Nureddin Nebati, yeni Hazine ve Maliye Bakanı olur olmaz, itibar suikastçıları devreye girdi. FETÖ, Mart 2013'te Nebati'nin Pensilvanya'da Fetullah Gülen ile çekilmiş fotoğrafını servis etti.
"Ajans" dört bir koldan algı operasyonu başlattı: "Bakın yeni Bakan kimdir?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Cumhur İttifakı'nın, FETÖ ile mücadelesini itibarsızlaştırmak için başvurulan bir strateji bu.
Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP lideri Bahçeli, Melih Gökçek, bizim gibi yazarlar, FETÖ ile mücadeleyi sürdürdükçe; "eski FETÖ'cü" damgası ile mücadelemiz, etkimiz zayıflatılmaya çalışılıyor.
O fotoğraflar çekilirken FETÖ ortada yoktu.
Önce PYD (Paralel Devlet Yapılanması), sonra FETÖ denilen yapı, 17/25 Aralık 2013 öncesi bu isimlerle anılmıyordu.
2014 öncesinde "Gülen Cemaati" olarak bilinen yapıya; dine, ahlaka, diyaloga, eğitime, iç barışa hizmet ediyorlar kanaati ile milyonlarca insan destek verdi. Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, aydınlar, sanatçılar, iş insanları da destek verenler arasındaydı.
Bu yapının sinsi, hain, ABD taşeronu bünyesi ortaya çıkınca, yani "Cemaat", FETÖ olan yüzünü belli edince; bu insanlar, desteğini çektiği gibi, FETÖ ile cesaretle ve ölümüne mücadele etmeye başladılar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu mücadeleye önderlik etti/ediyor.
Amma, İslamî görüntüsünden dolayı "Cemaat"e karşı görünenler, "Cemaat", FETÖ olunca, bu defa ihaneti belgelenmiş bu şebekeye destek vermeye başladılar/veriyorlar.
"Erdoğansız Türkiye" için ABD, FETÖ'den medet umuyor, Biden'ın adamları da FETÖ müdafii kesiliyor...
CHP'yi örnek verelim.
FETÖ elebaşının hain yüzü belirmeye başladığında, 22 Mayıs 2010'da, bir kaset operasyonu ile CHP Genel Başkanlık koltuğuna oturur oturmaz kılaçdaroğlu, 1 numaralı FETÖ savunucusu kesildi.
Hatırlayalım:
Pensilvanya'dan CHP'ye, CHP'den ABD'ye ziyaretler başladı.
26 Ocak 2012'de bir ekip, Kemal Kılıçdaroğlu'nu CHP Genel Merkezi'nde ziyaret etti. Bu görüşmeden bir gün önce, Kemal Kılıçdaroğlu; "yargıda cemaat kadrolaşması var, diyemem" demişti.
Gezi kalkışmasından önce 18 Mart 2013'te Fetullah Gülen'in davet ettirdiği CHP heyeti, ABD'den Türkiye'ye döndü. Verilen mesajı,
20 Mayıs 2013'te, Gezi kalkışmasından bir hafta önce Kılıçdaroğlu Aydın'daki konuşmasında verdi: "Bu hükümete saldıracağız ve bu hükümeti düşüreceğiz."
Kalabalık bir grupla Taksim'de boy göstermeyi de ihmal etmedi.
17/25 Aralık emniyet-yargı darbe girişiminden 15 gün önce 2 Aralık 2013'te Kılıçdaroğlu, FETÖ davetlisi olarak Wasihgton'daydı...
CHP ile FETÖ artık al takke ver külah ilişkisindeydi.
7 Haziran seçiminden önce 17 Mayıs 2015'te: CHP Genel Başkanı, Zaman gazetesine gitti ve Ekrem Dumanlı ile görüştü. 3 gün sonra şunları söyledi:
"CHP iktidarında MİT TIR'ları silah taşımayacaklar. Filmleri var, kamyonlardaki kasaların nasıl açıldığının, bombaların görüntüleri var. Ben de seyrettim."
25 Aralık 2015'te Kılıçdaroğlu, FETÖ elebaşını savunmakta bir beis görmedi. Gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldiğinde, kendisine F. Gülen soruldu. "Mazlumu savunmayacağız da kimi savunacağız? Kimse kusura bakmasın" dedi.
15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünde, kendisinin tankların arasından geçmesine izin verildi ve Kılıçdaroğlu, sürekli "kontrollü darbe" diyerek hükümeti/devleti hedef gösterdi.
FETÖ elebaşı ileride kullanılmak üzere pek çok kişi ile fotoğraf çektirdi.
Demirel'e kameralar önünde kendi eliyle diyalog ödülü takdim etti. Ecevit ile defalarca görüştü, fotoğraf yayınladı.
Mesele; geçmişteki fotoğraflar değil, bugün FETÖ ile utanmadan sıkılmadan kol kola yürünmesinde...