Paris’te teröristler, inançlarla alay eden Charlie Hebdo dergisine saldırdı, çalışanları öldürdü. Bu çirkin eylemi hep birlikte kınadık. Derginin çok seviyesiz bir tahrik üslubu kullandığını ama kesinlikle karşılığının şiddet olamayacağını yazdık, söyledik.
İzleyen günlerde istismarda sınır tanımayan bazı yerli Charlieler, bu saldırıyı da malzeme olarak kullanmakta hiç tereddüt etmedi. İşin garibi bir cemaat olduğunu iddia edenlerle, her fırsatta İslamiyet’e saldırmayı şiar edinenler aynı saflarda birleşti. Kimileri, “Bu radikalleri, Türkiye destekliyor. Biz müsamahakâr diyalogcuyuz. Ne olursan ol, yeter ki Erdoğan’a düşman ol, başımızın tacı ol” derken, kimileri de o çirkin tahrikleri sayfalarına taşıyarak birilerinin de kendilerine saldırmasını, bu sayede kısa yoldan tiraj kazanmayı hedefledi.
Dünya gördü ama dünyayı görenler görmedi
Önceki gün ise Amerikalı bir ateist, kendi halinde yaşayan bir Müslüman ailenin kökünü kazıdı. Türkiye’de yaprak kımıldasa canlı yayına giren, jurnalcilere sayfalar veren ABD medyası ultra-hipermetrop olacak ki, burnunun dibindeki bu iğrenç cinayeti göremedi! Bütün dünyadan yağan tepkileri görünce de, “Katliamın sebebi park kavgasıymış” diye yeni bir kaçamak denedi.
Yine her gün önce Türkiye’yi kınayan, sonra gerekçe arayan sözcüler de bir çift söz etmedi. Hatta İslamiyet’i ve Müslümanları iyi tanıdığı iddia edilen Başkan Obama’nın da kılı kıpırdamadı.
Size göre ‘İnsan’ın ölçüsü ne?
Müslümanları saldırı kadar yaralayan bu duyarsızlığı yine Cumhurbaşkanı Erdoğan dile getirdi ve “Nerdesin Başkan” diye sordu. Bugün bu soruyu bütün gazeteler sayfalarına taşıdı.
Sadece paralel medya ve yandaşları hariç...
Neden?..
Sayın Erdoğan’ın bu sorusu ve konusu onlar için çok önemsiz olduğu için mi?.. Yoksa bu çok önemli gerçeği ‘son düşmanları’ dile getirdiği için mi? Yoksa... Yoksa küresel ‘diyalog’larına, kongresel işbirliklerine zarar gelmesin diye mi?..
Ya yandaşları...
Charlie’nin hakaretlerini sayfalarına taşıyanlar da görmedi bu haykırışı. Gerçi Cumhuriyet’i ‘dinsizlik’ zanneden bu fosillerin, bu olayda hangi tarafı tutacağını tahmin etmek zor değil ama okuyucularına saygı için de olsa bu çok önemli gerçeği sayfalarına taşırlar diye düşünüyordum. Bir espriyi kumpasa dönüştürmek için çırpınan müflislere yaranmak için bana ayırdığınız yeri keşke bu insanlık cinayeti için kullansaydınız. Demek ki, uydu yayıncılık böyle bir şey...
Nerdesiniz ey Charlie şarlatanları?..
Bu masumların, sizin nezdinizde Charlie istismarcıları kadar değeri yok mu?
Nerdesin ey vicdan!..
KAFAMA TAKILANLAR..
Ey müfteriler, teşekkürler...
Sosyal medyada, ancak özgüven sahibi insanların yapabileceği bir espri paylaştım. Ama zeka problemi yaşayanlarla aklı öfkesinin altında kalanlar anlayamamış. Valla bu onların problemi. Bendeniz iki gündür, meslek hayatım boyunca yapamadığım kadar PR yaptım:) İlk defa bir yazım onlarca gazete ve sitede yayınlandı.
Teşekkürler öfkesinin esiri müfteriler...
Fidanfobisi olanlar...
Yazımın Hakan Fidan ile ilgili olduğu için yayınlanmadığını iddia eden zavallılar... Korkunun ecele faydası yok. Bütün karalama ve linç yöntemlerini denemenize rağmen Sayın Hakan Fidan’ın önünü kesemediniz. Kendisi bu ülkeye daha nice önemli hizmetlerde bulunacak. Biz de daha çook Hakan Fidan yazısı yazacağız.
Artık nasıl okursunuz bilemem!..