Bugün Ankara'da Adalet ve Kalkınma Partisi 4. Olağanüstü Kongresi var.
Mayıstaki seçim zaferinden sonra elbette bu kongre heyecan, coşku ve umut dolu olacak.
"Neden AK Parti?" sorusunun cevabını ararken; hem Erdoğan'a, AK Parti'ye ve Cumhur İttifakı'na verdiğimiz desteğin bir daha muhasebesini yapalım hem de asıl gençlere, kararsız insanımıza siyaset üstü bir analiz sunalım.
Bugün dünyada küresel bir hegemonya var. Batı, Haçlı zihniyeti ile gayri insanî bir statüko kurmuş. Genlerine kadar sömürü, kölelik, ırkçılık, zorbalık, tahakküm işlemiş bu küresel hegemonyanın sahiplerinin, bir dünya haritası etrafında toplandığını düşününüz.
Masanın etrafındakiler haritaya bakarak, "bizi kim tehdit edebilir, bizim tekerimize hangi ülke çomak sokabilir?" diye kafa yorarken söylenen ülke isimlerini birer birer geçerek "Türkiye" dendiğinde dururlar...
Türkiye onlar için potansiyel bir tehdittir.
Neden?
1. Türkiye bir imparatorluk varisidir. Selçuklu'dan, Osmanlı'dan gelen büyük devlet olma ideali milletimizde hiç bitmemiş, hiç sönmemiştir.
Bizi biz yapan değerler ile cihan imparatorluğu kurmuşuz. Mana köklerimiz üzerinde yeniden dirilir, büyür, güçleniriz korkusu ile masanın etrafındakiler soğuk terler dökmektedir.
Erdoğan Türkiye'si, tam da korktukları olduğu için dışarıdan, içeriden Türkiye'ye tuzaklar kuruluyor, NATO içinde müttefik olduğumuz başta ABD, Fransa açıktan düşmanlık sergiliyor.
2. Türkiye onlar için potansiyel bir tehdittir. Çünkü Türkiye, İslâm hilafetinin son merkezidir. Bugün öyle bir iddiamız yok ama İslâm ülkelerinin şuur altı müktesebatında Selçuklu'dan, Osmanlı'dan gelen bir muhabbet var. Bugün tekrar Ortadoğu'da Balkanlar'da, özellikle Afrika'da kapılar, gönüller Türkiye'ye açılıyorsa bu muhabbetten dolayıdır.
Türkiye bir ayağa kalkarsa, İslâm dünyasının gözü de, gönlü de açılır. Nitekim kapılar ve gönüller o kadar hızlı açılıyor ki; Yahya Kemal'in, Süleymaniye'de Bayram Sabahı'nda dediği "Bir geliş var./ Her ufuktan bu geliş eski seferlerdendir; O seferlerle açılmış nice yerlerdendir."
3. Türkiye onlar için potansiyel bir tehdittir. Çünkü Türkiye; Türk dünyası için de gönülden kucaklanan, verdiği güven, destek ve dostluğu ile bağırlara basılan güzel kardeştir.
Yıllarca Sovyet esaretinde ömür tüketenler, işte kurulan Türk Devletleri Teşkilatı ile dünya siyasetinde yeni bir merkez olarak büyüyor, güçleniyor.
Türkiye ayağa kalkıyor, Türk dünyası da ayağa kalkıyor.
4. Türkiye, onlar için potansiyel bir tehdittir. Çünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildi. Devlet katındaki iki asırlık bocalama sona erdi, ufuk göründü, istikamet belirleme arayışında düzlüğe çıkıldı.
Allah ebeden razı olsun, Devlet Bahçeli liderliğinde MHP'nin, Cumhur İttifakı'na verdiği destekle; Türkiye'de Batı tertibi asırlık oyunları bozmak, kurulan tezgâhları parçalamak mümkün oldu. Onun da ötesinde milletimiz, milli değerlerimiz etrafında büyük yürüyüşü başlattı.
5. Erdoğan liderliğinde AK Parti iktidarında Türkiye; görülmemiş hizmetler, kalıcı büyük eserler, FETÖ, PKK başta terör örgütleri ile mücadele, iç/dış güvenlik, refah ve kalkınma yolunda gerçek manada çağ atladı.
Türkiye'nin çehresi değişti, milletimizin kendine güveni arttı, yarınlara daha bir güvenle, umutla bakar hale geldik.
Türkiye artık hizaya sokulamayan, Suriye, Libya, Azerbaycan, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'ta "ben buradayım" diyen, söz kesen güçlü bir ülkedir.
İşte birkaç gündür Suriye'nin kuzeyinde ABD himayesine rağmen PKK/YPG'yi darmadağın ediyoruz.
Mesele AK Parti, Erdoğan, Bahçeli meselesi değil.
Türkiye Yüzyılı için AK Parti, Cumhur İttifakı diyoruz...