Ne vicdan var ne de utanma, “sakallı, tekbir getirerek Tahir Elçi’ye kurşun yağdırdılar” diye sosyal medyada boy gösterenlerde. İster kadın ister erkek; hiç fark etmez. Mesleği ister avukat ister sözde gazeteci! Amaç insanları sokağa dökmek, devlete, hükümete bağırıp çağırmalarını sağlamak. Bunların ulusal kimliği, vatanı olmadığı gibi hiç bir inancı da yok. Kargaşadan, kandan, şiddeten beslenen ruh hastaları.
Bakınız; Suriye hele de Rusya ve yeni candaşı İran’la yaşanan bunalımlar sonucu, Güneydoğu Anadolu’da kargaşa çıkarıp bunun Batı illerimize sıçramasını sağlamak için çabalayan istihbarat kuruluşlarının adamları cirit atıyor ülkede, hele de Güneydoğu’da. Bu tür suikastler için biçilmiş kaftansa hiç kuşkusuz PKK. Kürt kökenli vatandaşların yaka silkmeye başladığı ve adını duyunca bile yüzünü buruşturduğu, saflarına katılımların her geçen gün neredeyse sıfırlandığı örgüt köşeye sıkıştı mı, geçmişte olduğunca kendine yeni bir patron bulmuştur hiç kuşkunuz olmasın. Patron adaylarının içinde en akla yakını Rusya. Geçmişte Apo ve PKK’ya, KGB’nin emriyle kucak açan Hafız Esad gibi birine ihtiyacı yok Putin’in yeni KGB’si FSB’nin. Hıristiyan kimliğine sıkı sıkıya yapışan, ölüm kusmaya giden uçaklarını Rasputin’in torunları papazlara takdis ettiren Rusya bu amaçla Batı’daki dindar sığ kafalıları da kandırmaya çabalıyor. “Rusya SSCB değil. Hıristiyanlığın bütün inanç ve erdemlerini benimsemiş demokratik bir ülke” palavrasıyla bir süre Batılıların gözünü boyamıştı. Ancak Ukrayna saldırısıyla herkesin gözündeki bağlar çözülüverdi. Adını değiştirmiş olsa da suikast, terör, adam kaçırma, soygun gibi KGB’nin bütün yöntemlerini uygulayan FSB için PKK’nın ağalarıyla görüşüp iki bavul para karşılığı rahmetli Tahir Elçi’yi vur
durması işten bile değil.
“Rus istihbaratının görevlileri gelişmiş, karmaşık,çözülmesi zor (sofistike) suikastlere soyunmaz. Kesinlikle aracı kullanır. Tercih ettiği yöntem suikast düzenleyeceği ülkede var olan mafya ya da terör örgütlerinden birine ‘işi’ ihale etmektir. Böylece Ivan (Rus) köşesine çekilip suikastın sonuçlanmasını bekleyecek ardından da dezenformasyona (bilgi kirliliğ) baş vuracaktır.”
Terör ve istihbarat uzmanlarının bu sözleri (ABD Senato-Meclis İstihbarat Komisyon toplantısı) önceki gün Diyarbakır’da düzenlenen suikastı kimin yaptırmış ve de yapmış olabileceği yolunda somut bir ipucu. Suikast yapılıyor ve hemen ardından çeşitli medya haesaplarından cinayetin sorumlusu olarak devlet gösteriliyor. Ancak evdeki hesap çlarşıya uymuyor; rahmetli Elçi’nin eşi Türkan Hanım’ı kimse hesaba katmıyor. Türkan Hanım Diyarbakır Devlet Hastanesinin önüne geliyor ve “Katil PKK” diye haykırıyor göz yaşları içinde. O anda katil devlet, hükümet de diyebilir, kişi ya da kişileri suçlayabilir. Kimse onu susturmaz, susturamaz. Ama “katil
PKK”, diyor.
Rusya’nın yeni Çarı Putin için adam öldürtmek eğer bireysel çıkarlarına uygun düşüyorsa, çok basit ve vicdan muhasebesine hiç de gerek duymayacağı bir eylem. Tahir Elçi’yi öldürterek Türkiye’yi karıştırmayı, sokağın akla ve mantığa egemen olmasını sağlamayı düşünmüş olabilir. Eğer Türkiye hava sahasına ihlali çeşitli uyarılara rağmen cevapsız kalsaydı, “Orta Doğu’da raconu ben keserim”, kabadayılığını dünyaya ilan edecekti. Olmadı. Kabahatı kendisinde arayacağına ülkesinin egemenlik haklarını savunan Türkiye’ye saldırmaya başladı. Bundan böyle de doğrudan saldıramayacağı için PKK’yı kullanmayı sürdürecektir. Önemli olan soğuk kanlılığımızı yitirmememizdir. Allah’ın yardımıyla nice belayı savuşturan Türkiye bu sıkıntıyı da atlatacaktır. Kimsenin en küçük bir kuşkusu olmasın!