‘program uyuşmazlığı’ şeklinde açıklamış olsa da, İsrail medyası daha açıksözlüydü: Netanyahu BM Genel Kurulu toplantısı için New York’a geldiğinde, Obama’nın İsrailli liderle görüşmeyi reddettiğini söylediler. Netanyahu bunun yerine Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüşecekti. Fakat bunun anlamı açıktı: Obama Netanyahu’nun blöfünü görmüştü.
İsrailli lider Salı günü Obama’yı yaylım ateşine tuttu. “İran için kırmızı hat belirlemeyen uluslararası toplum üyelerinin, İsrail’in önüne kırmızı ışık koymak için ahlaki bir hakka” sahip olmadığını söyledi. Bunu takiben Washington, İsrail liderinin ABD’den “İran konusunda kırmızı hat ve mühlet belirtmesi” talebini geri çevirdi. Fakat Netanyahu’nun ‘Washington istediklerini yapmazsa tek başına savaşa gireceği’ tehdidi kulağa biraz boş gelmeye başladı. İsrail’in tüm kilit Batılı müttefikleri tek taraflı askeri operasyon konusunda ciddi uyarılar yaptılar; böylesi bir müdahaleye İsrail’in askeri ve güvenlik şefleri ve İsrail halkının çoğunluğu da karşı çıkıyor. İsrail ordusunun kapasitesi ancak, İran’ın ilerlemesini kısa süre için geciktirmeye yeter ve ABD’li generaller, bir saldırının İran’ı nükleer bomba yapmaya sevk edeceği uyarısı yaptılar. Şu anda İran nükleer silah üretmiyor. İsrailli liderler İran’ın programını yeniden inşa etmesini engellemek için, bombaladıktan sonra operasyonun sürdürülmesi gerektiği konusunda uyardılar. Özellikle yaptırımlar sona ereceğe benzerken bu, İsrail’in kapasitesini aşan bir görev.
***
Netanyahu, Washington’un savaş tehditlerini ciddiye almamaya başlamasıyla, elindeki kozu kaybetmiş olabilir. Clinton geçtiğimiz Pazartesi “İran konusunda mühlet belirlemiyoruz” dedi. “Ne yaptıklarını dikkatle izliyoruz, çünkü her zaman önemli olan eylemleri oldu. Yaptırımlara odaklanmak ve İran’ı iyi niyetli bir müzakereye dahil etmek için daha zamanımız olduğuna inanıyoruz.” Bu “diploması ve yaptırımlar işe yaramadı” diyen İsrailli lideri çileden çıkardı.
Yaptırımlar elbette İran’ı, BM Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal edecek şekilde uranyum zenginleştirmekten alıkoymadı. Fakat İran bomba üretmeye de çalışmıyor. ABD ve müttefikleri İran’ın, gerekli kapasiteyi sağlayacak nükleer altyapıyı geliştiriyor olsa da bomba üretme kararı vermediğine inanıyorlar. Gerçek amaçları, Japonya’nın yapmış olduğu gibi, bomba üretmeden sadece bomba üretecek bir sisteme sahip olmak olabilir. Savunma Bakanı Leon Panetta Salı günü, eğer İran nükleer bomba üretmeye karar verirse ABD’nin bunu durdurmak üzere askeri operasyon yapmak için en az bir yıla sahip olduğunu onayladı. Obama’nın kırmızı hattı çektiği yer tam da burası.
Netanyahu Salı günü “Eğer İran bir kırmızı hat ve mühlet olmadığını bilirse ne yapar?” diye sordu. “Tam olarak şu anda yapmakta olduğunu. Kimse müdahale etmeden, nükleer silah üretme kapasitesine ulaşmak ve sonra da nükleer bomba yapmak yolunda çalışmayı sürdürüyor.”
Fakat Netanyahu’nun kırmızı hattı Obama’nınkinden farklı. İsrailliler İran’ın bomba üretme kapasitesine erişmesini engellemek istiyorlar. Muhtemelen buna şimdiden sahip, fakat bunu bomba üretmek için kullanmıyor. Bu yüzden İsrailliler için tek kabul edilebilir diplomatik sonuç, İran’ın tüm zenginleştirme altyapısının ve parçalanabilir malzeme stoğunun İran dışına nakledilmesi. İran nükleer programının sınırlarını müzakere etmeye hevesli olsa bile, bu uzak bir ihtimal.
***
Obama Yönetimi, kabul edilebilir bir diplomatik netice konusunda kendi görüşlerini ana hatları ile belirtmedi. İsrail’in ‘İran’ın barışçıl bir enerji programının parçası olarak uranyum zenginleştirmesine izin verilemeyeceği’ görüşünü paylaşıp paylaşmadığı konusundaki sorulardan ise kaçındı. Diplomatik soğukluk sayesinde, bunu yapmasına henüz gerek yok. Mevcut durumda İran, ABD’nin herhangi bir kırmızı hattına takılmadan şu an yapmakta olduğu gibi, silah üretimine yöneldiği izlenimi verebilecek adımlar atmaktan kaçınarak nükleer kapasitesini artırmaya devam edebilir. Netanyahu’nun görünüşe göre başarısızlıkla tersine çevirmeye çalıştığı gerçek, şu anda İran’ın kapasitesinin artırmasının ABD askeri saldırısından da sert yaptırımlar getireceği.
Yaz boyunca savaş tehditleri savurmak İsrailli lideri hem ülkesinde hem dışarıda daha da izole hale getirdi. Söylenene göre sabık ekürisi Savunma Bakanı Ehud Barak bile askeri saldırı için baskı yapmaktan vazgeçti. İsrailliler ABD ile ilişkilerini en önemli stratejik varlıkları olarak görüyorlar ve Netanyahu’nun çarpıcı hareketleri bu varlığa zarar verdi. Şu anda muhtemel göründüğü gibi Obama Kasım ayında tekrar seçilirse, Netanyahu’nun ülkesindeki siyasi konumu zarar görebilir.
* Bu yazı STAR Gazetesi için kaleme alınmıştır.