İnsanlık tarihi boyunca en ilgi çeken konulardan birisi rüyalardır. Rüyaların sınırı yoktur. Bir gün uçabilmenin hazzını hissederken, ertesi gün korkunç canavarlar tarafından takip edilmenin dehşetini yaşayabilirsiniz. Konu bu kadar gizemli olunca, rüyalar türlü inanışları da beraberinde getirmiştir. Biz bugün rüya görmenin bilimsel kısmını konuşacağız. Rüyalar aynı zamanda nöroloji ve psikiyatrinin en ilginç konularındandır. Açıkçası bedenimiz uyurken zihnimizde canlanan sahneler, düşünceler ve duyguların oluşturduğu, gerçeğe çok yakın renkli ve çılgın deneyimleri elimizdeki verilerle tam olarak açıklayabilmek mümkün değil. Şu ana kadar neden rüya gördüğümüzle ilgili birçok teori ortaya atıldı. En çok bilineni Freud tarafından öne sürülen, rüyaların bilinçaltımızdaki istek ve dürtülerin bir dışa vurumu olduğu ve geceleri bu şekilde ortaya çıkarak kendini gösterdiği teorisidir. Rüyaların hafızamızla ilgili bazı görevleri olduğuna inanılır. Örneğin gün içerisinde çalıştığımız bir konuyu, uyuyup uyandıktan sonra daha iyi bir şekilde anlamış oluruz. Bilgiler daha da oturmuş olur. Beyin uyku sırasında gerekli bağlantıları kullanıp bilgiyi derli toplu hale getirmiştir. Aynı şey anılarımız için de geçerli. Rüyalarımızın anıların şekil almasında rolü olduğuna inanılır. Hatta bazen uyanıkken çözüm bulamadığımız bir konuya rüyalarımızda bir çözüm bulabiliriz. Başka bir teori de rüyalarımızın hiçbir anlamı olmadığını savunur. Rüyaları, beynin uyku sırasındaki ekran koruyucu görüntüleri gibi değerlendirir. Bazı teorisyenler rüyaların gerçek hayata hazırlık olduğunu düşünüyor. Rüyalarımızda ne görürsek görelim yine de bizim için en güvenli alanlardandır. Yüksekten düşünce ölmez, bir aslan bizi parçalayınca yine tek parça halinde uyanırız. Bu tür ürkütücü, kaçma-kovalamacalı rüyalar gerçek hayatta karşılaşabileceğimiz tehlikelere karşı bir prova niteliğinde olabilir. Rüyalarımızın tam olarak neyi anlattığına ya da bir anlamı olup olmadığına şu an için net bir yanıt veremesek de, uykularımızı daha renkli hale getiren deneyimler olduğunu söylemek yerinde olacaktır.
RÜYALARIMIZI KONTROL EDEBİLİR MİYİZ?
Daha önce bu konuyu başka bir açıdan ele almıştık. Rüyanın içindeyken bunu anlayabilen insanlardan bahsetmiştik. Bu defa farklı bir açıdan konuyu inceleyeceğiz. Rüyamızda ne göreceğimizi önceden belirleyebilir miyiz? Bu konuda yapılmış bir bilim kurgu film vardı. İnsanlar uykuya geçmeden önce görmek istedikleri rüyanın DVD’sini bir makinaya yerleştiriyorlardı. Böylece her gece istedikleri rüyayı görebilme şansına sahiplerdi. Beynin çalışması bu kadar basit değil tabi ki. Harvard Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Deirdre Barrett öğrenciler üzerinde bir çalışma planlamış. 76 kolej öğrencisine uykuya dalmadan önce çözmek istedikleri bir problemi düşünmelerini söylemiş. Örneğin; tatilde nereye gitmeli, yeni aldığım eşyaları eve nasıl dizmeli, üniversite tercihimde önceliğim neresi olmalı gibi. Öğrencilerin üçte biri düşündükleri problemi rüyalarında çözebilmişler. Örneğin öğrencilerden birisi iki üniversiteye başvuru arasında kararsız kalmışken, rüyasında bir uçakta olduğunu görüyor. Uçağın motoru arızalanıyor ve gitmek istediği üniversitelerden birisinin olduğu eyalete inmek zorunda kalıyorlar. Kararsız kaldığı diğer üniversitenin olduğu eyaletle ilgili pilot ‘O tarafta parlak ışıklar var gitmemiz tehlikeli olur’ diye vazgeçiyor. Öğrencilerin üçte birinin düşündükleri konu ile ilgili rüya görebilmeleri de rüyaların kısmen kontrol edilebildiğini gösteriyor. Yine benzeri bir durum kabuslardan kurtulmak için uygulanan bir yöntemde de yaşanıyor. Sürekli aynı kabusu gören posttravmatik stres bozukluğu hastalarına, bu rüyalardan kurtulmaları için özel bir terapi yöntemi uygulanabiliyor. Bu yöntemde rüyadaki korkunç olan imgelerin, komik olan imgelerle yer değiştirmesi sağlanıyor. Örneğin canavarı bir kukla gibi düşünmesi gibi. Bu tedaviyi tamamlayan hastaların yüzde 33’ü kabuslardan kurtuluyor. Bu da yine rüyaların kısmen kontrol edilebildiğini gösteren örneklerden birisi. Tabi ki rüyaları tamamen kontrol altına alabilmek şu an için mümkün olan bir şey değil. Çok bilinmeyenli ve gizemini koruyan rüyalarla ilgili daha fazla çalışma yapmaya ihtiyacımız var.
KALİTELİ BİR UYKU İÇİN ALINABİLECEK BASİT TEDBİRLER
• Yatak odasının ışığını ayarlamak. Uyku sırasında fazla ışığa maruz kalmamak için oldukça loş bir aydınlatmayı tercih etmek.
• Uyuyacağımız ortamın ısısının hafif serin olmasına dikkat etmek. Fazla sıcak ve fazla soğuk uyku kalitesini bozar.
• Odanın eşya düzeninin sade olması, çok fazla eşya bulunmamasına dikkat etmek.
• Ortamın dağınık olmamasına dikkat etmek. Dağınık bir ortam uykuya dalmayı zorlaştırır.
• Uyumadan en az bir saat önce cep telefonu, tablet gibi dijital cihazlardan ve bilgisayardan uzak kalmak.
• Uyurken cep telefonunu mümkünse başka odada bırakmak. Değilse de erişilebilecek mesafenin ötesine koymak. Gece uyanıp telefona bakmak uyku kalitesini ciddi olarak düşürür.