ABD Başkanı Trump’ın Suriye’den çekilme kararı Türkiye’nin ve bölgenin geleceği ile ilgili önemli sonuçlara yol açacak. Trump bu kararı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 14 Aralık’ta yaptığı telefon görüşmesi sırasında aldı. Ankara’da konuşulana göre ABD ile yapılan mutabakat sahada boşluk bırakmama üzerine kurulu. Buna göre ABD askerleri çıkarken, terör örgütlerinin sahada etkinlik kazanmaması için TSK’nın desteğiyle ÖSO güçleri alanı dolduracak. Bu hem terör örgütü PKK/YPG’nin alanını daraltacak hem de DEAŞ unsurlarının etkisiz hale getirilmesini sağlayacak.
ABD’nin Ankara’dan beklentisi önce DEAŞ tehdidinin tamamen ortadan kaldırılması. Beyaz Saray’ın DEAŞ tehdidi ortadan kaldırıldıktan sonra Türkiye’nin terör örgütü PKK/YPG’yi de hedef alması konusunda bir rezervi yok. Ankara ise önce PKK/YPG’yi hedef almayı ya da DEAŞ ve PKK’ya yönelik eşzamanlı operasyonu seçenek olarak masada tutuyor.
DEAŞ Ankara için büyük bir sorun değil. Çünkü Suriye’de 1500 kadar DEAŞ militanının kaldığı değerlendiriliyor. Bu noktada tek mesele mesafe. DEAŞ’lı teröristler Türkiye sınırından 150-200 kilometre güneyde bulunuyor.
Ancak bunlar sadece detay. Çünkü Trump askerlerini Suriye’den tamamen çekme konusunda kararlı görünüyor. Suriye’de ABD ile yaşanan sorunlu dönem sona eriyor.
Ancak Suriye’deki tek aktör ABD değil. Rusya sahada oldukça etkili ve Ankara-Moskova hattında Suriye’deki sorunların çözümü konusunda oldukça güçlü bir koordinasyon bulunuyor. Rusya’nın saha ile ilgili ne düşündüğü Ankara için önemli. Bu yüzden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bu meseleleri konuşmak için Moskova’ya gidiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Çavuşoğlu’nun ziyaretinden çıkacak sonuca göre Putin’le yüz yüze görüşebileceği biliniyor.
Çavuşoğlu’nun Moskova’daki temasları bir hayli önemli. Sebebi Şam rejiminin terör örgütü PKK/YPG ile kurmaya çalıştığı işbirliği. Malum. PKK/YPG, ABD himayesini kaybedince ilk iş olarak federasyon talebinden vazgeçtiğini açıkladı daha sonra Şam rejimini Suriye’nin kuzeyine müdahale etmeye çağırdı. Rejim ve terör örgütü arasında pazarlıklar sürüyor. Rejim, ABD askerleri çekilirken Fırat’ın doğusunun tamamı olmasa da bazı noktalara yerleşmek istiyor. Bu taleplerini Moskova’ya ilettikleri tahmin edilebilir.
Biliyorsunuz Trump’ın Suriye’den çekilme kararının ardından Ankara Fırat’ın doğusuna yapacağı operasyonu, ABD ile çekilme konusundaki koordinasyonu tam olarak sağlamak için yaklaşık bir ay erteledi. Önümüzdeki günlerde ABD’den bir heyet koordinasyon çalışması için Ankara’ya gelecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bir müddet erteleme” kararını geçtiğimiz hafta Cuma günü açıklamıştı. Ancak aynı gün karar değişikliğine gidildi. Sebebi Şam rejiminin yukarıda bahsettiğim beklentileri, bu çerçevede Münbiç’in çevresinde yaşanan hareketlilikti.
Şam rejimi ABD askerleri çekildikten sonra Münbiç’e girmek istiyor. Bu planın temelinde Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yapacağı operasyonla oluşturacağı güvenlik hattını kırma planı yatıyor. Münbiç lojistik için oldukça önemli. Türkiye de işte tam bu yüzden plan güncellemesine gitti. Fırat’ın doğusuna operasyondan önce mutlaka Münbiç’teki terör örgütü kalıntılarının ortadan kaldırılması, kentin güvenli hale getirilmesi kararı alındı. Münbiç’te rejim etkisinin, dolayısıyla terör örgütü PKK/YPG varlığının sürmesinin Fırat’ın doğusuna yapılacak operasyonu olumsuz etkileyeceği değerlendiriliyor. Bu yüzden Ankara’da “Ne olursa olsun, önce Münbiç” yorumu yapılıyor.