Ne yaptın hocam sen?
Maç bittikten sonra canlı yayın kameralarının önüne geçip, üstelik demeç vermen yasak olduğu halde çıkıp yaptığın hatalardan dolayı özür diledin.
Ne yaptın hocam?
Biz alışmıştık profesyonel kriz yönetimlerine.
Biz alışmıştık “bir süre sessiz kalayım, unutulur” yaklaşımlarına.
Hocam sen ne yaptığının farkında mısın?
Neleri yıktığının farkında mısın?
Bak sıralayayım;
- “Ben hata yapmış olabilirim ama sanki siz çok mu doğru yaptınız?” diye hatasını başkalarının hatalarının ardına saklayanları açığa çıkardın.
- “Herkes hata yapıyor, bir ben mi akıllıyım da çıkıp özür dileyeyim” diye özür dilemekten kaçanların yüzüne beyefendiliğini vurdun.
- Özür dilemenin erdemini unutan herkese, sadece futbolun değil hayatın her alanındaki bütün özür özürlülere ders verdin.
- Göreve, unvana aşkla bağlı olan, kaybetmemek için her türlü numarayı yapanlara da hiçbir koltuğun, makamın,mevkinin insani değerlerden ve erdemlerden daha üstte olmadığını gösterdin.
Deniz Çoban bir beden eğitimi öğretmeni. Belki bu maçtan, bu özürden sonra tekrar okuluna, beden eğitimi öğretmenliğine dönecek. Belki bir daha hiç maç yönetmeyecek.
Ama ne yanlış kartları, ne yanlış penaltı kararları ne de yönettiği maçlar konuşulacak.
Deniz Çoban bundan sonraki hayatı boyunca adam gibi adam olarak anılacak.
Bir erdemlilik abidesi olarak hafızalarımızda her zaman yeri olacak.
Sağol hocam,
Güzel bir ders verdin.
Not : Rıza Çalımbay da adeta Deniz Çoban’ın erdemli özrüne yakışır şekilde denk gelmiş ilgili röportajda. Rıza hoca da bu erdemli davranışa aynı erdemlilikle, beyefendilikle ve kalenderlikle cevap verdi. İki hoca da gençlere harika birer örnek olarak yıllarca anlatılacak.