Yeni gündemimiz İmamoğlu'na verilen ceza...
Küçücük yuvarlak masada çok fena sıkışmış olan muhalefet büyük bir "Ohh!.." çekti. En azından "Adayınız kim" şeklindeki bunaltıcı sorudan kurtuldular. Öyle ya, demokrasi tehdit altındayken aday sorulur mu!..
İstiklâl Caddesi'nde patlayan hain bombayı bile teröristten değil de Ak Parti'den bilen entrikacı beyinlerin böyle "yağlı" bir fırsatı kaçırması beklenemezdi.
Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, yargıdaki FETÖ mankurtlarının kamikaze kararlarına tek kelime etmeyen ucuz kahramanlar ortalığa saçılmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a esip gürlüyor.
Çok cazip değil mi?
"Bir zamanlar mağdur idi, 2022 Türkiye'sinde aynı mağduriyeti rakiplerine yaşatıyor!"
Pardon... Kimin rakibi dediniz?..
Ya siz kafayı mı yediniz yoksa bu milleti ahmak yerine mi koyuyorsunuz?
Bu kararı 1997'deki "cunta kararı" ile ancak cunta zihniyetliler ilişkilendirebilir.
O zaman "hakim" olan 28 Şubat cuntası, kendileri için doğrudan tehdit olan Erdoğan'ın, muhtar bile olamaması için göstere göstere operasyon yaptı.
Peki bu mahkumiyet kararı, şimdinin "hakim"i olan Erdoğan'a ne kazandıracak?
Vicdanınızın sesini sansürlemeden paylaşacak kadar dürüst olmadığınızı biliyorum. Bu yüzden lütfen kendi kendinize sorun...
İmamoğlu kimin rakibi ve kim için tehdit?
Cumhurbaşkanlığı seçiminden bahsediyorsanız, İmamoğlu; Erdoğan'ın değil, Kılıçdaroğlu'nun rakibi. Akşener unsurunu da dikkate alırsanız, rakibi değil; başının belası!
Yok, "Erdoğan İstanbul'u geri almaya çalışıyor" diyorsanız, İstanbul'a son üç yıldır hiç uğramamışsınız demektir. Hatta bu kararın asıl mağduru İstanbullulardır. Zira İmamoğlu, icraatlarıyla değil; mahkeme kararıyla tekrar başlarına bela olabilir!
Şu ucuz sakız çiğneme alışkanlığından vazgeçin, her seferinde dişlerinize yapışıyor ve çok iğrenç görünüyorsunuz.
Aslında bu kararı duyduğunuzdan bu yana göbek atıyorsunuz. Hatta kendine hakim olamayan bazı silahşörleriniz "Bu fırsatı iyi değerlendirelim" çağrıları yapıyor.
Bu nasıl bir "mahkumiyet" ki, mahkum(!) İmamoğlu ile Akşener hararetle kucaklaşarak kutluyor!
Diğer tarafta ise Kılıçdaroğlu "İnşallah bu karar onaylanır" diye dua etmiyorsa ben de Kılıçdaroğlu'nu hiç tanımıyorum demektir!
Anlayacağınız, bu karar onaylanmazsa İmamoğlu, onaylanırsa Kılıçdaroğlu kazanacak.
Bu durumda, "Nereden çıktı bu operasyon gibi karar" diye kimin sorması gerekiyor?